Her gün hepimiz adına konuşan yeni bir araştırmanın sonuçlarına uyanmak sizi de heyecanlandırmıyor mu?
Gazetelerdeki haberler ülkenin ne kadar alkol kullanmadığı, ailelerin ne denli mutlu olduğu, yeni anayasada laiklik ilkesinin kaldırılması taleplerinin oranı, PKK ve kadın konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kadın kollarının yaptığı "araştırma"larla dolu.
Her araştırma "haber" değildir
Veri Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sezgin Tüzün "Önünüze koyulan veri tamamıyla manipülasyon amacıyla ya da eksik bilgiyle elde edilmiş bir değerlendirme olabilir. Sonucu veri olarak kullanacak bir gazetecinin birçok noktayı irdelemesi gerekir. Aksi, bir sorumsuzluk örneğidir" diyor.
Sezgin, bir verinin habere çevrilmesi için gerekli kriterleri aşağıda kısaca anlatıyor. Ama önce son dönemde yapılan araştırma ve anketlerden neler öğrendiğimize göz atalım.
Mesela Türkiye'deki ailelerin yüzde 77'sinin hallerinden bir hayli mutlu olduklarını öğrendiğimiz sabahı siz de unutamıyorsunuzdur. bianet'in şiddet çetelelerine arada bir bakarsanız, durumu Stockholm sendromuna bağlamadan anlamlandırmanızın çok zor olduğunu kabul edersiniz.
Sonra Türkiye'nin yüzde 82'sinin hiç alkol almadığı konusunda bilgilendirildiğimiz o anı hatırlayın. O zamandan sonra Afyon valisinin Afyon gibi muhafazakâr bir şehirde içkiyi neden yasaklama ihtiyacı duyduğunu kavramak hiç kolay olmadı.
Bu sonuçları duyuran Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, araştırmanın tam halini basına vermediğini söyledi. Bu yüzden araştırma tekniklerini, konuşulan "25 bin deneğin" profilini, nerede yaşadıklarını, hangi sorulara nasıl cevaplar verdiklerini öğrenemedik.
Sonra dün, AKP kadın kollarının Kürt kadınının sorunlarına el attığını öğrendik. Akşam Gazetesi'nde "Yapılan araştırmadaki ilk saptamaya göre PKK, örgüt içinde önemli görevler verip güçlü bir Kürt kadın lobisi oluşturmaya başladı" yazıyordu. Ama "AKP kadın kolları nasıl bir araştırma sonucunda bu saptamaya vardı?" sorusunun cevabı elbette haberde yoktu.
Cevapsız sorular
Yine gazetelerden, yeni "anayasa" anketine göre yüzde 33'ün "laiklik yeni anayasada olmamalı" dediğini, yüzde 44'ün ise laiklik ilkesinin anayasada yer almasını fakat tanımının yapılmasını istediğini okuduk.
Bu sonucu kim duyurmuş? Ankara Samanyolu Liseliler Derneği Mezunları (SAMDED)
Kaç kişiyle konuşulmuş? 5.100
Nerede? Türkiye'nin tüm bölgelerinde ve 38 ülkede
Nasıl? Hangi 38 ülke? Ne sorulmuş? Kişiler neye göre seçilmiş?
Yok.
Herkes araştırma, anket, dilediği ne varsa yapmakta özgür. Ancak haberci, bir bulguyu milyonlarca kişiyle paylaşırken o kadar özgür değil. Bir veriyi haberleştirirken kıstaslar vardır. Her bulgunun üzerine atlanmaz. Güvenilir mi? Yeterli mi? Yöntemi, tekniği açık mı? En azından bunlara bakılır.
Bir araştırmanın ya da anketin yayımlanmaya değer olup olmadığına nasıl karar verileceği konusunda Dr. Sezgin Tüzün'ü dinlemekte fayda var.
Bize anlatın lütfen, bir verinin haber olması için bakılması gereken ölçü nedir?
Örnek verdiğiniz SAMDED anketinden yola çıkalım. Bu bir kamuoyu yoklaması olarak ele alınabilir. Haberde yalnızca 174 kişinin 5.100 kişiyle görüştüğü bilgisi var. Bu kişilerin cevaplarından hareketle bir takım değerlendirmeler yapılmış. Bir değerlendirme yapılması için belli koşullar vardır. Kitle eğilimini tespit eden bir sonuç çıkabilmesi için bir örneklem modelinin ve planının olması gerekir. 5.100 kişiyle görüşmüş olmak bu kadar kişiyle görüşmüş olmak dışında bir anlam taşımaz.
İzleyici ya da okuyucu haberi alırken verilerin güvenilir olduğunu kabul ediyor. Bu noktada habercinin sorumluluğu nedir?
Haberciye düşen neyi haber yapacağını etik kuralları da dikkate alarak seçmektir. Önünüze koyulan veri tamamıyla manipülasyon amacıyla ya da eksik bilgiyle elde edilmiş bir değerlendirme olabilir. Sonucu veri olarak kullanacak bir gazetecinin bunları irdelemesi gerekir. Aksi, bir sorumsuzluk örneğidir, meslek ahlakı açısından sorunludur. Soruların nasıl düzenlendiğinin, hangi bağlantılarla irdelendiğinin bilinmesi lazım. Her araştırmanın dayandığı kuramsal bir çerçeve vardır. Veriyi bu çerçeveden soyutlayamazsınız, aksi manipülasyon izlenimi verir. Gazeteci bu gözle bakarak irdelemiyorsa manipülasyona alet olmuş olur.
Bir araştırmanın bize hangi bilgilerle gelmesi gerekir?
Bir verinin yeterliliği ve güvenilirliği konusunda analiz yapabilmeniz için gerekli her bilginin size açık olması gerekir ki, kullanılabilirliğine karar verebilin. Bunun için de hangi yöntem ve tekniğin kullanıldığının belirtilmesi şart.
Araştırmalar örneklem planları ve yaklaşımları çerçevesinde irdelenir. O irdelemeler sonucunda da değerlendirilirler. O yüzden araştırma, tüm özelliklerini inceleyebileceğiniz şekilde paylaşılmalıdır. Çünkü bütünlüksüz bir bilgiden cımbızla çekilecek bir nokta araştırmanın gerçek sonucuyla taban tabana zıt olabilir; en azından böyle bir risk vardır.
Bir araştırmanın sonucu araştırmayı kimin yaptığından ne kadar etkilenir?
Araştırmada "ben yaptım, o yaptı" diye bir ayrım yoktur. Aynı model, aynı yaklaşım kullanıldığında araştırmaların benzer sonuç vermesi gerekir. Bir araştırma başkası yapınca da aynı sonucu veriyorsa güvenilirdir. Bu söylediğim kamuoyu yoklamaları için de geçerli ancak mesela bu şekliyle SAMED'in araştırması tekrar edilemez, yinelenemez. Dolayısıyla bu veri kullanılabilir değildir. (IC)