Fotoğraflar: Ayşegül Özbek
Türkiye sinemasının klasiklerinden, Ömer Kavur'un 1981 yapımı "Kırık Bir Aşk Hikâyesi", yıllar sonra çekildiği şehirde, Ayvalık'ta tekrar seyirciyle buluştu. Önceki akşam Eski Köylü Pazarı'ndaki gösterimin ardından sabah Ayvalık sokaklarında filmin çekildiği mekanları arşınladık.
Kavur'un Selim İleri ile birlikte yazdığı senaryo, Ayvalık'a tayini çıkan edebiyat öğretmeni Aysel (Hümeyra) ve ilçe eşrafından zengin bir ailenin kızıyla istemediği bir evliliğe zorlanan Fuat (Kadir İnanır) arasındaki aşkı melodram formunda ele alır. Aysel ve Fuat ilişkilerini gizlice sürdürmeye çalışırken, toplumsal baskı ve ikiyüzlülüğe çarpar durur. Film, Cahit Berkay imzalı müzikleriyle de dikkati çekiyor.
Yedi yıldır Ayvalık'ta yaşayan Fransalı araştırmacı, yazar Damien Dessane'nin rehberliğinde "Kırık Bir Aşk Hikayesi Ayvalık Rotası" yürüyüş etkinliği, 14. yüzyıla ait bir Osmanlı çeşmesinin başında başladı. Çeşme, 1821'deki büyük yangından sonra ender ayakta kalan yapılardan biri.
Yürüyüş sırasında tarihi Ayvalık yapıları hakkında da bilgi veren Dessane, filmin çekildiği sokak ve noktalara da ziyaretçileri götürdü. Burada gruptan kişilerle sahneler yeniden canlandırıldı.
Oyuncular Kamran Usluar ve Hümeyra'nın buluşma sahnesi. Hümeyra filmde bu evi kiralamıştı.
Tura, Şeytanın Kahvesi'nde koruk suyu içerek mola veriyoruz.
Rotada denk gelen yine güzel bir Ayvalık evi. Damien Dessane, hem berber hem de bir ressam olan ve 2 yıl önce hayatını kaybeden Arif Buz'un evinin müze/atölye olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Dessane, 19. yüzyılda Ayvalık'ta daha çok ticari ateşe olarak görev yapan 9 konsolosluk olduğunu ve bu kavşakta da Fransız ve Avusturya-Macar olmak üzere iki farklı konsolosluk bulunduğunu aktardı.
"170 senelik Taksiyarhis Kilisesi zaman tüneli gibi" diyen Dessane, "Kilise mübadele sonrası alkol ve tütün deposu olarak kullanılmış ve hiç değiştirilmemiş. İkonalar dahi aynı" diye ekledi.
Mübadele sonrası kiliseden camiiye çevrilen Saatli Camii'de, çan kulesi ve minare bir arada. "Özel, çünkü iki dini temsil ediyor" diye ekliyor rehberimiz.
1841 tarihli Ayvalık'ın en eski evlerinden birinin önünden geçerken mübadil çocuğu Mehmet Rıfat Tanfer, "Bu sokağa Pala Bahçe derler. Biz Çömlek Köy'den geldik buraya. Ayvalık'ın 4'te 3'ü Çömlek Köy'den. Benim dedem Çamlık Camii'nin ilk hocasıdır; Hafız Rıfat" diye bilgi veriyor gruba.
Evde tuğla ve kireç taşı kullanıldığını söyleyen Dessane, sokağın Ayvalık'ın en meşhur sokağı olduğunun altını çizdi.
"1922'de Rumlar gidiyor Ayvalık'tan ve burası bir sene boş kalıyor. 1924'te Müslümanlar geliyor. Bu sokağın ismi de; Yunanca paleo ve Türkçe bahçeden geliyor. Hem Yunanca hem Türkçe bir arada."
Midilli Valisi Kulaksız Mehmet Ağa'nın ailesi ilk bu eve yerleşiyor. Yapı şimdilerde ASKEV Bilginer-Melin Ayvalık Sanat Kültür Eğitim Vakfı olarak hizmet veriyor.
Senarist, yapımcı Haşmet Topaloğlu'nun ifadesiyle, kapı önünde oturan teyzeler gibi kediler oturuyor Ayvalık evlerinin önünde
(AÖ)