Yüzüncü yılda gelecek şampiyonluk Fenerbahçe için her zamankinden çok daha önemliydi. Bu seneki şampiyonluk sadece tarihten kaynaklanan yakıştırmalar, dayatmalar yüzünden değil son iki yılın hak edilmiş şampiyonluğu. Geçen sezon son Denizli maçına kadar getirilip, maçın son dakikalarında elden uçup giden şampiyonluğa verilen emeğin de karşılığı.
Bu kayba rağmen futbolcusu, teknik ekibi, başkanı, yönetimi ve taraftarıyla toparlanıp her şeye rağmen ayağa kalkmayı başarabilmiş Fenerbahçe'nin yüzüncü yılına denk gelen bu şampiyonluk bu nedenle de hep apayrı bir yere sahip olacak.
Yüzüncü yıla girilirken, Fenerbahçe aynı zamanda zorlu bir dönüm noktasına da yaklaşıyordu. Dramatik şekilde kaybedilen şampiyonluğun hemen üstüne gelen başkan Aziz Yıldırım'ın istifası Fenerbahçe üzerinde bitmeyen kara bulutları dolaştırmaya devam ediyordu. Yaklaşık bir ay süren belirsizlik hali yaklaşan Şampiyonlar Ligi ön elemesi öncesinde büyük rahatsızlık veriyordu. Futbolcu transferlerindeki gecikmeler ve teknik direktör seçimindeki belirsizlikler bu son durumun sonucuydu. Başkan ve yönetimin Genel Kurul'da aldığı büyük oy desteğiyle yeniden göreve gelip mücadeleye devam etmesi bu travma sonrası biraz nefes aldırıyordu.
Geç yapılan dört yeni yabancı transferin takıma uyum sağlaması, göreve getirilmesi çok tartışılan Arthur Zico'nun taşları yerine oturtması zaman aldı. Bu dönemde Fenerbahçe Dinamo Kiev'e karşı Şampiyonlar Ligi ön elemesini geçemeyerek yoluna UEFA kupasında devam etti. Bu sonuç bile camiadaki o tuhaf sessizliği çok bozamadı. Öyle bir hava hakimdi ki; sanki taraftarı, yönetimi, futbolcusuyla Fenerbahçe hala geçen sezonki son maçın bittiği o anda bir yerde kalmıştı. Heyecanla beklenen yüzüncü yıl sezonu daha bir türlü başlayamamıştı...
Fenerbahçe UEFA kupasındaki yolda belki başarılı da sayılabilecek yoğun bir maç periyodunu tamamladı. AZ Alkmaar'ı eleyip 4. tura geçti derken yine son dakikalarda konsantrasyon eksikliği ile yediği golle kupaya veda etmiş oldu. Ligde ilk yarıyı en yakın rakibinin 7 puan önünde kapatan Fenerbahçe aslında kendi kapasitesinin çok altında bir performans gösterdiği için eleştirildi. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'u kendi sahalarında yendi ve ligde hiç birine yenilmeden bu sezonu tamamladı. Derbi maçlarındaki başarı grafiğine rağmen daha alt sıralarda bulunan takımlara karşı kaybedilen puanlar şampiyonluğu daha önceden ilan edememesine etkendi.
Şimdi Fenerbahçe bu sezonda kaybettiklerini yeniden değerlendirmeli ve önündeki uzun yolunda ihtiyacı olacaklarına konsantre olmalı. Kendi özeleştirisini yaparken yeni sezonda neleri düzeltip değiştirmesi gerektiğinin farkında olmalı. Futbol alışkanlığındaki zaaflara özellikle önlem alacağı çalışmalar yapmalı.
Fenerbahçe de geçen yıl iyi hazırlanamayıp gecikmeli transferleriyle başladığı Şampiyonlar Ligi'ne bu sezon daha sağlam girmek için çalışmalıdır. "Sözde" futbol medyamızda artık tuhaf bir gelenek halini almış teknik direktör yetersizliği tartışmalarına rağmen Arthur Zico düzgün karakteri, sabırlı ve sakin yapısıyla ön plana çıkarak takdiri hak etti. Takımına futbolcularına kötü dönemlerde sahip çıkarak onları hiç hedef göstermedi. Teknik kararları, oyun sistemi elbette çok tartışıldı ama sporun ahlaklı yönünde hep vardı, şiddete çirkinliklere alet olmadan ilk sezonunu tamamladı. Zico Fenerbahçe'ye tarihinde şampiyonluk yaşatan üçüncü Brezilyalı teknik direktör olarak unutulmayanlar arasındaki yerini aldı.
Fenerbahçe 100. yılında sadece futbola yatırım yapmayıp diğer spor branşlarında da şampiyonluk hedeflediği için de ayrı bir yere sahip oldu. Fenerbahçe, kuruluşunun 100. yılında sadece futbol takımının başarısıyla yetinmeyip, yatırım yaptığı kadın ve erkek basketbol, güreş, boks, kürek, masa tenisi, voleybol ve yelkende de şampiyonlukları kazanarak bir "spor klubü" olduğunu gösterdi.
Aşkınla coşkunla sen çok yaşa Fenerbahçe / Nice 100 yıllara, Yüzyılın şampiyonu Fenerbahçe...(ŞT/EÜ)