Deprem yaralarının sarılmaya çalıştığı Maraş Göksun’da matem hakim. Yardım araçları yollarda. Bölgeye yardım götüren araçlar kadar yardımı dağıttıktan sonra dönenler de yollarda.
Ambulanslar Kayseri istikametine yaralı taşıyor. Ambulans sesi hiç durmuyor.
Göksu’nun tam girişinde bir enkaz. Daha sonradan öğrendiğimize göre dört katlıymış ve 2013'te yapılmış. Bunun böyle olduğunu güç. İş makinası durmuş, çalışmalar tamamlanmış. Enkazın kenarında sandalyede bir kadın oturuyor. Yerde kar, hava öğlen saat 14.00 olmasına rağmen -4 derece.
Hemen yanında AFAD çadır kuruyor, arkasında ise binanın sahipleri kendilerine baraka yapıyor.
Yanlarına yaklaşıyoruz. Çağlar Atak yıkılan binanın kendilerine ait olduğunu söylüyor. İlk depremde binada hiçbir hasar olmadığını, ikinci depremin ise binayı yıktığını anlatıyor:
Birinci depremde binada hasar yoktu. İkinci depremde iki kat aşağıya göçtü. Zaten buradaki binaların tamamı ikinci depremde yıkıldı. Elbistan merkezli olan deprem buraya daha yakındı.
Binanın en alt katı lokantaydı. Lokantada çocuklarla beraber 16 kişi vardı. Hepsi enkaz altında kaldı. Sekizini kurtardık ama üçü çocuk sekiz kişiyi kaybettik. Son cenazeyi de bugün sabah itibariyle çıkardık. Vefat edenlerden birisi annem diğeri, kardeşimin eşi.
AFAD ikinci gün geldi. İlk çalışmayı biz kendimiz yaptık. Deprem anında Kırıkkale Zabıtası'nın aracı karşımızda yakıt alıyordu. Onlar yardımımıza koştu.
Şimdi çalışma bitti, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Gıda paketi getirdiler. Çadır kuruluyor. Zaten bugüne kadar enkazla uğraştık. Arabalarda yattık, uyumadık. Ne kadar uyuyabiliriz bu halde.
Şu an bir konteyner bir de ısıtma ihtiyacımız var. Hiçbir eşyamız yok. Çadırla burada kışı geçiremeyiz. Gidecek bir yerimiz de yok, ailelerimiz de burada. Çocuklarımız var. Benim bir, kardeşimin iki çocuğu var. Çocuklar Kayseri’de hastanede yatıyor. Nereye gidelim? Bizim buradan başka gidecek bir yerimiz yok.
(HA)