Kedi deyip de geçtiğim çok olmuştur, ne zaman ki onlar ile birlikte bir hayatı paylaştım, onlar beni değiştirmeye, dönüştürmeye başladılar.
Kedilerin bana yaptıkları ilk ciddi uyarıları " ehh ercooo koştur koştur nereye kadar, şöyle bir mola ver, içine bir dön bak, onun neye ihtiyacı var ?" Elbette ki hayatı biraz yavaşlatmak, bedenin, ruhun, doğanın, kedilerin ritmine ayak uydurmak. İlk dersim için Çiya ve Soré ye ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bu yaz Merdo ile yeni evimize geçtik. Kuzey Bask’ta şirin çok güzel bir kasaba olan Tardets’ de yaşamaya başladık.
Paris’ten sonra burası çok iyi gelmişti. Munzur gibi bir nehrin ortasından geçtiği bu kasabada insanlar, hayvanlar ve de doğa ile uyumlu iç içe yaşıyorlar.
Uméa Bask dilinde çocuk demek
Dostluk ve dayanışmanın bütün güzel hallerini bu kasabada yaşıyoruz. Daha fazla ayrıntı veremem zira biz turistleri hiç sevmiyoruz, ama toplumsal meseleler ile hemhal olmuş gezginlere kapımız her zaman açıktır.
Daha eve tam yerleşmeden Merdo hızlı bir şekilde evin üçüncü ferdi için araştırmalarına başlamıştı.
Bu konuda ben pek rahat değildim, zira kedi ve köpek gibi dostlarımız ile bir hayatı paylaşmak için onların günün her saatinde rahatlıkla patileri ile toprakta olmaları gerektiği gibi bir ön kabulüm vardı. Bu sebepten Merdo kedi dedikçe ben; "ya biz bir apartman dairesinde yaşıyoruz, evimiz bir kedi için ne kadar uygun" itirazlarım ile süreci biraz ertelemek istedim.
Tabii Merdo araştırmalarına devam etti, hayvan edindirme dernekleri ile iletişime geçti, en sonunda bize yakın bir kasabada Uméa ile yolları çakıştı, çok heyecanlanmış ve o an kararını vermişti. Uméa Bask dilinde çocuk demek. İki kardeşi ile birlikte sokakta hayata merhaba demiş, bu süreçte hayatına kötü dokunan şeyler olmuş, şansına hayvanlar ile çok iyi bir dost olan Marie ile yolları çakışır.
Marie çok mütevazı bir şekilde yıllardır bu güzel dostlara evini açmış, onlara çok güzel bir emek ile bakıyor, sahiplenecek aileye ulaştırıyor. Acaba Uméa ile iyi dostlar olabilecek miyiz diye kendisi eşi ile evimizi ziyaret etti, sonra bir "acaba" ile Uméa'yı dost edinmemize onay verdi.
Uméa çok çekingen, fazlası ile tedirgin bir şekilde iki ay kadar önce bu eve geldi. İlk zamanlar bizim her hareketimizde kanepenin altına saklanan Uméa zamanla eve alışmaya başladı. Sokakta yaşadıklarının kendisinde bıraktığı travma ile Uméa evin üçüncü ferdi oldu. Uméa'nın çok net çizgileri var; günün belirli saatlerinde gözlerden uzak bir yerde, çoğunlukla da kanepenin altında sessizliğine çekilir ve kimsenin kendisini rahatsız etmesini istemez. Oyun zamanı geldiğinde ise her şeyini iptal edip onunla oynamanı ister. Özellikle gün daha aydınlanmadan heyecanlı konuşmalara başlar ve senin de kendisine eşlik etmesini ister.
Anlamadığını fark ettiğinde ise dik dik gözlerinin içine bakar. Gün içinde ara ara "hadi ama canım sıkıldı" o halden çıkması için yaratıcı şeyler bulmanı ister. Bazen de bizden birkaç adım ötede durup gözleriyle bizim gözlerimize odaklanır, ben bu bakışlardan “gözlerim üzerinizdedir” anlamını çıkardım. Bu bakışları ile biz artık Uméa’nın sadece bir kedi olmadığına ikna olduk.
Akşam saatlerinde coşkusu tam gelir, işte o zamanda biz kendisinin temposuna ayak uydurmaktan zorlanırız. Biz kanepeye günün yorgunluğu ile düştüğümüzde aramızda kendisine yer yapar, oldum olası öpme ve öptürme konusunda arızalı olduğumu anlamış olduğundan diyorum, kedisini Merdo’ya bolca öptürür, kendisi de onu bolca öper. Kendisi istediğinde gelir kendisini sevdirir, bizi sever ve sonra gider. Bu konuda bizi hizaya getirdi.
Son zamanlarda ise dışarıya dair yoğun bir ilgisi gelişti. Pencerelere kurulup uzun uzun dışarıları, bizde onu izliyoruz. Ha bu arada gece aksiyonları zaman zaman beni kızdırmıyor da değil, "bu kitapların burada ne işi var, bu çiçeklerin topraklarını bir havalandırmak lazım" eylemlerine karşı savunma halindeyim, dayanışmaya açığım
2023 yılının bu son günlerinde bize hayata dair güzel şeyler fısıldamaya devam ediyor. Biz ondan ve de onun sokaktaki hemcinslerinden öğrenmeye devam ediyoruz. Biz insanlar bu dostlarımızın seslerine, heyecanlarına, beklentilerine daha çok kulak versek sanırım her birimizin daha özgürce barış içinde yaşayabileceği yarınlar daha yakın olur.
Hepimize güzel dostlarımızla birlikte güzel bir 2024 diliyoruz.
(EJA/EMK)