İzmir'den belgeseller aracılığıyla insan haklarına layıkıyla dikkat çeken kaçırılmayacak etkinlik pek yakında başlıyor. Seneler içinde içeriğini gayet geniş bir spektruma yaymış olan film günleri yalnız memleketin değil, tüm gezegenin nabzını tutuyor, aynı zamanda belgesel sinemanın nitelikli eserlerine ulaşmamızı da sağlıyor.
Türkiye'de ve dünyada insan hakları açısından yaşanan çok farklı sorunlara yönelik olarak izleyenlerde bir farkındalık ve duyarlılık oluşturmayı hedefleyen 12. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri'nin bu yılki teması "örgütlenme özgürlüğü."
Programda ülke içinden 10, ülke dışından 16 olmak üzere toplam 26 insan hakları temalı belgesel film yer alıyor.
Etkinliğin organizatörleri 10 – 17 Aralık 2021 tarihleri arasında bu filmleri birlikte izlemekten, hak ihlallerinin önlenmesi ve insan haklarına saygının yükseltilmesi üzerine birlikte düşünmekten büyük bir mutluluk ve onur duyacaklarını belirtmişler.
Programda yer alan filmlerin bir bölümü 10 – 12 Aralık 2021 tarihlerinde İzmir'de Fransız Kültür Merkezi salonunda ve 18 – 19 Aralık 2021 tarihlerinde Van Barosu salonunda pandemi koşullarına özen gösterilerek fiziki olarak da izlenebilecek.
Sinemaseverlerin filmleri izleyebilmeleri ve programa dair duyuruları alabilmeleri için https://tihvbelgeselfilm.org sitesine girip sadece e-posta adresleri ile sınırlı bir iletişim formu doldurmaları gerekmekte.
Filmler 10 Aralık 2021 tarihinde saat 00.01 itibarıyla gösterime açılacak, yedi gün sonra, 17 Aralık 2021 tarihinde saat 24.00 itibarıyla gösterime kapanacak.
Yabancı filmler için dağıtımcı ve yapımcı şirketlerle yapılan anlaşmalara bağlı olarak filmler yalnızca Türkiye'deki izleyicilere açık. Her filmin 250 kişilik izleyici kontenjanı olduğundan kontenjan dolduktan sonra filmler gösterime kapanacak.
Türkiye yapımı filmler için herhangi bir kontenjan sınırı yok.
Altyazıyı filmi başlattıktan sonra göstericinin alt bandındaki [CC] tuşuna basarak seçmek gerekiyor.
Türkçe olmayan tüm filmlerde Türkçe altyazı mevcut.
Arica
Yönetmenliğini Lars Eeman ve William Johansson Kalén'in üstlendiği "Arica" 95 dakikalık bir belgesel. Bir İsveç maden şirketi, çöl ikliminin hüküm sürdüğü Şili'nin Arica şehrine 200000 ton zehirli atık ihraç ediyor. Binlerce insan hastalanıyor, pek çok insan kanserden ölüyor. Film, Şili'de doğan ama Boliden şirketinde büyüyen Lars Edman'ın bu skandalı ortaya çıkarmasının ardından başlayan müthiş davayı gündeme getiriyor.
Lars Edman, meslektaşı William Johnson'la beraber 15 yıl boyunca bu meseleyi takip ediyor ve onlarca yıl önce Avrupa'da alınan kararların Güney Amerikalı insanları nasıl etkilediğini ortaya çıkarıyor. "Arica", itibarlarını çaresizce temize çıkarmaya çalışan çokuluslu bir şirkete karşı adalet için savaşan acılı bir halkın hikâyesini anlatıyor.
Bir Kürt Entelektüelin Yaşamı: Casime Celil
"Bir Kürt Entelektüelin Yaşamı:Casime Celil" / Jiyana Rewsenbireki Kurd: Casimê Celîl yönetmenliğini Özlem Diler ile Cell Badikanlı'nın üstlendiği 56 dakikalık bir begesel.
Casimê Celîl 1908 yılında Kars'ın Digor ilçesine bağlı Kızılkule köyünde, Êzîdî Kürt bir ailenin çocuğu olarak doğar. Hayatı boyunca özlemle anacağı köy ve aile yaşamı 1918'de yaşadıkları kırımla sona erer. Erivan'a uzun yürüyüşü sırasında bütün aile bireylerini kaybeder. Tek başına kalan Casim, Erivan'da bir yetiştirme yurduna yerleştirilir ve ismi değiştirilir. Kim olduğunu unutmamak için her sabah kalkıp kendine 'navê min Casim e, ez kurê Celîl im, ji Qizilquleya ser Digorê me, ez Kurd im, Kurdê Êzîdî me' (Adım Casim, Celil'in oğluyum, Digor'un Kızılkule köyündenim, Kürdüm, Ezidi Kürdüm) sözlerini bir mantra gibi tekrar eder.
Köklerine olan özlemi Sovyet Rusya ekolünün de büyük katkısıyla edebiyat, folklor ve dil aşkına dönüşür. Kürtçeye dair ne varsa bulur buluşturur, okur, biriktirir. Halen Viyana'da bulunan Kürt enstitüsü bugün, pek çok dilde Kürtçe ve Kürtler üzerine yazılmış yirmi bin eser, aile tarafından dijital ortama aktarımları devam eden binlerce ses kaydı, Casim Hoca tarafından bir gün Kürdistan'ın okullarına hediye edilmek üzere özenle paketlenmiş pek çok kitap, fotoğraf, mektup, kültürüne aşkla bağlı bir ailenin yaklaşık yüz yıllık birikimi ile bu konuda çalışmak isteyen herkese açık bir Kürt evidir.
İffetsiz Sürtükler
"İffetsiz Sürtükler" / Brazen Hussies yönetmenliğini Catherine Dwyer'in üstlendiği 90 dakikalık bir belgesel. Avustralya tarihinin devrimci bir dönemine ışık tutan bu film, Kadınların Özgürlük Hareketini (1965-1975) konu alıyor.
"İffetsiz Sürtükler" yeni ortaya çıkan arşiv kayıtlarını, aktivistlerin kişisel fotoğraf ve hatıratlarını ve onlarla yapılan mülakatları kullanarak cesur ve farklı bir grup kadının statükoya meydan okumak için, eşitlik talep etmek ve derin bir toplumsal değişim yaratmak için güçlerini nasıl birleştirdiklerini ve böylece 20. yüzyılın en büyük toplumsal hareketlerinden birine nasıl katkıda bulunduklarını anlatıyor.
İnsanlığa Gönderilmiş Mektuplar
"İnsanlığa Gönderilmiş Mektuplar" yönetmenliğini Yusuf Kenan Beysülen'in üstlendiği 100 dakikalık bir film. Vicdan, cesaret, umut ve kararlılık "İnsanlığa Gönderilmiş Mektuplar" belgeselinin eksenini oluşturuyor.
Hakikat ve adalet için Türkiye'de insan hakları mücadelesi veren 12 insanın hikayesini anlatıyor... 12 insan, 12 mektup ile geçmişe ve bugüne ışık tutuyor; cesaretlendiriyor, mücadeleye çağırıyor...
Bu Yağmur Hiç Dinmeyecek
"Bu Yağmur Hiç Dinmeyecek" / This Rain Will Never Stop yönetmenliğini Alina Gorlova'nın üstlendiği 102 dakikalık bir belgesel. Film, seyirciyi insanlık tarihinin savaş ve barış arasında gidip gelen o sonsuz döngüsü içinde sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
Filmde kendisine güvenli bir gelecek kurmaya çabalayan 20 yaşındaki Andriy Suleyman'ın hayatını izliyoruz. Suriye iç savaşından Ukrayna'daki çatışmaya sürüklenen Andriy'nin var olma mücadelesi yaşam ve ölüm arasındaki sonsuz sarmala sıkışmış görünüyor.
16 Ton
"16 Ton" yönetmenliğini Ümit Kıvanç'ın üstlendiği, insanlık tarihine ironik bir yaklaşıma dayanan bir belgesel. Bugünkü yanlış hayatımızı neleri nerelerden nasıl çıkararak inşa ettiğimizi anlatıyor.
Gele gele vardığımız serbest piyasa ve özgürlük çağı, yoksa bütünüyle halkla ilişkiler faaliyeti ürünü mü? Madencilerin sefaletini anlatırken gözde bir hit parçası oluveren "16 Ton", yoksa sadece bir şarkı mı?
Başka Vatanımız Yok
"Başka Vatanımız Yok" yönetmenliğini Bayram Küçük'ün üstlendiği 20 dakikalık bir belgesel. Afro Türkler, Osmanlı Devleti'ne en erken 15. yüzyıl olmak üzere çoğunlukla 19. yüzyılda Afrika'dan köle ticareti, işçilik, askerlik ve göç gibi yollarla getirilmişlerdir. Ağırlıklı olarak Ege bölgesinin verimli topraklarında tarım işçisi olarak çalıştırılmış ve bu bölgenin kırsal kesimlerine yerleştirilmişlerdir. Afro Türklere, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiştir. Kendilerini; Arap, Siyah Türkler veya Afro Türkler olarak tanımlarlar.
Günümüzde sayıları 5 ila 10 bin arasında olduğu tahmin edilen Afro Türklere, ten renkleri dışında hiçbir şey Afrika'dan kalmamış.
Belgesel, Afro Türklerin yaşantılarına, sosyal olarak çektikleri zorluklara, ötekileştirilmelerine ve uğradıkları ırk ayrımcılığına dikkat çekiyor. Afro Türkler, insanların onlara laf atmalarından, bakıp gülümsemelerinden rahatsızlık duyarlar. Toplumda daha fazla kabul görmek ve daha fazla tanınmak isterler.
Benim Bedenim
"Benim Bedenim" / Il Mio Corpo yönetmenliğini Michele Pennetta'nın üstlendiği 80 dakikalık bir belgesel. Babası için çöplerden hurda metal toplayan Oscar artık çocuk sayılmaz. Hayatı çöp sahasında, atıkların içinde geçmektedir. Ayrı dünyalardan olsalar da aslında kendisine bir o kadar yakın olan Stanley vardır bir de. Stanley kendisine verilen cep harçlığı karşılığında kilisenin temizliğini yapar, meyve toplar ve koyunlara bakar.
Bambaşka hayatlardan gelen Sicilyalı Oscar'ın ve Nijeryalı Stanley'nin ortak noktaları yokmuş gibi görünebilir. Fakat aslında ikisi de aynı ıstırabı hissederler. Dünyaya savrulup atılmış olmaktan, toplumda itilip kakılmaktan ve başkalarının yaptığı tercihlerin onlara dayatılmasından muzdariptirler.
Bir Zamanlar Venezuela'da
"Bir Zamanlar Venezuela'da"/Once Upon A Time İn Venezuela yönetmenliğini Anabel Rodríguez Ríos'un üstlendiği 95 dakikalık bir belgesel. Maracabo Gölü'ndeki Congo Mirador köyü gizemli Catatumbo yıldırımları altında genel seçimlere hazırlanıyor. Sokağı yakından tanıyan Chavezci parti temsilcisi Tamara için her oy çok kıymetli; öte yandan muhalefeti destekleyen öğretmen Natalie, siyaseti kendisini işinden etmeye yönelik başarısız girişimlerin bir aracı olarak görüyor.
Keskin gözlü küçük Yoaini ise içinde yaşadığı topluluğun, kendi çocukluğu ve masumiyetiyle birlikte giderek batağa gömülmesini izliyor. Yolsuzluk, kirlenme ve siyasal çürüme karşısında küçük bir köy nasıl hayatta kalır? Çağdaş Venezuela'nın tüm kusurları üstüne bir tefekkür...
Derik'te Kalanlar
"Derik'te Kalanlar" yönetmenliğini Onur Can Atlı'nın üstlendiği 15 dakikalık bir belgesel. Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklarda Ermeniler, Derik'in ilk gelenlerindendir. Hiçbir din, dil ve ırk ayrımı yaşamadan bölge halkı ile dostluk, barış ve sevgi içinde yaşarlar.
Ermeniler, zamanla yurtdışına ve batıya doğru göç etmişler. Filmde, Mardin'in Derik ilçesinde kalan son 3 Ermeni; Zekeriya Sabuncu ile Yurşalin ve Naif Demirci çiftinin yaşam öyküsü anlatılıyor.
El-Halil Semaları
"El-Halil Semaları" / Skies Above Hebron yönetmenliğini Esther Hertog ile Paul King'in paylaştığı 56 dakikalık bir belgesel. Eski Filistin kenti El-Halil'de yaşayan Amer (16) ve Anas (12) kardeşler güvercinlere bayılıyorlar ve evlerinin çatısında her gün güvercin yakalamaya çalışıyorlar.
Kuşlar özgürce uçsa da iki kardeş İsrailli yerleşimcilerin ve çatılara yerleştirilmiş askerlerin bakışları altındalar. Daha dikkatli olan Marwaan (16) ise büyük bir İsrail yerleşiminin tam karşısındaki sokakta yaşıyor. Eve gitmek için her gün kontrol noktasındaki askerlerle yüz yüze geliyor. Çatışmaları filme alarak mahallesindeki insan hakları ihlallerine karşı direniyor Marwaan. Çocuklar beladan uzak durabilecekler mi? Üç oğlanın karşılaştıkları güçlükleri ve umutlarını konu alan bir büyüme hikâyesi.
Batı Şeria'da bulunan El-Halil, merkezinde giderek büyüyen bir İsrail yerleşiminin olduğu tek Filistin kenti. Burada 800 İsrailli, onları 200.000 Filistinliden "koruyan" askerler arasında yaşıyor. İsrail sıkıyönetim kanunlarının uygulandığı El-Halil merkezine Filistin polisinin girmesi yasak ve Filistinliler ancak silahlı kontrol noktalarından geçerek hareket edebiliyorlar.
Gök Kızıldır
"Gök Kızıldır" / The Sky İs Red yönetmenliğini Francina Carbonell'in üstlendiği çarpıcı bir belgesel. 2010'da San Miguel Hapishanesinde çıkan yangın 81 mahkûmun yaşamına mal oldu. Olaya ilişkin kayıtların ancak çok küçük bir kısmı basına yansıdı.
Mahkeme tutanaklarının tamamına dayanan bu belgesel, söz konusu resmi kayıtlardaki kanıtları sorguluyor. Karanlıkta bırakılmış bu olaydan geriye kalanları nasıl ve nereye kadar görebiliriz?
Haymatlos
"Haymatlos" yönetmenliğini Mustafa Aydın'ın üstlendiği 13 dakikalık bir belgesel. Kendi dillerine, kimliklerine yabancıdır, göç yolcusu. Ne geldikleri yere aitler ne de bu topraklara. Onlar, vatansız, evsiz, topraksız kalan insanlar.
Afganistan'dan Türkiye'ye gelmek için günlerce aç ve susuz yürüyen umut yolcularının trajik yolculuğuna tanıklık ediyoruz.
Köpekçi
"Köpekçi" belgeseli yönetmenliğini Hayrettin Alan'ın üstlendiği 19 dakikalık bir film. Şaban, Van'da gönüllü olarak sokak hayvanlarını beslemektedir. Hayvanları çok seven Şaban, mesai saatleri dışında, şehrin tenha sokaklarında ve bölgelerinde sokak köpeklerinin beslenmesi için çaba gösterir.
Evinden, çevresinden ve komşularından topladığı yemek artıklarını sokak hayvanlarının yoğun olarak yaşadığı yerlere götürerek beslenmelerine katkı sağlar.
(MT/AÖ)