TBMM, anayasa değişikliği konusunda kendisini kanıtlama çabası içinde. Anayasa değişikliğini yapma kararlılığı görülüyor. TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin liderleri de, "Türkiye'nin artık gecikmeye tahammülünün kalmadığını" anlamış görünüyorlar. Milletvekilleri de öyle... Bu gidişle, çok fazla gecikmeden ve tekliften çok fazla uzaklaşmadan, değişikliklerin gerçekleşmesi beklenebilir.
Tekliften Fazla Sapma Yok
Geçen iki günde, ilk oylaması yapılan 18 maddeye bakıldığında, tekliften çok fazla uzaklaşılmadığı, birkaç değişiklik dışında bazı düzeltmelerle teklifin kabul edildiği görülüyor.
Partilerarası Uzlaşma Komisyonu'nun uzun çalışmaları, sonucunu veriyor. Anayasa Komisyonu'nun, Anayasa değişikliği yasa teklifinde yaptığı değişiklikler, Genel Kurul'da büyük ölçüde kabul görüyor. Bu tutum, değişikliklerin kabul edilmesinde verimliliğin sağlanması bakımından önemli. Tersi olsaydı, görüşmelerin uzaması, yeni pazarlık şartlarının doğması, uzlaşma ortamının ortadan kalkması ve belki de değişiklik paketinin daraltılması sonucuyla karşılaşılabilirdi.
TBMM'de temsil edilen siyasi partiler de durumun farkındalar. Bu nedenle, tekliften ve Anayasa Komisyonu'nun metninden uzaklaşmakta fazla ısrar etmiyorlar.
Böyle davranmalarında, üzerlerindeki yoğun kamuoyu baskısının önemli bir payı olsa gerek. Bu kez, "bakın, bu çok önemli anayasa değişliklerini gerçekleştirebildik, demokratikleşmeyi sağlama yönünde çok ileri bir adım attık" diyebilmek istiyorlar. Siyasi partilerimiz itibarlarını ve TBMM kendine güvenini yeniden kazanmak istiyorlar.
Avrupa Birliği'ne üyelik süreci içinde bu değişikliklerin yapılması gerekliliği, bu gereği yerine getirmek için artık yitirilecek zamanın kalmaması Anayasa değişikliklerinin kabulünde önemli bir etken olsa bile, milletvekillerinin anayasa değişikliği konusundaki tutumlarını iç dinamiklerin de etkilediği anlaşılıyor.
Neler Değişiyor?
Partilerarası Uzlaşma Komisyonu metni esas alındığında, Anayasa Komisyonu ile Genel Kurul'da yapılan değişikliklerin çok da fazla olmadığı görülüyor.
Şunlar olumsuz değişiklikler olarak sayılabilir.
* Başlangıç Bölümünde "düşünce ve mülahaza" yerine, faaliyet denilmesi,
* 13. maddeye, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması konusunda "laik cumhuriyetin" gereklerine uyma zorunluluğu getirilmesi,
* 14. maddede "eylemler" yerine "faaliyetler" denilmesi,
* Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüyle ilgili olarak "cumhuriyetin temel niteliklerine ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne" uygun olmayan düşüncelerin sınırlanmasının olanaklı kılınması,
* Derneklerin , acil durumlarda idare tarafından kapatılması ya da faaliyetten yasaklanması olasılığının yaratılması,
* Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırlanması gerekçelerinin artırılması
Ancak, bu değişikliklerin bir bölümü, zaten Uzlaşma Komisyonu metninin ruhunda vardı.
İşkencenin önlenmesinde önemli bir değişiklik
Ona karşılık, önemli ölçüde maddenin teklifte yer aldığı gibi kabul edilmiş olmasını küçümsememek gerekir. Ayrıca, gözaltı süresinin en fazla dört güne indirilmiş olması, işkencenin önlenmesi bakımından temel bir önem taşır.
Genel Kurul çalışmalarının bir başka önemli yönü, Anayasa değişikliğinin üçte ikinin üzerinde bir çoğunlukla kabul edilebileceğini göstermiş olmasıdır.
Bu sonuç, değişiklik önerilerinin tümünün gerçekleşeceğini ve halkoylamasına gerek kalmadan yürürlüğe girebileceğini gösteriyor.
TBMM'de, anayasa değişikliği konusunda uzlaşma sağlanmış görünüyor. Evet, kabul edilen maddeler bir uzlaşmanın ürünüdür. Bunu unutmamak gerekir. Uzlaşma, bugün bu noktaya gelmiştir. Daha fazlasını beklemek çok anlamlı görünmüyor.
AB'ye girişi zorlaştırmayacağı açık
Uzlaşmanın ulaştığı yer, çoğu demokrat için yetersiz görünebilir. O da doğrudur. Orta vadede, yeni Anayasa değişiklikleri yapılırken şimdi değiştirilen maddelerde de değişiklik ihtiyacı duyulacaktır.
Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde de aslında aynı değerlendirme geçerli sayılabilir. Atılan adımlar belki beklenenden az sayılacaktır. Ama mutlaka Avrupa'da da önemsenecektir. Bu anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesinin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini zorlaştırmayacağı açıkça ortadadır. (NU)