Yerinde durmuyor. Çok geniş olmayan avluyu baştanbaşa katediyor, üç basamaklı merdiveni tek adımda çıkıp beyaza boyanmış demir kapıya dayanıyor. Bir iki saniye orada kaldıktan sonra tekrar avluya dönüyor gençten birilerine bir şeyler fısıldıyor. Sonra çalan telefonuna bakıyor yüzünde hafif bir ışıma “savcı birazdan burada olacakmış” diyor yanındakilere. Hamit Kandal’ın beklediği savcı Suriye’de IŞİD’le süren savaşta hayatını kaybeden YPG’li bir savaşçının otopsi işlemini gerçekleştirecek. İkinci yılına giren savaşta hayatını kaybeden Türkiye vatandaşı çoğu yirmili yaşlardaki YPG’li savaşçıların otopsi işlemlerinin yapıldığı Adli Tıp Kurumu Urfa Şube Müdürlüğü’nün avlusundayız. Daracık avluya sığışmış yüzlerce insan bir yandan Rojava kritikleri yaparken göz ucuyla da Hemit Kandal’ı takip ediyor. Birazdan otopsi salonuna çağrılacak olan Kandal’ın teslim alacağı tabut, büyük bir saygıyla cenaze arabasına yerleştirilecek ve savaşçının hala çok genç bedeni sloganlar, zılgıtlar ve dualar eşliğinde memleketine doğru yola çıkarılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kobani’yle Türkiye’nin ne alakası var?” merakına ne kadar tatmin edici yanıt buldu bilinmez ama Türkiye’nin en uzun sınırının öte yakasında iki yılı aşkın bir zamandan beri sürmekte olan savaş, birçok bakımdan Türkiye’yi de meseleye dahil ediyor. Örneğin IŞİD üyelerinin geçişleri ve diğer lojistik destekleri nedeniyle alenen itham ediliyor Türkiye. Ve uluslararası kamuoyunun bu konudaki ısrarlı şüphelerini dağıtmayı da başarabilmiş değil. Türkiye’nin IŞİD ile örtülü ilişkisindeki detaylar bir yana Rojava, Türkiye (Bakur) Kürtleri için oldukça önemli bir hassasiyet…
Bu konuda gözü kara bir tavır sergileyen Bakur halkı IŞİD’in Kobani köylerine saldırı başlattığı ilk günden itibaren sınırda kitlesel destek eylemleri yaptı. Üstelik askerin her türlü engellemelerine karşın… Sınır hattında günler süren insan zincirleri oluşturdu. Çölü aratmayan sınırda nöbet çadırları kurdu. Rojava direnişine destek olan insanlardan bir bölümü ise “savaş benim savaşımdır “ diyerek sınırı geçti YPG ve YPJ saflarına katıldı.
Hemit Kandal işte bu geçlerin sıra dışı kahramanlık hikayelerinin son durağındaki saygı nöbetçisi… IŞİD üyelerine karşı çarpışırken ölen Türkiye vatandaşı YPG ve YPJ’li savaşçıların ailelerine kavuşması için gönüllü bir mesai yürütüyor. Irak ve Suriye’de yarattığı korku atmosferiyle beklediğinden bile kolay zaferler elde eden IŞİD’im Kobani’yi almak için saldırıya geçtiği dönemde başlamış mesaisine Kandal. Türkiye nüfusuna kayıtlı savaşçıların sınırdan alınıp ailelerine ulaştırılması için birilerine ihtiyaç duyulduğunu fark eden Hemit Kandal, Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER) Diyarbakır Şehit Komitesi ile görüşmeye gidiyor. Burada yaptığı görüşmelerden sonra Rojava’da ölenler için sıra dışı cenaze nakil mesaisine başlamış.
Sistem ölüm haberinin YPG tarafından eldeki sicil bilgilerinden yararlanarak aileye iletilmesiyle işlemeye başlıyor. Haberi alan aile ilk olarak Kandal ile iletişime geçiyor. Ardından Urfa kent merkezine gelen aileyle birlikte sınır ilçesi Suruç’a giden Hamit Kandal emniyetteki işlemlerin halledilmesinden sonra Mürşitpınar kapısından aldıkları naaşın otopsi için Urfa’ya getirilmesine yardımcı oluyor. Hamit Kandal’ın kurduğu bu sistemde tek aracı ise MEYA-DER tarafından tahsis edilen cenaze nakil aracı. Mehmet Baran’ın sürdüğü aracın Adli Tıp’a giderken geçtiği köylerde yer gök yıkılıyor. İlçeyi tarihi İpek Yolu’na bağlayan Aligör köyünde kadınlı erkekli binlerce insan adı konmamış bir söz birliğiyle yolun sağına soluna dizilip alkış ve zılgıtlarla yolculuyor cenazeyi. İnsanın tüylerini diken diken eden bu manzara bazen günde birkaç kez tekrar ediyor. Adli Tıp Kurumu Urfa Şube’de yapılan otopsinin ardından ailesine teslim edilen cenaze memleketine gitmek için yola çıkıyor. Bu nakil işlemi için duruma göre ya mevcut cenaze arabası ya da cenazenin gideceği il veya ilçeden getirilen araba kullanılıyor.
Bu basit gibi görünen ağır sorumluluğu yerine getiren Kandal’ın tek şikayeti ise Urfa gibi bu kadar kritik bir şehirde bir MEYA-DER şubesinin olmayışı. Bu durum biraz yalnız başına mücadele etmek durumunda bıraksa da sitem etmiyor Kandal “şehitler söz konusu olduğunda bütün insanlarımız duyarlı davranıyor” diyor.
Cenazenin kuruma getirildiğini bildiren bir cep mesajıyla bazen binleri bulan kalabalıkların işlerini güçlerini bırakıp toplandığına işaret ediyor Kandal.
İki yıla yaklaşan zamanda 400'e yakın gerilla naaşının ailelerine ulaştırılmasına aracılık eden Kandal’a otopsi işlemleri sürecinde bürokratik bir sıkıntı yaşayıp yaşamadığını da soruyoruz. Ancak o işlemi yapan savcıların ve diğer görevlilerin son derece saygılı bir çalışma yürüttüklerini ifade ediyor.
Hemit Kandal PKK ana davasından yargılanmış bir isim. 16 yıl süren yargılama sürecinde 3 kez idama mahkum edilmiş, itirazlar sonucu her seferinde karar düzeltilmiş ama 20 yılını hapiste geçirmek zorunda kalmış. 2001 yılında cezaevinden çıktıktan sonra siyaset yapmaya başlamış. Olağanüstü bir psikolojik dayanıklılık gerektiren bir sorumluluğu olan Kandal’ın çok mütevazı bir hayatı var. Kentin görece eski bir mahallesinde kiralık bir evde karısı ve küçük oğluyla yaşayan Kandal’ın geçimi ise Kıbrıs harekatından sonra bağlanan Gazilik maaşı…
Çok uzun anlatmıyor hikayesini 60’lı yaşlarını süren bu adam. Zorluyorum ama o biraz mahçup olunca bırakıyorum Aklımda ise sorular var; sahi siz ne dersiniz? İlgisi nedir Kobani’nin Türkiye ile ya da Bakur nesidir Rojava’nın? (YK/NV)