Türkiye’nin Suriye’ye hava saldırısı ve artan çatışmalar ile birlikte Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde yine tedirginlik başladı. Aslında bu sona eremeyen gerginlik savaşın başlangıcından beri devam ediyor. Önce, Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri (YPG) – Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) sonra YPG-El Nusra ve IŞİD arasındaki çatışmalar ilçeye sirayet ediyor. PYD’nin Serekaniye’yi ele geçirmesinden ardından rahatlama yaşansa da, son zamanda IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırılardan, Türkiye’nin hava saldırısı ve tampon bölge tartışmalarından ötürü yoğun bir huzursuzluk hakim.
Suriye ayaklanmasının başladığı 2010 yılından beri ilçe savaştan doğrudan ve dolaylı olarak etkileniyor.
Türkiye-Suriye 120 kilometrelik sınır hattındaki Ceylanpınar'ı Serekaniye’den, Bağdat'a kadar uzanan tren yolu bölüyor.
Sınır hattının 70 km’si devlete bağlı TİGEM arazisi. Diğer hatta ise köyler var. Ceylanpınarlılar Suriye’ye ve Suriye’den sızmaların en çok TİGEM’den gerçekleştiğini söylüyorlar.
Tel örgülerle sarılı sınırın ardındaki çatışmalardan ötürü ilçede 2010’dan bugüne sekiz kişi hayatını kaybetti, birçok insan yaralandı, evler hasar gördü. Korkunun hakimiyeti insanları evlerini terk etmeye zorladı, ekonomik hayat sekteye uğradı. Suruç ve Nusaybin'in aksine Ceylanpınar sokaklar neredeyse boş, kadın görmek ise neredeyse imkansız. Çocukların oyunları ise oyuncak silahlarıyla kurulu; bazıları Suriyelileri öldürüceğiz diyor.
Top ve mermi sesleri gölgesinde beş yıl geçiren Ceylanpınarlılar anlatıyor:
İsmail: "Savaşı hiç bir halk görmesin"
Mülteci kampında çalışan İsmail, 30 seneden beri bu ilçede ailesi burada oturuyor. Kampta çalıştığı için savaşın yıkımlarını en yakından tecrübe eden kişilerden. Geçen yıl 14 Temmuz’da evimin önünde gerçekleşen patlamada oğlu yaralanmış, Suriye’den isabet eden kurşunla bir akrabasını kaybetmiş. Israrla tekrarladığı cümle kimsenin bu acıları görmemesi.
"Ceylanpınar’ın sıfır noktasında olması buraya ciddi bir yıkım getirdi. Kaybedilen yaşamların yanında en önemlisi psikolojik çöküntü oldu. Bunun yanında ilçeden göçler oluştu ve işsizlik arttı.
Korku psikolojisi üzerimize iyice yerleşti. Çatışmalarla aramızda 20 metrelik bir sınır hattı var. Her şeyi açıkça görüyoruz.
Savaşın getirdiği tek şey zarardı. Savaştan sonra kaçakçılık bayağı arttı.
Zaaflar da oldu tabi, sınırdan 3000 - 4000 koyun geçirildi. Bunu görmemek mümkün mü?
“Can güvenliği yok”
Ya abisini, eşini kaybetmiş ayaksız kolsuz, kampta o insanlarla çalışıyorum. Suriyeliler de ülkelerine dönmek istiyor. Kışlar çadır kentte çok zor geçiyor. Bu, Türkiye’nin kaldıramayacağı bir yüktü ve şu an ilçede can güvenliği yok, çevre illerde yığılmalar oldu, işsizlik arttı.
50-60 liraya çalışan biri 20 liraya iş bulamaz oldu. Suriyeliler daha cazip geldi taşeron firmalara, daha ucuza çalışmaya başladı. Hunharca çalıştırıldılar ve parasını alamayan kişiler oldu. Ceylanpınar’dan sızmalar oldu biz bunu hem duyduk hem yaşadık.
"Türkiye kesinlikle müdahale etmemeli. Savaş bizim için çok ağır bir bedel olur.
Küçük bir patlamada bile çocuğum korkuyor. Maddi olarak da sıkıntılar oldu. Patlamalardan sonra evimde hasar oldu devlet yardımcı olmadı ve kredi çekmek zorunda kaldım. "
Esnaf: “Ceylanpınar’ı komple terk edip giderim“
Kırtasiye işleten bir esnaf “savaş başlarsa ben Ceylanpınar’ı komple terk edip giderim“ diyor. Nereye giderim bilmiyorum ama giderim.
“Kim savaş ister? Buradaki çatışmalar bitti yine iş yok. Biz dışarıya çıktığımız zaman ölecek miyiz yaralanacak mıyız diye düşünüyoruz. Bir korku ile geziyoruz“. Çatışma zamanı dükkanlar kapalıydı, Geçen hafta IŞİD burada bir patlama gerçekleştirdi. Can güvenliğimiz yok“.
“Bizim Suriye’de ne işimiz var?”
Fotoğraf: Ali Alssalh
Tüm hayatını Ceylanpınar’da geçiren başka bir kişi ise “her gün savaştan etkileniyoruz, yardım almıyoruz. Siyasiler sadece koltuklarında otururlar ve maaşlarımız az derler; biz burada perişanız. Savaştan sonra huzurumuz kaçtı; hiç bir şey kalmadı devlet burada hesabına geleni işe alıyor. İşsizlik kol geziyor.
Alım gücü düştü, hiç bir şey eskisi gibi değil, Türkiye girse çıkamaz Allahtan insanlar biraz sağduyulu cumhurbaşkanına kalsa çoktan gireriz Suriye’ye.
Bizim Suriye’de ne işimiz var, önce kendi insanına sahip çıksın
Cumhurbaşkanın elinden gelse burayı boşaltır, tampon bölge yapar.
Biz nereye gideceğiz? Biz ne yapacağız? Hangi ülke bizi alacak? Kim bize sahip çıkacak? " diyor. (BZ/HK)