* Leyla'nın Kardeşleri filminden bir sahne.
Yönetmenliğini Saeed Roustayi'nin üstlendiği 2022 yapımı Leyla'nın Kardeşleri, 21. Filmekimi programında çeşitli sinemalarda seyirciyle buluştu.
Yönetmenin üçüncü uzun metraj filmi olan film, bir ailenin ekonomik sıkıntılarla başa çıkma mücadelesini ailenin tek kızı olan Leyla karakteri üzerinden anlatıyor. Filmin başrollerinde Taraneh Alidosti, Navid Mohammedzadeh, Peyman Moadi ve Saeed Poursamimi yer alıyor.
Film geçtiğimiz aylarda 75.'incisi düzenlenen Cannes Film Festivali'nde ana yarışmada Altın Palmiye için yarıştı ve yarışmadan FIPRESCI ödülü ile döndü. Dünya sinemasında ses getiren ve önemli festivallerde yarışan film kendi ülkesinde ise İran yönetimi tarafından "ülkenin ekonomik durumunu çarpıttığı ve yanlış gösterdiği" gerekçesiyle yasaklı.
Yoksulluğun ve ailenin gölgesinde
Asghar Farhadi'nin İran sinemasında başlattığı orta sınıf aile çözülmesi hikâyelerini alt sınıf üzerinden anlatan Saeed Roustayi Leyla'nın Kardeşleri'nde de çatışmalar ve hesaplaşmalarla dolu bir aile hikâyesini aktarıyor.
Akrabaları içinde en yaşlı olan ama bir türlü hak ettiği saygıyı göremeyen bir baba, kardeşlerini düştükleri yoksulluktan kurtarmak için çabalayan ailenin tek kızı Leyla ve dört erkek kardeşin hikayesini aktaran filmde gelir adaletsizliği, akrabalık ilişkileri ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz da gözler önüne seriliyor.
Saeed Roustayi'nin ilk filmi Abad va Yek Rooz'daki (Sonsuzluk ve Bir Gün) gibi aile bireyleri ve aralarındaki hesaplaşmalar aynı senaryo matematiği ile ilerliyor. Fakat yönetmenin ilk iki filminin süreleri göz önüne alındığında filmin süresi bir 50 dakika daha uzuyor ve birinci filmindeki senaryo ilerleyişi ve konu benzerliği sebebiyle de kendini tekrar ediyor.
"Gençliğimiz yitip gidiyor"
Hikâye aslında ailenin saydığı ve babanın en sevdiği çocuklarından biri olan Ali Rıza'nın eve dönüşüyle başlıyor.
Çalıştığı fabrikada çıkan grevler ve çatışmalar sonucu işsiz kalan Ali Rıza, ailesinden işsiz olduğunu saklayarak onları ziyaret etme bahanesiyle aile evine döner. Abisi Ali Rıza'nın eve dönmesiyle birlikte, 40 yaşında olan ve ailevi sebeplerle evlenmeyen Leyla, diğer kardeşlerini de yoksulluktan kurtarmak için abisini bir iş kurmaya ikna etmeye çalışır.
Leyla Ali Rıza'yı bir iş kurmaya razı etmek için "Gençliğimiz yitip gidiyor" der. Ali Rıza diğer üç erkek kardeşiyle alışveriş merkezinde bir dükkân almaya razı olur. Ama tabii ki en önemli sorunları para bulmaktır.
Leyla'nın da diğer üç erkek kardeşinin de bir iş ortaklığına yatıracak parası yoktur. Aile geçindirmeye çalışan ve bir sürü çocuğu olan Perviz, spor ve kas yapmaktan başka bir şeyle ilgilenmeyen Ferhad ve son olarak ailenin üç kağıtçı çocuğu Manuşehr... Aile üyeleri hayatlarını kurtarmak ve kendilerine bir gelecek inşa etmek için yüklü miktarda paraya ihtiyaç duyarlar.
Bu para ise babaları Haşmet'te bulunur ama baba bu parayı aşiretinin reisi olmak için kullanmak ister. Yıllarca akrabaları tarafından hor görülen Haşmet, ailenin başına geçip yitirdiği saygınlığı ve hürmeti bu şekilde kazanmayı hedefler. Ama çocuklarının planları ve Haşmet'in aile reisi olmak için takıntı derecesindeki arzusu bir noktada çatışacaktır.
Alt sınıfın içinde debelendiği çukur
Cannes Film Festivali'nde büyük ödül için yarışan ve festivalden FIPRESCI Ödülüyle ayrılan film, ekonomik çıkmazdaki bir ülkenin alt sınıfının içinde debelendiği çukuru sinema seyircisine sunuyor.
Ayrıca bir kadın karakterin aileyi bir arada, güçlü tutma çabası ve hatta bunun için aile reisi olarak görülen babayla çatışması da filmin öne çıkan vurgularından. Filmin ilerleyen kısımlarında babanın kendi arzularına karşı çocuklarını feda etmesine Leyla bir tokatla yanıt verir. Bu, gelenekçi ve aileyi kutsallaştıran İran toplumu nezdinde sansasyon yaratabilecek kadar büyük bir hamle olarak da görülebilir. Bu sebeple filmde de kardeşlerden biri ablasının bu davranışına şiddetle yanıt vermeye kalkar.
Leyla'nın kurulacak işin başına geçmesini umduğu abisi Ali Rıza'nın da kendisinin de hissettikleri ve geçmişleri yönetmen tarafından birkaç sahneyle geçiştirilir. Film o kadar şimdiye odaklıdır ki geçmişin izleri üzerinde birkaç saniyeden fazla durmaz. Babanın arzuları, çocukların o duruma nasıl geldikleri 170 dakikalık film boyunca ayrıntılı şekilde verilmez.
Ayrıca Saeed Roustayi çektiği iki filmden sonra yeniden ilk filmin senaryo temasına ve olay örgüsüne dönmüş görünür; elbette ki daha güçlü sahnelerle ve biraz daha politik olarak... Filmin ülke yönetimi tarafından yasaklanmasını da bu şekilde yorumlamak mümkün.
Zenginler ve fakirler
Filmin en çarpıcı diyaloglarından biri ise Leyla ve abisi Ali Rıza arasında geçiyor. Leyla abisine zenginlerin hep birbirlerini tanıdığını çünkü sayılarının az olduğunu söyler. "Fakirler ise birbirlerini tanımazlar ama karşılaştıklarında karşısında bir fakir olduğunu anlarlar" diyerek sınıfın görünümüne dair de bir yorumda bulunur. (ED/SD)