54.Selanik Film Festivali'nin Agora Industry bölümünde görücüye çıkan Ülkü Oktay'ın Kendi Aramızda (A History of Women) adlı filmi 7 bin Avroluk destek ödülünü kazandı.
9 Kasım Cumartesi gecesi tarihi Olympion sinemasında yapılan festivalin kapanış töreninde sonuçlar açıklandıktan sonra uluslararası yarışmada jüri başkanı olan Yunanistan asıllı Alexander Payne'in Nebraska adlı son yapıtı gösterildi.
Kuzey Ege'nin kültür başkentine 1-10 Kasım tarihleri arasında hareketlilik kazandıran sinema şöleninin yanı sıra Cumartesi günü Halkidhiki yarımadasında altın arama çalışmalarına yönelik binlerce protestocunun katıldığı yürüyüş damgasını vurdu.
Şefkatli kent Selanik
Yıllardır birer tabu olarak üstü örtülen ve unutturulmaya çalışılan Selanik'in Osmanlı ve Yahudi geçmişi şehrin açık fikirli Belediye Başkanı Yannis Boutaris'in katkılarıyla parlayan yeni imajının cilası oldu. Dünyanın çeşitli ülkelerinden sinema etkinliğine katılan konuklar için misafirperver festival ekibince düzenlenen gayet ilginç turistik geziler de bunun kanıtıydı.
Nazilerle işbirliği yapıp şehir ahalisinin çoğunluğunu oluşturan Yahudiler’in adeta yok edilmesine sebep olan Yunanlılar hakkındaki itiraflar veya Osmanlılar’dan kalan cami ve hamamların şehrin katmanlı tarihindeki yeri konusundaki takdir artık yüksek sesle ifade edilebiliyor.
Bölgede yüzyıllar içinde zenginleşen ortak kültürün inkâr edilemez birikimi sekteye uğramış olmakla birlikte artık Selanikliler’in gurur kaynağı (bu arada şehrin her geçen gün artan sayıdaki Türkiyeli ziyaretçileri iki ülke halkının ne kadar yakınlaştığının kanıtı).
Festival konuklarına gezdirilen yerler arasında Büyük İskender'in babası Makedonya Kralı II. Filip'in olduğuna inanılan Vergina'daki tümülüs mezar kompleksi de önemli bir yer tuttu. Çok da eski olmayan bir geçmişte Selanik'e yakın bir mıntıkada keşfedilen ve sergilenme biçimi arkeoloji dünyasının medarı iftiharı olan buluntular çarpıcıydı. Göz alıcı altın objeler ve pırıl pırıl taçlar bir yana, bulundukları tepenin altında aynen muhafaza edilen mezarların karşısında, karanlık ve sessizliğin yardımıyla olsa gerek insan Hades'le adeta iletişime geçiyor.
Selanik Körfezinin doğusunda Darıca mübadillerinin yerleştirildiği tepelerdeki Gerovassiliou bağları da bölgede üst seviyelere taşınan şarapçılığın dünya klasmanlarındaki haklı iddiasını teyit ediyordu, darısı başımıza…
Diren Halkidhiki
Festivalin açılışına katılarak Selanik'i şereflendiren Jim Jarmush'un beyanatları etkinliğin ciddi ve siyasi kimliğini pekiştirmişti.
Bağımsız sinema söyleminin artık sorgulanması gerektiğini ve günümüzde bir pazarlama aracı olarak fazlasıyla sömürüldüğünü ifade eden olgun yönetmen yıllar içinde edindiği en büyük kazanımın farkındalık olduğunu da itiraf etti. Müzisyenliği dışında şiirsel özellikleriyle de tanınan alçakgönüllü sanatçı en korkutucu faşizmin günümüzde tehlikeli boyutlara ulaşan kripto faşizm olduğunu belirtmeden de edemedi.
Bu faşizm türü aslında Selanik'lilerin gayet iyi bildiği bir dinamik. Şehrin yıllar boyunca sağcılar tarafından karanlık politikalarla yönetilmesi sonucunda demokratik ilkeler yok sayılmış, hür düşünce baskı altında tutulduğu gibi sinsi politikaların kurbanları nedense hep muhalifler ve solcular olmuştu.
54.Selanik Film Festivali'nin kapanış törenine geç kalmış olsa da konuşması hararetle alkışlanan Belediye Başkanı Boutaris dünyayı saran vahşi kapitalizme ve AB'nin kemer sıkma politikalarına ne kadar direnebilir bilemeyiz ama Halkidhiki halkının altın arama şirketlerine pabuç bırakmayacağı kesin; ne de olsa Selanik'in yanı başındaki yarımadanın doğal zenginlikleri ve ahalisinin sağlığı tehlike altında.
Geçtiğimiz dönemlerde Kanada'dan ElDorado şirketinin bölgede ekolojk yanı tartışılır metotlarla altın çıkarmasına itiraz edenler çeşitli vesilelerle isyanlarını ifade etmişlerdi. Korkutma ve tehdit politikalarına maruz kalmalarının bölge halkını yıldırmadığını, hatta kararlılıklarını perçinlediğini söyleyebilirim.
Festivalin son günü şehrin merkezi adeta işgal edildi, Selanik'in arterlerinden Tsimiski Caddesi uzun süre trafiğe kapatıldı. On bin civarında olduğu ifade edilen protestocular çeşitli görüşlerin örgütlü temsilcileri olarak öfkelerini asilce ifade ettiler. S.O.S. Halkidhiki ve Maden Aramalarına HAYIR (OXI) dövizleri çoğunluktaydı; çeşitli sloganlar atıldı, neşeyle şarkılar söylendi, kortej kilometrelerce uzadı.
Her yaştan ve kesimden insanın katıldığı gösteriye herhangi bir polis müdahalesi olmadığı gibi ortalıkta üniformalı güvenlik kuvvetlerinin esamesi okunmuyordu.
Bu durum son yıllarda fazla mesai yapmak zorunda kalan Yunanistan polisinin yorgunluğundan mı, yoksa maaşlarının ödenmesindeki gecikmelerden mi bilemem ama manzara gerçek demokrasilerde özlenen ifade özgürlüğünün medeni bir resmi geçidi kıvamındaydı.
Yürüyüş gezegendeki haksızlıklara karşı ayaklanan ve direnişlerini sürdüren tüm insanların birleşerek yollarına devam edeceğine dair kesin bir işaret...
Sonuçlar |
Ortak yapım forumu olan Crossroads'a Türkiye'den katılan Kendi Aramızda Fransız CNC (Ulusal Sinema ve Anime Görüntü Merkezi) tarafından verilen geliştirme ödülüne layık görüldü. Yönetmenliğini Ülkü Oktay'ın yaptığı, prodüktörlüğünü Onur Ünlü ve Şebnem Vitrinel'in paylaştığı eserin yapım şirketi Eflatun Film. Bu sene dokuzuncusu düzenlenen mevzubahis bölümün jürisi Liana Kassir ve Renaud Pachot'nun Lübnan-Fransa ortak yapımı The Sea and Its Waves (Deniz ve Dalgaları) adlı eserini Full Post Production ödülüne layık gördü. Agora Works in Progress jürisinin verdiği Graal post-prodüksiyon ödülü ise İsrailli yönetmen Asaf Korman'ın Next to Her (Onun Yanında) adlı yapıtına gitti. Samimi ve sıcak tavırlarıyla sempati toplayan Alexander Payne başkanlığındaki Uluslararası Jüri ABD'li eleştirmen Scott Foundas, Romanyalı prodüktör Ada Solomon, Yunanistan'dan müzisyen ve besteci K.Bhta ve Cannes Film Festivali Yönetmenlerin Onbeş Günü bölümünün sanatsal direktörü Edouard Waintrop'tan oluşuyordu. Türkiye sinemasından örneklere de geniş yer ayıran festivalde Theo Angelopoulos Altın İskender ödülü Diego Quemada-Diez'in yönettiği Meksika-İspanya ortak yapımı La Jaula de Oro (Altın Kafes) filmine verildi. Quemada-Diez en iyi yönetmen ödülünü de kaptı. Özel Jüri ödülüne Fransa'dan Katell Quillévéré ve Mariette Désert'in yönetmenliğini yaptığı Suzanne adlı eser layık görüldü. Aktris Sara Forestier filmdeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü alırken François Damiens de aynı yapımdaki performansıyla en iyi yardımcı oyuncu ödülünü kazandı. Kendine has özellikler taşıyan yenilikçi eserlere verilen Bronz İskender Jüri Özel ödülünü Venezuela'dan Mariana Rondón'un Pelo Malo (Kötü Saç) adlı yapıtı aldı. Aynı eser Yunanistan Parlamentosu televizyon kanalının verdiği İnsan Değerleri ödülünü ve Fisher Birasının sponsorluğunda seyirci ödülünü de kazandı. Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu Fipresci de filmin yönetmenine ödül verdi. Yunanistan'dan festivale katılan eserler arasından ise Fipresci Andoni Paraskeva'nın Ebedi Dönüşü adlı filmi seçti. En iyi senaryo ödülü 1999, Myeon-Hue (Güneş Işığı Çocukları) için Güney Kore'den Tae-gon Kim'e verildi. Yunanistan'dan yarışmaya katılan I Aionia Epistrofi tou Antoni Paraskeva (Andoni Paraskeva'nın Ebedi Dönüşü) filmindeki rolüyle Christos Stergioglu ve Şili'den La Chupilca del Diablo'daki (Şeytan'ın Likörü) performansıyla Jaime Vadell en iyi erkek oyuncu ödülünü paylaştılar. Sinematografi için verilen Özel Mansiyon Mısır'dan Al-Khoroug Lel-Nahar (Gün Işığına Çıkmak) için Mahmoud Lofty'ye verildi. Fisher'in verdiği Michael Cacoyannis seyirci ödülüne Yunanistan filmleri arasından Vassilis Raisis'in yönetmenliğini yaptığı I Teleftea Farsa'ya (Son Bir Şaka), Balkan Filmleri bölümünden Hırvatistan'dan Vinko Bresan'ın Svecenikova Djeca (Rahibin Evlatları) ve Open Horizons bölümünden Joanna Kos-Krauze ve Krzysztof Krauze'nin Polonya yapımı Papusza adlı eseri layık görüldü. |