Sinemanın pastırma yazı, sonbaharın son güneşli günlerine denk gelen Filmekimi sekiz yaşında.
17-25 Ekim tarihlerinde yeni sezonun en iyi örneklerini İstanbullu izleyicilerle buluşturacak festivalin programında sol açıkta oynayan yönetmen Ken Loach'un "Looking for Eric/Hayata Çalım At", Jane Campion'ın "Bright Star/Parlak Yıldız"ı ve Woddy Allen'ın "Whatever Works/Kim Kiminle Nerede?"si, Theo Angelopoulos'un "Skoni Tou Chronou/Zamanın Tozu" ve Steven Sodelberg'in iki bölümlük Che filmleri var.
Programın bir diğer ışıldayan filmi Michael Moore'un "Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi/Capitalısm: A Love Story"si.
Filmekimi'nin gelenekselleşen güzelliği ucuz bilet uygulaması bu yıl da devam ediyor. Gündüz seansları yine üç buçuk lira. Galaların 15 lira olduğu festivalin biletleri bugün satışa çıkıyor. Anlayacağınız, her sene olduğu gibi bu yıl da erken kalkan sinefiller yol alacaklar.
Festivalle ilgili ilkyazımızın başrollerinde büyük bütçeli ya da ilgiye mazhar olacağı su götürmez filmler var.
Gösterimler Beyoğlu Emek ve Maçka G-Mall sinemalarında. Yer göstericinizi takip edin lütfen.
Yeşil sahaların arsız ve asi yıldızı Cantona sinemalarda
Her daim kalbimizde ayrı bir yeri olan Britanyalı yönetmen Loach'ın son filmi "Hayata Çalım At" festivalin gala filmlerinden. Filmin hediyesi ise Manchester United'la yeşil sahalarda top koştururken "arızasıyla" kalpleri fetheden futbolcu Eric Cantona. Diğer başrollerde Steve Evets ve Stephanie Bishop var.
Film, futbol delisi bir postacı olan Eric'in rüyalarının kahramanı futbolcu Cantona'yla olan "özel arkadaşlığını"n öyküsü. Loach ve Cantona'lı bir takımı izlemek her futbol/sinemaseverin hayali. Film bize komedi ve dramlı bir işçi sınıfı hikayesi anlatıyor.
Filmin imdb.com puanı 10 üzerinden 7.6
Eleştirmenlere göre Campion'ın en iyi filmi
"Piyano" filmi ile Cannes tarihinde Altın Palmiye'yi kazanan tek kadın yönetmen olan Jane Campion'ın altı yıl aradan sonra çektiği bu son filmi de mayıs ayında Cannes'da yarıştı.
Yönetmenin kariyerinin en iyi filmi olarak övülen "Parlak Yıldız", Britanyalı şair Keats'in yaşamının son yıllarını, dokunaklı bir anlatımla perdeye taşıyor.
1818'de, Londra'nın hemen dışında geçen filmin başrolünde Abbie Cornish, Ben Whishaw, Kerry Fox, Paul Schneider ve muhteşem doğa manzarası var.
Film, henüz 23 yaşındaki şair Keats'in genç komşuları, moda öğrencisi Fanny Brawne'la gözlerden ırak girdiği ilişkinin aşması gereken engellerin hikâyesi.
"Parlak Yıldız"ın imdb.com puanı 8.2
Allen'dan üç soru
"Kim Kiminle Nerede", Allen'ın "Barcelona Barcelona"sının ardından yuvası New York'a dönüş filmi. Başrollerinde Larry David, Evan Rachel Wood, Patricia Clarkson ve Henry Cavill var. Dördü de tipik Allen karakterleri; sorunlu, arızalı, biraz çatlak.
Kim Kiminle Nerede, kuantum mekaniği, talihin önemi, evlilik, deha, aldatma ve cinsel uyanışlar hakkında uslanmaz bir komedi. imdb.com puanı 7.7
Zamanın Tozu, büyük sinemacının beklenen filmi
Angelopoulos'un "Ağlayan Çayır"la başlayan üçlemesinin ikinci filminin konusu şöyle:
Yunan asıllı Amerikalı yönetmen A, Roma'da hem kendisinin hem ailesinin öyküsünü anlatan bir film yapmaktadır. Öykü, İtalya, Almanya, Rusya, Kazakistan, Kanada ve ABD'de geçmektedir. Öykünün kahramanı Eleni, aşkın mutlak olduğunu iddia eder, mutlak aşka teslim olur. Film, aynı zamanda, Stalin'in ölümünden Watergate skandalına, Vietnam savaşından Berlin duvarının yıkılışına, son elli yılda 20. yüzyıla damgasını vurmuş olaylara ve sonsuz tarihe doğru bir yolculuktur. Filmin kahramanları, bir rüyadaymış gibi hareket ederler. Zamanın tozu, anıları karıştırır. A, onları arar ve şimdiki zamanda yaşar.
Willem Dafoe, Bruno Ganz, Michel Piccoli ve Irene Jacob'lu Zamanın Tozu'nun imdb.com puanı 6.7
Sansasyonel yönetmenden sansasyonel bir film daha
Benim Cici Silahım, Fahrenheit 9/11 ve Hasta... ABD'li muhalif yönetmen Moore sinemacılığının alameti farikasını bu kez bir filminin öznesi yapıyor. Öfkeli bir mizah diliyle kendinden söz ettiren yönetmen yeni filminde kapitalizmi mercek altına alıyor.
Film, Wall Street kurtarma planıyla -ki Moore buna finansal darbe diyor- sonuçlanan mali krizin ardından şu soruyu soruyor: Kapitalizm aşkının bedeli nedir? Michael Moore, batık bankalardan birine eline boş bir torbayla girip Amerikan halkının parasını geri istiyor, Wall Street bankacılarına mali terimlerin anlamlarını soruyor ve bu çarpık aşkın kötücül sonuçlarını araştırıyor.
Eylül ayında Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyeri yapılan "Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi" imdb.com'dan 6.0 alarak sınıfı geçmiş.
Bir efsane beyaz perdede
Efsanevi Marksist devrimci Ernesto Che Guevara'nın yaşamını belgelere dayanarak beyaz perdeye taşıyan iki bölümlü "Che", yedi yıl boyunca takıntılı bir araştırma sürdüren Benicio Del Toro ve Steven Soderbergh'in ortak çabasının ürünü.
Che'nin yaşamından üç farklı süreci, Küba Devrimi, Bolivya mücadelesi ve BM'de konuşma yapmak üzere New York'a gidişini içeren filmin ikiye bölündü.
İlk bölüm, 1956'dan başlayarak Che'nin Küba Devrimi'nde yükselişini ve devrimin başarıya ulaşmasını anlatıyor.
İkinci bölüm, Küba Devrimi'yle şöhret ve güce kavuşan Che'nin Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmayla başlıyor. Che ardından Bolivya'ya gidiyor ve dağlarda onu bekleyen gerillalarla buluşuyor. Ne var ki, başlattığı Bolivya mücadelesi, ölümüyle sonuçlanıyor.
Che'nin günümüzde bir idealizm, kahramanlık, fedakârlık ve kararlılık simgesi olarak tanınmasına yol açan olayların izini süren filmlerde efsaneyi Del Toro oynuyor. İzlemezseniz sonrasındaki tartışmalarda hep bir eksik kalacaksınız. Uyarmadı demeyin.
imdb.com kullanıcılarının ilk filme notu 7.4, ikincisine ise 7.0.
Filmekimi rehberinin ilk bölümünde programın ışıltılı filmlerine yer verdik. Bir sonraki yazıda küçük bütçeli, iyi bir sinefilin araştırmacı kişiliğinin fark edeceği, "diğer" filmleri inceleyeceğiz. İkinci yazıyı beklemeyecek kadar sabırsızlar için ilgili adres www.iksv.org/filmekimi
Şimdiden iyi seyirler.(BÇ)