Görsel:Yağmur Karagöz/bianet
1- Neredeyse bütün sahil kasabaları şantiye alanı gibi. Yani yerleşmeyi planladığınız yerde hali hazırda inşaat yoksa bile bu yakın bir tarihte cumartesi pazar dahil olmak üzere kepçe, çekiç ve mikser gürültüsüyle uyanmayacağınız anlamına gelmiyor. Ha bir de konunun tozsal kısmı var. Ah ya büyük şehirdeki inşaat tozundan kaçtım geldim derken bir de bakıyorsunuz ki elinizde bez sürekli toz alıyorsunuz. Hem de şehirdekinden çok…
2-Kasabanın yolları yeni yapılmış, "oh" diyorsunuz "mis"… Ancak aynı inşaat kamyonları zaman zaman altyapısı zaten özel şirketlere emanet asfaltı bozmakla kalmıyor bir de sürekli boru patlatıyor. Her yer çamur. Aracınız varsa en az haftada bir yıkamaya götürmeniz şart.
3- Sizin hayalinizde içinde kendi ellerinizle diktiğiniz ağaçların olduğu bir alan, bir bahçe olabilir. Lakin densizin biri sizin diktiğiniz ağaçlardan şikayetçi olup size dava dahi açabilir.
Kötü niyetin zehri
4- Farz edin ki ağılı, arı kovanları ya da kümesleri olan bir köye taşındınız. Taze yumurta yemek, tazecik süt içmek istiyorsunuz ama paradoks o ki kümes ve ağıl kokuyor, karasinekler fink atıyor bu da yetmezmiş gibi inanmazsınız ama arılar sokuyor. Ya da belki de sizin bunlar çok hoşunuza gidiyor ama komşularınızdan biri rahatsız oldu diye taze bal, taze süt ve yumurtayla beslenmeniz hayal oluyor.
5- Kedinizi, köpeğinizi, kaplumbağanızı artık hangi evcil hayvanınız varsa aldınız geldiniz. Hayvanlar da kendi doğalarında rahat etsin diye düşündünüz. Amman benden söylemesi hayvanlarınızı başı boş bırakmayın. Kötü niyet ve kötü niyetin zehri her yerde.
6-Şehrin gürültüsünden, gece yeryüzüne inmiş yıldızlarından yılmış, kasabaya yerleşmiş doğanız gereği karanlıkta oturmak istiyorsunuz. A o da ne bir gecede kapınızın önüne ay doğmuş… Ay, ay değil o AYyyyDEeeeM (EGE’ye onlar bakıyor) direk dikip size sormadan yaşam alanınızı gasp edecek şekilde aydınlatma koymuş.
Doktor yok
7- Kasabaya yerleştiniz ama halen beyaz yakalı olarak hayatınıza devam ediyor son moda çalışma biçimi olarak uzaktan çalışıyorsunuz. Fiber altyapısına alışmışsınız, kasabada yeminle attan inip eşşeğe binmiş kadar olursunuz.
8- Siz yeni taşındınız ama kışın… Geldi mi yazlıkçılar, insancıkların da toplasan 1 hafta tatili var. Geceleri mangal, gündüzleri okey şakırtıları bitmiyor. Hele bir de hemen bitişikteki evi apart olarak tutmuşlarsa vay halinize. İki göz odada on kişi, varın gürültüyü siz düşünün.
9- Ara sıra siz de yakacaksınız elbet o ateşi… Yakıp dertlerinizi içine atıp alevlendirip gece de yatmadan söndüreceksiniz. Tam yaktım yakacağım derken apart tutanlara sesi çıkmayan komşularınız bir anda size çemkirme hakkını kendilerinde bulabilirler, şaşırmayın. Çünkü siz yıl boyu oradasınız ve elbette apart tutup bilmem kaç lira bayılan insanların sizden bir üstünlüğü olacaktır.
10- Eyvah boru patlamış, sineklik bozulmuş, sifon kırılmış, su sızmış, musluk akıtmış. Ustaların hepsi işinin ehlidir merak etmeyin. Ama bir de gelseleeeerrr…
11. Eyvah o da ne hastalandınız. Kasabada bir devlet hastanesi var ama doktor yok… Doktor neden yok, çünkü kiralayacak ev yok, kiralayacak ev neden yok çünkü apart çok. Başa dönelim, hastane var ekipman yok. Ekipman niye yok nüfusunu aldırmayan çok… Sağlık hizmeti almak için gideceğiniz yer en az 70 km.
Sizi iyisi mi oturun, oturduğunuz yerde…
(ÖÇD/EMK)