Yayıncılığın ötesine geçerek disiplinler arası etkinlikler düzenleme fikrini 2021’den bu yana tartışan IDEA, bir Avrupa Birliği projesi olan CultureCIVIC “Yerel Projeler Hibe Programı”ndan aldığı destekle IDEA’23’te ekolojik duyarlılığı, mekânsal çeşitliliği, yerinde derinlikli bir deneyim üretimini, uygulamaya imeceyle kotarmayı, ürünün bereketini birlikte kutlamayı, kendi kendine yeterliliği ve buna bağlı olarak, organizasyonel dayanıklılığı öne koyuyor.
Projenin detaylarını Sarp Keskiner ile konuştuk.
IDEA konseptinin ortaya çıkışında rol oynayan dinamikleri nasıl tanımlıyorsunuz? Fikri temeli nasıl atıldı ve bu konsept kapsamında düzenleyeceğiniz programlar neyi hedefliyor?
Yayın hayatına 2015 yılında İzmir’de başlayan, Nisan 2023 itibariyle 30. sayısını yayımlayan CazKedisi, müzik ile edebiyatı birlikte ele alırken, ulusal kapsamda şiir, inceleme ve öykü yazımını cesaretlendiren bir rol üstleniyor. Bu bağlamda herkesin edebiyata ve iyi müziğe erişim hakkını savunuyor; çeşitli yerellerde süregiden edebi üretimlerle disiplinlerarası niteliğe sahip kültür projelerine görünürlük kazandırmaya çalışıyor.
Pandemiye kadar dergiyi matbu formatta yayımlıyorduk. Devamlılığımızı sağlamak adına dijital formata geçtikten sonra yeni bir yapılanmaya gittik ve varlığımızı kâr amacı gütmeyen, gönüllü emeğe dayanan bir kolektif olarak sürdürüyoruz. PDF formatında ürettiğimiz yayını bini aşkın okurumuza web sitemizden ve mail yoluyla ulaştırıyoruz.
Yayıncılığın ötesine geçerek disiplinler arası etkinlikler düzenleme fikrini 2021’den bu yana tartışıyorduk. Ekolojist bir perspektifle yatayda örgütlenecek, kitlesellikten uzak duracak, mekânın zamanına yayılacak, tüketimi değil de birlikte üretimi önceleyecek bir etkinlik serisinin mümkün olup olmayacağı sorusu da bu tartışma ortamında filizlendi. 2019 yılından bu yana Küçükkuyu, Çanakkale bölgesinde ekoloji aktivistleri, deneyimli etkinlik tasarımcıları, yerel sanatçılar ve bölgenin sanatsal hafızasında derin bir iz bırakan Assos Gösteri Sanatları Festivali (AGSF 1995-99) düzenleyicileriyle yaptığımız görüşmeler de arayışımıza boyut kazandırdı. İştirakçisi olarak görünürlüğüne destek verdiğimiz Konserve: Kentler Arasi Sanatçi Değı̇şı̇m ve Mı̇safı̇rlı̇k Programı’nın Çanakkale misafirlik programı sırasında Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nde düzenlediği iki canlı performansın da bize cesaret verdiğini söyleyebiliriz.
Bu yaşanmışlıklardan hareketle İzmir – Muğla aksında sürdürdüğümüz kolektif çalışmaların sonucunda ortaya çıkan IDEA konseptini katılımcı bir yaklaşımla yapılandırmak amacıyla 2021 yılında “Doğayla Bir“ temasıyla çağrıya çıkan ArtsMap’ten aldığımız mikro hibe desteğiyle Bone Union Records ortaklığında ve Kronovox Archives paydaşlığıyla İzmir’de üç arama toplantısı düzenledik.
Kültür yöneticilerinin, kent plancılarının, onarıcı tarım ve agro-kültür uzmanlarının, somut olmayan kırsal bellek ve miras üzerine çalışan akademisyenlerin, tasarımcıların, küratörlerin, bağımsız yayıncıların, güncel sanatçıların, görsel sanatçıların ve müzik prodüktörlerinin belirlediği ideal ilkeler doğrultusunda
1) Kendine özgü bir eko-poetik dile sahip
2) Dayanıklılık adına esnek, taşınabilir bir formata dayanan
3) Mekâna özgü etkinlik tasarımına öncelik veren
4) Yerelde yaşayanları ve kırsalda süregiden geleneksel pratikleri içeriğin parçası kılan
5) Doğada mümkün olduğunca az ayak izi bırakan, buradan hareketle sınırlı sayıda izleyiciyi ağırlayan
6) Takas ekonomisiyle ilişkilenmenin yolunu arayan
7) Ekolojik duyarlılığa sahip bağımsız girişimlerle kolektifleri kültür sanat zemininde buluşturan bir model yaratmayı hedefliyoruz.
CultureCIVIC “Yerel Projeler Hibe Programı”ndan aldığımız destekle Eylül ayı başında Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’de hayata geçireceğimiz beş günlük etkinlik programında tartışmaya açtığımız sorulara katılımcılarla birlikte cevap arayacağız.
Böyle bir modeli oluşturmaya neden gereksinim duydunuz? Sizce “başka bir festival mümkün” mü ve düzenlenecek program mutlaka festival adını taşımak zorunda mı?
Türkiye’de etkinlik tasarımcıları tüketimi yüceltmeye dayanan fakat geriye minimum deneyim bırakan, kolektivizmden uzak, kitlesel ve maksimalist modelleri tercih ediyor.
IDEA’23 ise ekolojik duyarlılığı, mekânsal çeşitliliği, yerinde derinlikli bir deneyim üretimini, uygulamaya imeceyle kotarmayı, ürünün bereketini birlikte kutlamayı, kendi kendine yeterliliği ve buna bağlı olarak, organizasyonel dayanıklılığı öne koyuyor. Dolayısıyla yaratmak istediği zihinsel değişim bağlamında iştirakçilere, izleyiciye ve sanatçılara başka bir “festival”in mümkün olabileceğini göstermeyi, deneyimletmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, programı arama toplantılarında katılımcıların ortak akılla belirlediği ilkelerin ışığında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunu yaparken, 2000’lerin başından bu yana kolektif belleğimizde biriken agro-kültürel deneyimden faydalanırken, sürdürülebilir, esnek bir organizasyon modeli geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Türkiye’deki kitlesel etkinliklerin çoğu daha tasarım aşamasında “festival” sıfatını giyiniyor ve bu bu festivalist alışkanlık, etkinliklerin tektipleşmesine, aynı modelin tekrarına yol açarken izleyici geliştirmekten geri duruyor. Dolayısıyla yerinde derinlikli deneyim üretmek yerine anlık tüketime bakan, etkisi geçici buluşmalar üretiyor. Diğer yandan festivalizm, maksimum kitleselliği öne koyduğu için korporizme dayanan veya yerel yönetimlere yaslanan bir devamlılık kültürüne yaslanıyor. Bu kültüre bel bağlamak da bilhassa iyi niyetle yola çıkılmış bağımsız girişimleri süreksiz kılıyor ki nice “festival”, ilki düzenlendikten sonra tarihe karışıyor. Bu yüzden ekipçe “festival” tanımına mesafeli duruyoruz.
Zira IDEA, benimsediği dayanışmacı yaklaşımla yerine ve zamanın koşullarına göre daralabilen veya genleşebilen, dolayısıyla kaynak temini bağlamında imeceyle kotarılan, yerelden katılımı merkeze alan ve izleyiciyi içerik üretimin parçası kılarak sürece dâhil eden bir model yaratmayı amaçlıyor. Bu model her programı düzenlendiği yere özgü kılarken mekâna özgü tasarım düşüncesini de mümkün kılıyor. Programın iştirakçileri, programın her edisyonunda değişiyor, çeşitleniyor. Program, farklı seslere, yaklaşım ve yöntemlere açık duruyor. Mümkün mü? Mümkün olup olmadığı görmek için denemekte ısrar etmek gerekiyor ki kâr amacı gütmeyen hiçbir alternatif, en az üç kez sahada varlık bulmadan işlevsel formuna kavuşamıyor.
Arama toplantılarından şimdiye kadar ne gibi çıktılar elde ettiniz ve ne gibi bulgulara eriştiniz?
Geçen seneki arama toplantılarının devamı mahiyetinde yeni bulgu, tespit ve önerilere ulaşmak için bir dizi toplantı daha düzenleyeceğiz. Mayıs ayında Marmaris ve Datça’daydık; Haziran ayında Dikili, Bergama, Ayvalık ve Çanakkale’de farklı katılımcıları bir araya getireceğiz. Şimdiye kadar ortaya atılan ve üzerinde aşağı yukarı uzlaşılan önerilere baktığımızda piknik benzeri bir mekânsal yaygınlığa dayanan, bisikletle ulaşılabilir doğa rotaları içeren, bireysel veya birlikte deneyimlemeye öncelik tanıyan, ekolojik ve tarımsal döngü gözetilerek takvimine kavuşacak (dolayısıyla mevsimlere yayılacak), geriye atık bırakmayacak, teknik tertibat kullanımından uzak duracak, merkeze yakın konumlanmışsa kontenjanla izleyici kabul edecek, sakin bir program modelinin öne çıktığını söyleyebiliriz. (ÖÇD/AS)