15 Temmuz darbe girişimi/kalkışmasının kırkı çıktı, 45. güne geldik. Medyada söylenenler yazılıp çizilenlerle ordu, yargı, emniyet başta olmak üzere durumun ciddiyetinin boyutlarını idrak ediyoruz! (Şimdi Cerablus merkezli Fırat Kalkanı namlı “yeni” bir gündemimiz var ama biz önceki gündemdeyiz hala).
Sağlık alanına, Sağlık Bakanlığı’na “hafif bir giriş” yapmakta yarar var. Geçen 45 günde kapatılan sağlık kuruluşları, üniversite/tıp fakültelerini bir yana bırakırsak resmi açıklamalara göre Sağlık Bakanlığı’nda 6000 kişi açığa alınmış durumda. Söylenenler Sağlık Bakanlığı’nda Fethullahçı örgütlenmenin çok başarılı olamadığı.
Doğrusu insan seviniyor, demek ki sağlığa tarikatlar, siyaset çok bulaşmamış! Yani bakanlığa sağlığın, sağlık hizmetleri ve örgütlenmesinin gereksinimleri doğrultusunda bir kadro politikası egemen olmuş. Doğal olarak bu başarının sahibi de 2002 sonrası uzun yıllar Sağlık Bakanlığı görevinde bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve ardından gelen Mehmet Müezzinoğlu.
Ancak söylenenler bu kadarla sınırlı değil. Bakanlıkta Fethullahçı örgütlenmenin ordu, yargı, emniyet kadar “başarılı” olamaması bu yapının öncelikleriyle ve asıl olarak da Sağlık Bakanlığı’nın bir başka tarikatın egemenlik alanında olmasıyla açıklanıyor. İnsan sevinse mi üzülse mi bilemiyor.
Söylenenler dedik. Konu söylenenlerin ötesinde bir soru önergesi olarak Başbakan’a yöneltildi.
Önergede “... Menzil tarikatının iktidar ile dolayısıyla devletle çok daha yoğun ilişkilere girdiği; bazı devlet kurumlarına Menzilcilerin hakim olduğu ifade edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın bu kurumların başında geldiği ve tarikatın müritlerinin, Sağlık Bakanlığı’ndaki etkinlikleri, yazılı ve sosyal medyada sık sık gündeme gelmektedir” denilerek konunun ciddiyetine dikkat çekilmiş, kimi sorulara yanıt istenmiş. Gerçekten istihbarat örgütlerinde bu tarikatla ve özel olarak Sağlık Bakanlığı içerisindeki örgütlenmesiyle ilgili bir bilgi var mı? Bu tarikattan “üst düzeyde” birileri var mı?.. insanın aklına gelen ilk sorular. Yoksa bu da "dokunan yanar” bir alan mı?
Her neyse ne ama anlaşılan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Sağlık Bakanlığı -şimdilik bilebildiğimiz- iki tarikatın arasında bir paylaşım kavgasını yaşamaktaymış ve Menzilciler bu kavgada üstün durumda olup o nedenle Sağlık Bakanlığı Fethullahçı örgütlenmenin “işgaline” uğramamış.
Çook uzun süredir unutulmuş olan liyakat (anlamını hatırlayan var mıdır?) meselelerine yaklaşamıyoruz bile. Çünkü meselemiz tarikatların örgütlenmesi. Tarikatlarda öncelik liyakat mi sadakat mi, yoksa her tarikatın meşrebine göre değişir mi bilemiyoruz.
Biz yazıyı bir soru ile bitirelim.
Bilindiği gibi 2011 yılında Sağlık Bakanlığı 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile örgütlenmesinde köklü bir değişikliğe gitti ve bir takım “bağlı kuruluşlar” oluşturuldu. Bunların içerisinde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (TKHK) bütçesi, çalışan insan sayısı ve sunduğu hizmet nedeniyle en büyük/öndeki dersek haksızlık etmiş olmayız. Türkiye’deki bütün kamu hastanelerini içeren çok geniş, yaygın örgütlenmesi olan, çok fazla ihale vs. nin de yapıldığı bir yapı.
İlk kez kurulan ve çok önemli olduğu için de TKHK’nın başına getirilen ismin özenle seçildiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Beklenti, kuruluş aşaması ve kurumun oturmasına kadar (ki en az beş sene ister) istikrarlı bir yönetimin sağlanması için kurum başkanının (zorunlu nedenler dışında yani hastalık, ölüm vb) değişmemesidir.
TKHK 2011 Kasım’da kuruldu, ilk başkan 2012 başında atandı. TKHK’nın başına gelen başkanları sırayla yazalım:
Hasan Çığıl | Ocak 2012 | Ağustos 2013 |
Ali İhsan Dokucu | Ağustos 2013 | Mayıs 2014 |
Zafer Çukurova | Mayıs 2014 | Eylül 2015 |
Hakkı Yeşilyurt | Eylül 2015 | Şubat 2016 |
Alper Cihan | Şubat 2016 | - |
Henüz TKHK kurulalı beş yıl dolmadı. Beş yıl dolmamış ama başkan beş kez değişmiş. Neden? Bu işi yapacak liyakatta birini bulamadılar mı? Hadi birincide olmadı, ikinci? Hadi diyelim ikincide de yanıldı “atayanlar”, üçüncü?
Henüz kuruluş aşamasında olan (içinde olanlar TKHK’nın, genel sekreterliklerin, hastanelerin durumunu yakından bilirler) bir kurumda neden bu kadar sık başkan değişir? İşe acaba tarikatlar mı karışıyor?
Tarikatlar, pardon yetkililer bir açıklama yapsa da biz de öğrensek. (EB/HK)