Sağlık Bakanlığı’nın Bilkent’teki yeni binasının kiralık olduğunu biliyorduk, ama kirasını öğrenememiştik. CHP Manisa milletvekili Tur Yıldız Biçer bilgi edinme kapsamında başvurmuş, iki ayda yanıt alabilmiş. Sağlık Bakanlığı’nın 8 aylık kirası 18 Milyon 55 Bin 498 Lira 61 Kuruş. Yani ayda 2 Milyon 256 Bin 937 Lira 25 Kuruş.
Mülk sahibi CCN Holding. Kiradan elde edilen gelirin vergisi ödeniyor mu bilemiyoruz.
Sağlık Bakanlığı’nın bina kirası döner sermayeden ödeniyor.
Bu ne demek? Birincisi bu “fevkalade gerekli” bina, bir yatırım olarak Sağlık Bakanlığı bütçesinde görünmüyor. İkincisi ve daha önemlisi Sağlık Bakanlığı’nın döner sermaye bütçesi veya daha doğru tabirle havuzu da kendi bütçesinde görünmüyor.
Sağlık Bakanlığı’nın paralel bütçe olarak kullandığı bu havuz aslında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinde yer alıyor. Çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı’ndan hizmet satın alıyor, karşılığında “global bütçe” adı konulan bir başlık altında ödeme yapılıyor.
Sağlık Bakanlığı’na yapılan bu ödeme bütün çalışanların maaşlarından kesilen primlerden oluşuyor. Yani öz hakiki kamu kaynağı… Üstelik Sağlık Bakanlığı’nın kendi binası teknik olarak sağlık hizmeti üretmiyor, ama üretilmesini sağladığı için ona da döner sermaye payı düşüyor. Ama sıra sağlık çalışanlarına gelince Sağlık Bakanlığı çarpanları bölenleri ince ince hesaplıyor, saat eksik kalsa döner sermaye ek ödemesi yapmıyor.
Gelelim Sağlık Bakanlığı’nın binasının ve şehir hastanelerinin kamu özel ortaklığı denilen finansman modeliyle yapılma gerekçesine. Ne diyorlar? Bu yatırımları yapacak para yok, o yüzden daha pahalı olsa da bu modeli seçtik.
Hükümetlere kamu yatırımı yapacak paranın niye kalmadığını aslında gazeteciler buldu. Panama, Malta, Man Adası belgelerini ortaya çıkaran gazeteciler sayesinde aslından paraların nerede olduğunu öğrendik.
Şirketler para kaçırıyor, hükümetler de göz yumuyor.
Yetmiyor.
Şirketler 5 lira harcasa 125 lira mali kolaylık sağlanıyor.
Yetmiyor.
Durmadan vergi affı, teşvik, kredi kolaylığı sağlanıyor.
Eh kamu kaynağı da bir yere kadar tabii, vatandaşın ihtiyacı olan hizmetlere sıra gelince niyeyse para bulunamıyor.
Bu kadar kolaylığı kapan, üstüne vergi ödemeyen şirketler bir de kamu özel ortaklığı ihaleleriyle 50 yıllık gelir garantili işler alıyorlar! Hükümetler de kamu özel ortaklığıyla köprü, yol, hastane, maden işletmeciliği, telekomünikasyon, sağlık, eğitim, su hizmetlerini özelleştiriyor. İşin ilginci şirketlere vergi nasıl ödenmez aklı veren danışmanlık şirketleriyle hükümetlere kamu özel ortaklığını pazarlayanlar aynı danışmanlık ve finansman şirketleri.
Niye boşa harcıyorsunuz paralarımızı, diye ısrarla soran olmayınca, soranların da sesleri pek duyulmayınca işler daha kolay yürüyor tabii. Demokrasi olmazsa yatırımcı gelmez, diyenlerin 1909 yılı Meclisi Mebusan tutanaklarından Ta’til-i Eşgâl Kanunu (Grev Yasası) görüşmelerini okumalarını önemle rica ederim.
Tazecik bir örnekle yazıyı bitirelim. Ödemiş Devlet Hastanesi klasik ihale yöntemiyle yapılmış, 300 yataklı, beş yıldızlı ve 52 Milyon TL. İşte bu gerçekten gerekli ve makul yatırım Sağlık Bakanlığı’nın iki yıllık kirasından az paraya yapılabiliyor. Geçtim siyaseti dört işlemle hesap yapabilen biri bu işleri açıklayabilir mi? (ÖE/HK)