Hıristiyan aşırı sağcı akımların çapı hakkında fazla bilgim yok, ancak Norveç toplumunda üç şeyi gözlemliyebiliyorum.
Birincisi, son yıllarda internette ırkçı ve Müslüman karşıtı yazıların hem sayısında hem de içerdiği nefret, kullanılan dil açısından ciddi bir tırmanış var.
İkincisi, popülist sağcı, İlerlemeci Parti'nin (Fremskrittparti) oyları artıyor ve hemen hemen bütün partilerde bir sağa kayış gözleniyor.
Son olarak, sıradan Norveçliler arasında "Hıristiyan kültürün korunması" gerektiği yolunda daha çok konuşulduğu görülüyor. Kendilerini "bireysel Hıristiyan" ya da "kültürel Hıristiyan" olarak tanımlayanların sayısı 10-15 sene öncesinde belki yüzde10 civarındayken, bu oran şimdilerde yüzde 30'lara çıktı.
Anders Behring Breivik'in aşırı sağcı örgütlerle ya da kişilerle ilişkisi olduğu ortaya çıkıyor. Kendisi de modern bir 'Haçlı şövalyesi'... Avrupa'yı Müslümanlardan korumak adına kendini feda edecek kadar "kahraman" bir şövalye (!)
İki şeye karşı: Kültür Marksistleri ya da multikültüralistler ve Müslümanlar. Avrupa'nin bu gidişle Müslümanlar tarafından istila edileceğini, Norveçli solcu politikaciların bizi bu istiladan koruyacağına saldırganlarla işbirliği yaptığına inanıyor.
Kendi kendime, böyle düşünen birinin neden bir camiye değil de, yaz kampındaki genç politikacılara saldırdığını sordum.
Anlaşılan o ki, bu aşırı sağcı ve ırkçı gözü dönmüş sahıs, düşmandan çok düşmanla işbirliği yapan kendi politikacısını suçluyor. Irkçılığı Müslümanlığa yönelik. Kişisel olarak teker teker Müslümanlardan nefret etmediğini söylüyor, hatta zaman içinde Müslüman arkadaşları da olmuş. Ancak Müslümanların inandıklari her şeyin yanlış ve tehlikeli olduğunu söylüyor.
Bu trajedide belki de tek olumlu şey şu: Şimdiye kadar Norveç'te ve hatta Batı'nın tümünde şöyle deniyordu: "Bütün Müslümanlar terörist değil tabii ama, bütün teröristler Müslüman!" Bundan böyle bunu söylemek mümkün olmayacak.
Aftenposten redaktörü Per Anders Madsen de benzer bir yaklaşımla şöyle diyor:
"Bu işi eğer islamcılar yapmış olsaydı, giderek daha çok kültürlü bir yapıya dönüşen Norveç toplumu bir güven krizinin içinde bulacaktı kendini. Her ne kadar politikacılar ve kamuoyunun görüşlerini oluşturan diğer aktörler bu tutumların arkasında aşırıların olduğunu ve tüm Müslümanların bu tür katillerden sorumlu tutulamayacağını söylese de... Halbuki katilin bir Norveçli olması, olay buradaki Müslümanları da diğer Norveçliler kadar sarssa da, Müslümanların rahat bir nefes aldığını sanıyorum. Bu da çok doğal.
"Norveç bugün dolayısıyla başka bir krizin içinde. Bir sürü soru cevaplanmayı bekliyor: Anders Behring Breivik'i anlamak gerekiyor mu? Öyle ise onu nasıl anlayacağız? Norveç'in kendi içinden biri nasıl oldu da böyle ölümcül bir fanatizme kayabildi? Bunda yıllardır ekilen milli duyguların, kutuplaşmaların ve korkuları yayan parti ve medyanın rolü neydi? Aşırı uçlarla mücadele ederken polis, akademisyenler ve medya sadece aşırı islamcı örgütlerin derdine düşüp, görmesi gereken başka uçlara kör mü kaldı?
"Hükümet merkezindeki ve Utoya'daki olaylar gerçekten korkunç. Şu anda yas tutmayı seçen Norveç halkı, ardından işte bu sorulara cevap vermeye çalişacak." (GK/BA)
(Bu makale Turnusol'da yayınlanmıştır.)