Dönmezer Tasarısı olarak anılan ve Meclis'e sunulan ilk Türk Ceza Kanunu Tasarısı’nın 444. maddesinde “Cürmü bildirmeme” başlığı altında düzenlenen suça göre; “Önlenebilmesi veya neticelerinin sınırlandırılması halen olanaklı bulunan cürmün faillerini ayrıca önlenebilmesi olanaklı yeni cürümler işlemelerinin de olası bulunmasına karşın, kabul edilebilecek bir neden olmaksızın, adli veya idari mercilere bildirmeyen kimselere üç aydan iki yıla kadar hapis ve iki milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezası verilir.”
Dönmezer Tasarısındaki “Cürümü bildirmeme” Madde 444 için gerekçe şöyledir: “Adli mercilerin görevlerini gerektiği gibi yerine getirebilmeleri, işlenen suçların bunları öğrenen kişiler tarafından adli veya idari mercilere bildirilmesine bağlıdır. Madde, belirli koşullarla bu ihbarı bir insanlık görevi olarak saptamış ve yerine getirilmemesi halinde faile verilecek cezaları göstermiştir, ihmalin suç olabilmesi için ön koşullar şunlardır:
(1). İşlenen cürümün önlenebilmesi veya neticelerinin sınırlandırılabilmesi halen mümkün olacaktır.
(2).Faillerin yeni cürümler işlemeleri olasılığı var olacak ve bunların önlenebilmesi de olanaklı bulunacaktır.
(3). Böyle olduğu halde failin bu cürümleri adli veya idari mercilere bildirmemesini kabul ettirebilecek yani geçerli bir neden var olmayacaktır. Failin öğrendiği ve yukarıdaki koşulları kapsayan cürümü bildirmemesi, sözgelimi maddi bir takım engellerle mümkün olmamış ise suç oluşmuş sayılmayacaktır.
Adalet Komisyonu Dönmezer Tasarısı’nı geneli üzerindeki görüşmelerden sonra maddeler ayrıntılı bir biçimde incelenerek gerekli değişiklik ve düzenlemelerin yapılması için Alt Komisyona havale etmiştir. Adalet Komisyonu, Alt Komisyondan “suçu bildirmeme” (Madde 280) başlığıyla gelen bu suçu Türk Ceza Kanunu Tasarısında 278. madde olarak, maddede ya da gerekçesinde hiçbir değişiklik yapmadan Alt Komisyondan geldiği biçimiyle aynen kabul etmiştir. (24.08.2004. Adalet Komisyonu Raporu)
Halen yürürlükte bulunan madde şöyledir: “Suçu bildirmeme”.
MADDE 278- (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
Maddenin gerekçesine göre; “Barış esasına dayalı hukuk toplumunda yaşama hakkına sahip olan herkes, toplum barışını bozucu nitelik taşıması dolayısıyla devletten suç işlenmesinin önlenmesini ve suçluların cezalandırılmasını talep hakkına sahiptir.
Suç teşkil eden bir fiilin işlendiğini öğrenen bireyin, bununla ilgili olarak yetkili makamlar nezdinde bildirimde bulunma hakkı vardır. Bu bakımdan, belli bir suç vakıasıyla ilgili olarak bildirimde bulunmak, hukuka uygunluk nedeni olarak bir hakkın kullanılmasından ibarettir. Suçluların cezalandırılmasını devletten istemek, kişi açısından bir hak olduğu gibi; herhangi bir suç olgusunun gerçekleştiğini öğrenen kişinin durumu suçu takibe yetkili makamlara bildirmesi, aynı zamanda bir yükümlülüktür.
Bu itibarla, herhangi bir suç olgusunun gerçekleştiğini öğrenmesine rağmen durumun suçu takibe yetkili makamlara bildirilmemesi, genel olarak haksız bir davranıştır. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince sadece belli suçların bildirilmemesi veya sadece belli kişilerin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi, suç olarak tanımlanmıştır. Madde metninde belli suçlar açısından bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, suçu bildirmeme suçunun oluşabilmesi için henüz icrası devam etmekte olan bir suçun varlığı gereklidir.
Örneğin, bir kimsenin kaçırılarak belli bir yerde tutulduğunun bilinmesine rağmen, durumdan yetkili makamların haberdar edilmemesi; keza, mütemadi suç niteliği taşıyan elektrik hırsızlığının işlendiğinden haberdar olunmasına rağmen, durumun yetkili makamlara bildirilmemesi, bu suçu oluşturacaktır. İcrası tamamlanmış olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçun yetkili makamlara bildirilmemesi hâlinde de bu suç oluşur.
Örneğin icrası tamamlanmış olan bir hırsızlık sonucunda elde edilmiş olan malların bir depoda saklandığının bilinmesine rağmen, durumdan yetkili makamların haberdar edilmemesi, bu suçu oluşturacaktır. Maddenin üçüncü fıkrasına göre; bir ve ikinci fıkralar kapsamına giren suçun mağdurunun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, ceza belli oranda artırılacaktır.”
278. madde TBMM’nin 16 Eylül 2004 günlü ikinci oturumunda “okundu”. Kimse tartışmak için madde üzerinde görüş açıklamak için söz almadı. Meclis Başkanı maddeyi oylamaya sundu. Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir…
Kişi eğer ihbarcı olmazsa; ceza kanunu kişiyi kanunla ihbarcı yapabilir mi?
Herkes bu suçun faili olabilir. Hakkınızda düzenlenen iddianame ile “suçu bildirmeme” suçunu işlediğiniz iddiasıyla kendinizi mahkeme önünde bulabilirsiniz. İhbarcı olmazsanız, önce şüpheli sonra sanık olabilirsiniz. Özellikle kamu görevlileri, adli kolluk görevi yapan kişiler…Sağlık mesleği mensubu tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler…Bu kişiler “potansiyel şüpheli” olarak suç işlemeye en yakın duran kişilerdir. Aklımıza gelmeyen, başımıza geldi. Gazeteciler her an suçu bildirmeme suçunu işleyebilir. İhbarcılar bölümüne gazeteciler de eklendi.
Muhabirler, muhbir midir? (Fİ/NZ)