Emperyalist saldırıların hedefi olan Ortadoğu, yüzyılın felaketini yaşayan Japonya, Newroz’da çıkan olaylar ve medyanın Kürt Hareketi’ne saldırısı, 12 Haziran seçimleri ve İbrahim Tatlıses’e saldırının gündemi gereksiz yere işgal ettiği bir konjonktürde Metal İşçileri 22 işyerinde greve çıktılar.
Grevin gündemde hak ettiği ilgiyi bulamama, boğulma, ihtimali yüksek. İlk grev ateşinin yandığı Eskişehir'de yalnızca NTV'nin olması bunun habercisi gibi. Medya ne kadar kulak tıkarsa tıkasın, gözünü kapatırsa kapatsın, bu grev kararlılıkla yürütülürse medyada yer alması o kadar da mühim olmayacak.
21 yıl aradan sonra greve çıkan metal işçilerinin taleplerinden birii özellikle hayati bir önem arzediyor. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), Toplu İş Sözleşme'sine "İlgili yasa hükümleri geçerlidir." gibi esnek bir ifade koymak istiyor ve Birleşik Metal-İş Sendikası da buna karşı çıkıyor. Bunun hayati önemi ise sermayenin gelecekte çıkarmaya kararlı olduğu yasalarda yatmaktadır.
Güvenceli esneklik
Sermaye ve onun dönem sözcüsü AKP'nin kaleme aldığı Orta Vadeli Program dikkatle incelenirse, çok yakın bir gelecekte işçi sınıfına karşı nasıl taarruza geçileceği görülecektir. Güvenceli esneklik adı altında yeni bir perspektif ile, kazanılmış bütün haklarımız yasama organı eliyle zorlanmadan gasp edilecek. SSGSS Yasası ve Torba Yasa ile başlattıkları işi seçimlerden sonra bitirme niyetlerini saklamayacak kadar da pervasızlar. Ne yapacaklarsa gayet açıktan yazıyorlar. Zaten istikrar deyip durdukları da bu değil mi? Sermayenin ihtiyacı olan emekçi düşmanı yasaların meclisten geçerken zorlanmaması, bir gecede onaylanması ve formalite bir Cumhurbaşkanı veto yetkisi değil midir o kadar seçim çığırtkanlığı yapılmasına neden olan?
Kıdem tazminatı hesaplaması
Şu anda kıdem tazminatı 30 işgünü üzerinden hesaplanıyor. Planladıkları gibi gider ve bizler oyunu bozamazsak; 15 işgünü ve daha da ileride tamamen kaldırmak gibi bir planları var. Bölgesel asgari ücret uygulaması ise en tehlikeli olanı. O halde içerisinde "İlgili yasa hükümleri geçerlidir." şeklinde bir ibare bulunan TİS, yasalar değiştiği takdirde hiçbir anlam ifade etmeyecek. Şayet yasa'da "Kıdem tazminatı 15 işgünü üzerinden hesaplanır" diye bir hüküm bulunursa, metal işçilerinin sözleşmesi anında değişmiş olacak.
İşte tüm bu sebeplerden ötürü, sendikanın diğer iki talebi de haklı olmakla beraber; üçüncü talep devrimci bir niteliktedir. Bu yüzden metal işçisinin tarih yazma ihtimali yüksektir. Metal Grevi'nin ikinci bir Tekel direnişi olarak işçi sınıfı tarihine yazılması mümkündür.
Elbette önümüze birçok engel çıkacaktır: Sendikal bürokrasi, sosyalistlerin birleşik mücadele kültüründen uzak olması, grev kırıcılar, makine kaçırmalar, sürecin uzun sürmesi, grevin yasaklanma ihtimali, yeterli dayanışma ve destek olmaması gibi ve sayamadığımız başka durumlara karşı tek şansımız ise birlikte mücadeledir. Eğitim Emekçileri Derneği, Metalurji Mühendisleri Odası, Genel-İş, Spor-Sen, Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Haydarpaşa Şubesi, Emekliler ve Yaşlılar Haraketi, +İvme Dergisi ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu'nun çağrıcısı olduğu "Metal İşçileri Grevi Dayanışma Platformu" bu anlayışın ilk ürünü oldu. (TD/EK)