Mavi Dalga, daha önce kısa film ve belgesel çalışmalarıyla tanıdığımız kadın yönetmenler Zeynep Dadak ve Merve Kayan'ın 50. Altın Portakal Film Festivali'nden ödüllerile dönmüş ilk uzun metrajlı filmi. Kısa bir süre önce !f Bağımsız Filmler Festivali'nin keşif bölümüne de konuk olan film bugün Başka Sinema salonlarında vizyona giriyor.
Mavi Dalga bir gençlik filmi, ülkemizde bu konuda yok denecek kadar az film olduğunu, genç nüfusumuza rağmen bu türün nedense hep pas geçildiğini düşünürsek bir eksiği kapattığını söyleyebiliriz.
Balıkesir'de yaşayan bir grup genç insanın hayatlarından bir kesit anlatan film merkezine Deniz adında bir lise öğrencisini koyuyor. Deniz ve arkadaşlarının yaz tatili dönüşü tekrar bir araya gelmeleriyle başlayan film okulların açılması ve bu gençlerin hem birbirleriyle hem de aileleri ve etraflarında olan bitenlerle yaşadıklarını, biz yetişkinlere boş, hatta belki anlamsız gelen dertlerini, isteklerini, maceralarını yansıtıyor ve okulların tekrar kapanması ve herkesin kendi yoluna gitmesiyle de son buluyor diyebiliriz.
Film koca metropollerde değil küçük bir şehirde geçiyor. Küçük dediysek tam anlamıyla taşta da sayılmaz. Çünkü Balıkesir sınırlı ve evet bazen insana sıkışmışlık hissi yaşatabilecek bir şehir ama bir çok yere göre imkanları daha fazla ve en azından taşra filmlerinden karşılaştığımız boğuculuk ve sıkıcılıkta bir yer de değil. Deniz şehri her şeyden önce. Gençler birbirleriyle rahatça iletişim kurabiliyor, görüşmelerinin, sosyalleşmelerinin önünde bir engel yok.
Deniz'in ailesi de bu eksen de düşündüğümüzde rahat bir aile. Kızlarını sıkmıyorlar, baskıcı, geri kafalı bir aile değiller, ihmalkar oldukları da söylenemez. Ama Deniz'in yine de kafası karışık; üniversite tercihine karar verebilmiş değil, erkek arkadaşı gerçekten erkek arkadaşı olsun mu olmasın mı emin değil, yanlış olduğunu düşünse de öğretmenine ilgi duyuyor, ailesine karşı biraz isyankar... Aslında tam da o yaşta bir gencin olması gerektiği gibi davranıyor.
Büyümek sancılı bir süreç, hem zihnen hem de bedenen değişirken yaşadıklarımız, yetişkin olduktan sonra düşününce "aa biz böylemiydik" dedirten ama o süreci bizzat yaşarken bizi zorlayan şeyler. İşte film de bunun hikâyesi; kahramanı Deniz'in belki de büyüyüp yetişkin bir kadın olduktan sonra geriye dönüp baktığında ihtimal gülümseyerek hatırlayacağı, gençlik hatıraları…
Birilerinin hayatından bir kesit anlatmak gerek edebiyatta gerek sinemada olsun zor iş. Okuyucunun, izleyicinin ilgisini çekmek, esere bağlamak büyük ölçüde hikâyenizdeki çatışmalarla, bu çatışmalara dair patlama noktalarıyla mümkün. Ama linear bir hikâye anlattığınızda bu tepe noktalarından mahrum kalıyorsunuz. Zaten yönetmenleri de Mavi Dalga'nın çatışmalar barındırmadığını söylüyorlar. Belki de filmin Altın Portakal ve sonrasındaki süreçte aldığı eleştirilerin bununla bir ilgisi olabilir. Her filmin bir "mesele"si olmalı mı? Bu da tartışılacak bir konu zaten. Bu bir ilk film; filmi ve verilen emeği düşünürken bunu göz önünde bulundurmakta fayda var. İzleyip genç olduğumuzda nasıl insanlar olduğumuzu hatırlamakta, o günlere dair sorular sormakta da. İyi seyirler. (GÖ/HK)
* Yön: Zeynep Dadak, Merve Kayan
Oyn: Ayris Alptekin, Onur Saylak, Barış Hacıhan
Gösterim tarihi: 7 Mart 2014
** Yarın: Mavi Dalga fiminin yönetmenleri Zeynep Dadak ve Merve Kayan'la yaptığımız söyleşi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde BiaMag'da olacak.