Hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlülerin öğrenimleri (1), tali görülen ve bu nedenle üzerinde yeterince durulmayan konulardan.
Ancak yapılan araştırmalar bu bakış açısının hatalı olduğunu ortaya koyuyor. Öğrenim konusu özellikle adli mahpuslar dikkate alındığında yaşamlarında önemli farklılıklar ortaya çıkarabiliyor.
Türkiye'nin eleştirilecek pek çok yönü olduğu bilinen 1982 Anayasa'sının 42. maddesinde "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" yazar.
Hapishanelerin idarecileri için yazılmış olan Ceza İnfaz Kurumu Yönetimi El Kitabı'nda ise "Hapis cezası sadece özgürlükten yoksun bırakmayı içerir. Hapsetme koşulları asla ek bir cezalandırma olarak kullanılmamalıdır" ibaresi temel ilkelerden biri olarak ilan edilir. (2) Bu temel ilkeden yola çıkılırsa anayasal bir hak olan öğrenimden yoksun bırakmanın, mahpuslara "ek bir ceza olarak" kullanılamayacağı çıkarımı yapılabilir.
Bu konuda uluslararası metinler de açık. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 26. maddesinde "Herkes eğitim görme hakkına sahiptir" denilir. Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı İçin Asgari Standart Kurallar'ın 77. maddesinde de "Tüm mahpuslara, kendilerine yarar sağlayacak eğitim verilir. Okuması yazması olmayan mahpuslarla genç mahpusların eğitimi zorunludur ve idare tarafından bu kişilerin eğitimine özel bir dikkat gösterilir. Tahliye olduklarında güçlükle karşılaşmadan eğitimlerini sürdürebilmeleri için mahpuslara verilen eğitim olabildiğince ülkenin eğitim sistemi ile bütünleştirilir" denilirken, Birleşmiş Milletler Mahpuslara Muamelenin Temel İlkeleri'nin 6. maddesinde ise "Bütün mahpuslar, kişiliklerinin tam gelişmesi için gerekli eğitim ve kültürel faaliyetlerden yararlanma hakkına sahiptirler" yazılıdır.
Avrupa Konseyi'nin bu konudaki kararları ise çok daha ayrıntılı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Üye Devletlere Cezaevlerinde Eğitim Hakkında 12 Sayılı Tavsiye Kararı tamamen eğitimi konu alıyor. 16 maddelik bu Tavsiye Kararı'nın ilk maddesinde "Mahpuslara verilecek eğitim, dış dünyada aynı yaş gruplarına sağlanan eğitimle aynı olacak ve öğrenme fırsatlarının alanı mümkün olabildiğince geniş olacaktır" denilirken son maddesinde de "Mahkumların uygun eğitim almalarını sağlayacak mali kaynak, alet, edevat ve öğretim personeli hazır bulundurulmalıdır" sözleriyle mali yükümlülükler idareye yani devlete havale ediliyor.
13 Sayılı Tavsiye Kararına 2006'da yapılan ekin 40. maddesinde "Tutukluluk hali, çocukların ve genç kişilerin eğitimini gereksiz yere kesintiye uğratmamalı ya da daha ileri bir eğitimine erişmelerine müdahale etmemelidir" sözleriyle eğitimin "gereksiz yere kesintiye uğramaması" vurgusu yapılır.
Mahpusların öğrenimi konusu Türkiye'de ise hapishanelere yönelik temel metin olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, bu kanun çerçevesinde çıkarılmış olan genelgeler ve "standartlar sistemi" çerçevesinde düzenlenir.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un ikinci bölümü tamamen eğitime ayrılmıştır. 75, 76 ve 77. maddeleri kapsayan bu bölümde, eğitimin amacı, mahpusun "kişiliğini geliştirmek", "eğitimini güçlendirmek", "yeni beceriler elde etmesini sağlamak", "suç işleme eğilimini yok etmeyi sağlamak" ve "salıverilme sonrasına hazırlamak" olarak sıralanıyor.
Bu amaçlarla düzenlenecek eğitim programları ise "temel eğitim", "orta ve yüksek öğretim", "meslek eğitimi", "din eğitimi", "beden eğitimi", "kütüphane" ve "psiko-sosyal hizmet" başlıkları altında ele alınıyor. Madde 76'da ise bir sınırlama getiriliyor. Bu maddeye göre, açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlüler örgün ve yaygın eğitime katılabilirken, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler ise sadece yaygın öğretimden yararlanabilir. (3)
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü "Çocuk Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri Hakkında Genelge" ile "Genç Yetişkin Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve İyileştirme İşlemleri ve Diğer Hükümler Hakkında Genelge" adlarını taşıyan iki de genelge yayınladı ve mahpusların "eğitim ve öğrenimi" bu genelgelerle ayrıntılı olarak düzenledi.
Genç yetişkin mahpuslara ilişkin genelgeye göre eğitim ve öğretim çalışmaları şu başlıklar altında ele alınıyor:
* Yetişkin 1 ve 2. Kademe Eğitimi Başarı Kursları
* Açık İlköğretim Okulu ve Açık Öğretim Lisesi
* Açık Öğretim Fakültesi (AÖF)
* Açık İlköğretim okulu, Açık Öğretim Lisesi ve Açık Öğretim Fakültesine İlişkin Ortak Hükümler
* Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ve Milli Eğitim Bakanlığı Tarafından Yapılan Sınavlar
* Yüksek Öğretim Çalışmaları
* Hazırlık Kursları
* Din Hizmetleri ve Ahlaki Gelişim
* Kütüphane Faaliyetleri
* Eğitimde Teknolojik İmkanlardan Yararlanılması
* Diploma, Sertifika vb. Törenlerin Yapılması
Yetişkin 1. Kademe Kursu okuma yazma bilmeyenler için düzenlenir. Bunun bir adım sonrasında ise Yetişkin 2. Kademe Kursu var. Bu kurstan başarı belgesi alanlar Açık İlköğretim Okuluna kayıt yaptırabiliyor.
İlkokulu bitiren, ortaokul 1, 2, 3 veya ilköğretim okulu 6, 7, 8. sınıflardan ayrılan, ortaokulu dışarıdan bitirme sınavlarına kayıtlıyken terk eden kişiler de Açık İlköğretim Okuluna kayıt yaptırabiliyorlar. Ortaokul veya ilköğretim mezunu ya da lise 1, 2 veya 3. sınıflardan ayrılan mahpuslar ise Açık Öğretim Lisesine başvurabiliyorlar. Hapishanedeyken Açık Öğretim Fakültesini (AÖF) kazanan veya AÖF'ne devam ederken tutuklanan kişiler ise hapishaneden AÖF'ye devam etme hakkına sahipler.
Mahpuslar ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ÖSS, YDS, KPSS, ALES, ÜDS ve benzeri sınavlara da hapishanelerde katılma hakkına sahipler. Yüksek öğretim söz konusu olduğunda ise genelgenin bu konudaki alt başlığının ilk maddesinde şunlar söyleniyor:
"Herhangi bir yüksek öğretim kurumuna devam ederken tutuklanan veya hüküm giyen öğrencilerin ya da ceza infaz kurumundayken üniversite sınavını kazanan hükümlü ve tutukluların kapalı ceza infaz kurumlarından, okullarının kabul edilmesi durumunda, dış güvenlik görevlisi muhafazasında, açık ceza infaz kurumlarından iç güvenlik görevlisi nezaretinde ara, yıl sonu, bütünleme ve mazeret sınavlarına katılmaları sağlanacaktır. Talebi olması hâlinde okullarının kabul etmesi koşuluyla kayıt dondurma işlemi yapılması için girişimlerde de bulunulacaktır."
Genelgeye göre, açık hapishanelerde bulunanlar da aynı büyükşehir belediyesi veya belediye sınırları içinde olan herhangi bir yüksek öğretim kurumunda okuma hakkı kazandıklarında, okullarının kabul etmesi halinde buralarda okuma hakkına sahipler.
Türkiye'de "eğitim iyileştirme faaliyetlerinin sistematik yürütülmesini sağlamak amacıyla" 2005 yılında "Standartlar Sistemi" geliştirildi. 2008-2011 arasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olarak göreve yapmış olan Nizamettin Kalaman, Standartlar Sistemi ile hapishanelerin eğitim ve iyileştirme imkanlarının tespit edildiğini ve çalışmalarda farklılıkları azaltmak amacı ile gerçekleştirilmeleri gereken eğitim iyileştirme faaliyetlerinin asgari sınırlarının belirlendiğini ifade etti. (4)
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nde "hükümlü ve tutuklu eğitiminden sorumlu hakim" olarak görev yapan ve Hükümlü ve Tutuklu Eğitiminin Temelleri adlı bir de kitabı bulunan Mustafa Saldırım'a göre ise Standartlar Sistemi, "Ceza infaz kurumlarındaki eğitim ve iyileştirme çalışmalarının her kurum için nitelik ve sayısal olarak belirlenen esaslar çerçevesinde yapılmasını ve verimlilik esasına göre not verilerek takibini ifade eder." (5)
Kalaman'a göre Standartlar Sistemi'nde eğitim iyileştirme faaliyetleri dört unsur üzerine oturur:
* Öğretim faaliyetleri (okul çalışmaları)
* Kişisel gelişim faaliyetleri (sosyal-kültürel ve sportif faaliyetler)
* Meslek eğitim faaliyetleri
* Psiko-sosyal yardım çalışmaları (psikolojik destek)
Saldırım'a göre ise Standartlar Sistemi, eşit ağırlıklı puan değeri olan 3 ana konu üzerine inşa edilir: (6)
* Sosyal ve kültürel çalışmalar (yüzde 33,3)
* Mesleki eğitim kursları (yüzde 33,3)
* Diğer eğitim ve öğretim faaliyetleri (yüzde 33,3)
Saldırım, Standartlar Sistemi'ne ait rakamlar da veriyor. Saldırım'a göre, Yetişkin 1. ve 2. Kademe Kursları, hapishanede okuma yazma bilmeyen bir kişi bile olsa açılmak zorunda. (7)
Ancak 46/1 Genelgesine göre Yetişkin 1. Kademe Kursu için okuma yazma bilmeyen bir kişinin bile olması yeterliyken Yetişkin 2. Kademe Kursu için kurumda en az beş kişi olmak zorunda.
Açık Öğretim söz konusu olduğunda ise, belirlenen standartlara göre Açık İlköğretim Okulu'na katılabilecek öğretim düzeyindeki hükümlülerin en az yüzde 30'unun, tutukluların en az yüzde 10'unun; Açık Öğretim Lisesine katılabilecek hükümlülerin en az yüzde 40'ının, tutukluların ise en az yüzde 10'unun bu okullara kaydının yapılması ve sınavlara katılması sağlanmalı. Açık Öğretim Fakültesi sınavlarına ise hapishanede bulunan lise mezunu tutuklu ve hükümlülerin yüzde 10'unun devam etmesi için "tüm imkanlar kullanılmalı." (8)
Saldırım, verdiği bu oranların sınav merkezi olan kurumla aynı il merkezinde ya da ilçede bulunan hapishaneler geçerli olduğunu da belirtiyor ve sınav merkezi olmayan il veya ilçelerde bulunan hapishaneler için bu oranların yarısının geçerli olduğunu söylüyor. (9)
Bu oranların düşüklüğü, yüzde 50'yi dahi hedeflemiyor oluşu eleştiri konusu. Bu eleştiri bir yana yıllara göre mahpusların sayısı, sınavlara giren ve mezun olan mahpuslarla karşılaştırıldığında hedeflerin ne kadar küçük olduğu daha iyi görülür. (10)
Bu sayılar genel mahpus kitlesine oranlandığında ortaya çıkan yüzdeler oldukça çarpıcı. En son verilerin olduğu yıl olan 2008 dikkate alınırsa kursa katılan ve sınava girenlerin oranı yüzde 21'dir. Öğrenime katılıp da başarı belgesi alan ve mezun olanların oranı ise sadece yüzde 6.
Sınavlara girenlerin ve başarılı olanların oranları, öğrenime devam edebilecek mahpusların oranlarıyla karşılaştırıldığında yukarıdaki rakamların ne kadar düşük olduğu anlaşılır olacaktır. (11)
Bu grafiğe göre ilkokul mezunu olan mahpusların oranı yüzde 45. Bu durumda mahpusların yüzde 45'i Açık İlköğretime devam edebilir. Ancak 2008'de Açık İlköğretime devam edenlerin oranı sadece yüzde 1'di.
Yine bu grafiğe göre Ortaokul veya dengi bir meslek okulundan mezun olan mahpusların oranı yüzde 17. Bu mahpuslar Açık Liseye devam edebilecek durumdadır. Ancak 2008 yılında Açık Liseye devam eden mahpusların oranı yüzde 1'den dahi az. Yukarıdaki grafiklere göre mahpusların yüksekokul, fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunları hariç yüzde 96'sından fazlası öğrenim görebilecek durumda. 2008 yılında öğrenim gören mahpusların oranın yüzde 21, başarı belgesi alabilenlerin oranın ise sadece yüzde 6 olduğu hatırlanırsa bu rakamların ne kadar düşük olduğu anlaşılır.
Bu grafikte oldukça açık görülebilecek bir başka durum ise öğrenim durumu ile mahpus sayısı arasındaki ters orantı. Öğrenim durumu arttıkça mahpus oranı azalıyor. Öyle ki ilkokul mezunlarının oranı yüzde 45 iken yüksekokul veya fakülte mezunlarının oranı sadece yüzde 3.
Yüksek lisans ve doktora mezunlarının oranı ise 2.000'de 1'den bile düşük. Bu durumda düz bir mantıkla ve oldukça sade düşünülerek şu çıkarımı yapmak mümkün: Öğrenim durumundaki artış mahpus sayısını azaltır. Bu varsayımı destekleyen araştırmalar da mevcut. Ülkemizde böyle bir çalışma bulunmamasına rağmen ABD'de, hapishanelerde yükseköğrenimini tamamlayanların bu eğitimi almayanlara göre tekerrür oranlarına bakılmıştı.
Ohio eyaletinde, hapishanelerde yükseköğretimini tamamlayanların, bu eğitimi almayanlara göre tekerrür oranlarında yüzde 72'lik bir fark vardı. Bu eyalette genel tekerrür oranı yüzde 40 iken, yükseköğretime kayıtlı olanların tekerrür oranı yüzde 18 olarak tespit edildi. New York'ta yükseköğretime kayıtlı olanların tekerrür oranı yüzde 44,6 iken okulu tamamlayanların oranı yüzde 26,4 düzeyinde.
Kanada'da yapılan bir başka araştırmaya göre de en az iki yıllık bir yükseköğretim programını bitirenlerin tekerrür oranı, genel hükümlülere göre yüzde 50 daha azdır. (12) Bu araştırmalar, özellikle de Türkiye'de mahpus kitlesinin yaklaşık yüzde 90'ını oluşturan adli mahpuslar için öğrenimin önemini gösteriyor.
Yukarıdaki rakamlar ve veriler öğrenimin önemini gösterse de bu öğrenimi bir hak olmaktan çıkaran ve mahpuslar için ulaşılmaz kılan uygulamalar da söz konusu. Öğrenim ücreti bu engellerden biri...
"Uygulanamayan" Genelgeler ve Mahpuslar İçin Ücretli Öğrenim
Öğrenimin paralı oluşu konusunda genelgelerde yazanlarla pratikteki uygulamalar arasında farklar söz konusu.
2007 tarihli 46/1 nolu Genelge'ye göre 1. ve 2. Kademe Kursların kitapları MEB Teknolojileri Genel Müdürlüğünden sağlanacak; Açık İlköğretim Okulunda her türlü hizmet ücretsiz olarak verilecek; Açık Öğretim Lisesinde ise sadece diploma gideri alınacak. Yine Genelge'ye göre mahpuslar AÖF kayıt ve sınav harçlarını kendileri karşılamak zorundalar ancak Genelge bu konuda bir açık kapı da bırakıyor:
"Kayıt ve sınav harçlarını, yol masraflarını ödeyemeyecek durumdaki hükümlü ve tutukluların, bu tür masraflarının karşılanması için, il veya ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından, gönüllü kurum ve kuruluşlardan yardım istenecektir. Gerekirse yol masrafları eğitim kurulu kararıyla emanet para faizi hesabından veya kurum olanaklarıyla karşılanacak, hükümlü ve tutuklu öğrenciler maddî nedenlerle mağdur edilmeyecektir." (13)
Yüksek öğretim kurumlarında okuma hakkına sahip olanların kayıt, sınav ve benzeri giderleri için de AÖF konusundaki koşullar geçerli.
Genelgede yazanlar açık. Genelgenin öncesinde de Açık İlköğretim ve Açık Liseye devam edenlerin kayıt harcı, sınav ücreti, öğrenimin devamı için gerekli materyallerin bedeli MEB tarafından karşılanmaktaydı. Adalet Bakanlığı ile MEB arasında Şubat 2000 tarihinde bu konuda bir de protokol imzalanmıştı. (14) Bu protokolün 16. Maddesi şöyle:
"Ceza İnfaz Kurumu ve Tutukevindeki hükümlü ve tutuklulardan, açık ilköğretim veya açık liseye devam edeceklerden kayıt harcı, sınav ücreti, kitap-yayın vb. giderler talep edilmez. Bu giderler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanır."
Ocak 2002 tarihinde 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un çıkmasının ardından MEB, Kanun'un 1. Maddesindeki "... işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanamaz" hükmünü gerekçe göstererek bu giderleri karşılamayı bıraktı. (15)
MEB'in giderleri karşılamayı bırakması ve genelgenin yayınlanmasının ardından öğrenim giderlerine ilişkin genelgenin hükümleri belirleyici hale geldi. Buna rağmen bütçenin sınırlı oluşu gerekçe gösterilerek öğrenim giderleri karşılanmadığından STK'ların da girişimleriyle Nisan 2011 tarihinde Adalet Bakanlığı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün bağlı bulunduğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında "cezaevlerinde eğitim gören ve maddi durumu yeterli olmayan hükümlü ve tutukluların kayıt, harç ve sınav ücretlerinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünce" karşılanması için protokol imzalandı.
Yapılan açıklamaya göre bu protokol kapsamında "maddi durumu yeterli olmayan" Açık İlköğretim Okuluna devam eden 2 bin 51, Açık Öğretim Lisesine devam eden 3 bin 689, Açık Öğretim Fakültesine devam eden 704 tutuklu ve hükümlünün kayıt, harç ve sınav giderleri karşılanmaya başlandı. (16)
Üç yıl süresi olan bu protokol, AÖF öğrencisi olan mahpusları da kapsadığından 46/1 genelgesini aşan bir düzenlemedir. Buna rağmen aynı dönemde öğrenci olan yüksek örgün eğitim programlarındaki 107 mahpus bu protokolün dışında bırakıldı. (17)
Protokolün süresi olan üç yıl dolduğunda 46/1 nolu Genelge hükümleri geçerli hale gelecek. Açık İlköğretim ve Açık Liseye devam edecek mahpusların giderlerinin karşılanacağı Genelge'yle karar altına alınmasına rağmen AÖF ve yüksek öğretime devam etmek isteyen mahpuslar Genelge kapsamının dışında bırakılıyor.
Ekim 2011 yılı rakamlarına göre mahpusların yüzde 14'ü lise veya dengi okullardan mezun. Yani AÖF'ne veya yüksek öğrenime devam etme hakları var. Ancak öğrenim onlar için ücretlidir. Tahliye olan mahpusların yüzde 30'unun gidebilecek herhangi bir yerinin olmadığı, mahpusların 3'de 2'sinden fazlasının hapishaneye girdiklerinde işsiz oldukları düşünülürse öğrenimin ücretli oluşunun, mahpuslara "okuma" demek olduğu anlaşılır olur. (18)
Hapishanelerde öğrenimin tekerrürü önemli oranda azalttığı araştırmalarla ortaya konulmuş olmasına rağmen, hem öğrenimden yararlandırılan mahpusların oranın düşük tutulması hem de bütçe yetersizliğinin bir engel olarak gösterilmesi, yetkililer tarafından hapishanelerde öğrenime yeterli önemin verilmediğinin göstergesi olarak görülebilir.
Türkiye'de mahpusların öğrenim haklarını kullanmasının önünde engeller var. Bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek genelgeler dahi uygulanamıyor, imzalanan protokole rağmen mahpusların talepleri karşılıksız bırakılabiliyor. (19)
Bu nedenle bütçe engelini aşacak çareler düşünülmeli, gerekirse bu konuda STK'ların katkıları da sağlanmalı.
Açık ilköğretim ve açık lise için genelgede sağlanan kolaylıklar, AÖF ve yüksek öğretim için de sağlanmalı, mahpuslar için bu öğrenim de ücretsiz hale getirilmeli. Yüksek öğretim ile ilgili olarak, örgün öğretime katılamayacakları, yaygın öğretime katılmaları gerektiği yönündeki sınırlama tekrar ele alınmalı. Zira artık onlarca üniversitenin uzaktan eğitim programları söz konusu. Mahpusları uzaktan eğitimden faydalanmasını sağlayacak tedbirler alınmalı.
Avrupa Cezaevi Kuralları'nın 4. Maddesine göre "Mahpusların insan haklarını ihlal eden cezaevi şartları, kaynakların yetersizliğiyle mazur gösterilemez.."
Öğrenim de bir haktır ve kaynakların yetersizliğiyle veya başka gerekçelerle mahpusların ellerinden alınamaz, alınmamalıdır. Bu konuda devlete olduğu kadar, üniversitelere, akademisyenlere, STK'lara ve duyarlı her kişi, kurum ve kuruluşa da görev düşüyor. Hapishanelerde resmi müfredata da bağlı kalmaksızın siyaset, ekonomi, felsefe, insan bilimleri ve daha pek çok alanda öğrenim atölyeleri düzenlenebilir.
Bu konuda üzerinde önemle durulması gereken bir başka nokta da, hem öğrenimin, hem de söz konusu atölyelerin mahpuslar için herhangi bir önkoşula bağlı olmaksızın ulaşılabilir olmasını ve disiplin cezaları ile ellerinden alınamamasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını sağlamak. Öğrenim mahpuslar için önkoşulsuz ve şarta bağlı olmayan bir hak olabilmeli.
Mahpusların öğrenim hakları önündeki engeller kaldırılmalı, ücretsiz, koşula bağlı olmaksızın eğitim görebilmeleri teminat altına alınmalı. (ME/AS)
KAYNAKÇA
(1) "Öğrenim", "öğretim" ve "eğitim" kelimeleri hem kanunlar ve genelgeler gibi resmi belgelerde hem de araştırma vb. yazılarda birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir. Ancak bu terimler arasında farklar söz konusudur. "Eğitim" terimi TDK Sözlük'te "Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye" olarak açıklanmaktadır. Bu açıklamada da görüleceği gibi "eğitim", "Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil" olarak açıklanan "öğrenim" teriminden daha kapsayıcıdır ve aynı zamanda öğrenimin içermediği yoğunlukta bir "terbiye eden" "eğiten" otoritesini kapsamaktadır. "Eğitim" teriminde "eğiten"den "eğitilen"e yönelen bir otorite söz konusudur. Hem bu yüzden hem de yazı sadece "öğrenim"e denk düşen okul faaliyetlerini kapsadığından yazı içerisinde eğitim yerine öğrenim, öğretim kelimelerinin kullanılması tercih edilmiştir.
(2) Ceza İnfaz Kurumu Yönetimi El Kitabı, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurum Matbaası, Ankara 2011, 41
(3) Örgün eğitim, okul çatısı altında verilen okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul, lise ve yüksek öğrenimi kapsamaktadır. Yaygın eğitim örgün eğitimin dışında kalan öğrenimi ifade etmek için kullanılmaktadır. Açık öğretimi, meslek edindirme kurslarını, halk eğitim merkezlerinin düzenlediği kursları da kapsamakta olan yaygın eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2010 tarihli "Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği"nde şöyle açıklanmaktadır:
"Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da örgün eğitim sisteminin herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden ayrılmış ya da bitirmiş bireylere; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim, öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama etkinliklerinin tümünü (...) ifade eder."
(4) Nizamettin Kalaman, Türkiye'de İnfaz Hukukunun Gelişimi, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 4 Yılı, Türk Ceza Hukuk Derneği Yayınları, İstanbul 2010, syf 19
Nizamettin Kalaman daha sonra Danıştay üyeliğine getirilmiştir ve halen bu görevi ifa etmektedir.
(5) Mustafa Saldırım, Hükümlü ve Tutuklu Eğitiminin Temelleri, Zigana Yayınları, İstanbul 2011, syf 91 Mustafa Saldırım 2007 yılında Yargıtay'a Tetkik Hakim olarak atanmıştır ve halen bu görevi ifa etmektedir.
(6) Mustafa Saldırım, 96
(7) Mustafa Saldırım, 104
(8) Mustafa Saldırım, 107
(9) Mustafa Saldırım, 107
(10) Aşağıdaki tablo ve grafikler Kalaman'ın bildirisindeki ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün sitesindeki verilerden yararlanarak oluşturulmuştur. Kalaman, 1. Ve 2. Kademe Kurslar ile Açık İlköğretim ve Açık Lise'ye katılan mahpuslara ilişkin bilgi vermesine rağmen, Açık Öğretim Fakültesine veya Yüksek Öğretim'deki mahpuslara ilişkin bilgi vermemiştir. Bu durumu, bu sayıların oldukça düşük olmasına bağlamak mümkündür.
(11) Yukarıdaki grafikler 2008 yılı verileri dikkate alınarak oluşturulmuştur. Aşağıdaki grafik ise 2011 yılı verilerini yansıtmaktadır. Karşılaştırma aynı yıl verilerine ait değildir. Ancak bu 3 yıl içerisinde mahpusların öğrenim oranlarında önemli bir değişiklik olmaması nedeniyle ulaşılacak veriler sağlıklı olarak görülebilir.
(12) Mustafa Saldırım, 110
(13) "Genç Yetişkin Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve İyileştirme İşlemleri ve Diğer Hükümler Hakkında Genelge",
(14) "Adalet Bakanlığı İle Milli Eğitim Bakanlığı İşbirliğinde Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevlerindeki Hükümlü ve Tutuklulara Yönelik Çeşitli Eğitim Faaliyetlerinin Düzenlemesine Dair işbirliği Protokolü"
(15) Mustafa Saldırım, Hükümlü ve Tutuklu Eğitiminin Temelleri, Zigana Yayınları, İstanbul 2011, syf 105-106
(16) T.C. Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Basın Bilgi Notu, Sayı 12, 14 Nisan 2011,
(17) "Hükümlü Öğrencilere İyi Haber", Vatan, 10 Nisan 2011
(18) Oranlar için bakınız: Aytekin Yılmaz, Eski Mahpusların Topluma Yeniden Katılımı, Mahsus Mahal Kitaplığı, Ağustos 2011, syf 9-10
(19) Bu konuda bir haber için bakınız: "Cezaevlerinde Bu Kez de 'Eğitim İşkencesi'", 17 Mayıs 2012,