Sağlık Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçesi pazar günü TBMM’de görüşüldü.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca şehir hastanelerinde hasta garantisi, ameliyat garantisi, işlem garantisi olmadığını yine söyledi ve ekledi “yüzde 70 eşik değer sağlanınca dünyada olmayan MR, tomografi rakamları sağlıyoruz”.
SUT (SGK’nın Sağlık Uygulama Tebliğ) rakamlarının çok altında, dünyanın aklının alamadığı ucuzlukta satın alıyormuş bu hizmetleri Sağlık Bakanlığı, ama tabii “yüzde 70 eşikler aşıldığında” oluyormuş bunlar. Sağlık Bakanlığı görüntüleme ve laboratuvar hizmeti satın aldığı diğer şirketlerle de aynı anlaşmayı yapıyor mu bilinmez. Memleket MR, tomografi, tetkik cenneti sonuçta.
Sormaktan bıkmamak, usanmamak gelir elimizden. Neyin yüzde 70’i? Tabii “yüzde 70 sağlanınca indirim alıyoruz” lafı yeni çıktığına göre bir ara sözleşmeleri revize etmiş olmanız gerekir, onu ne zaman yaptınız?
Bir de “planlı yılları” resmen geride bırakıp 100’er günlük “eylem planlı” Yeni Ekonomik Program dönemine girdiğimiz şu günlerde, Sağlık Bakanlığı da açıklamasını yaptı. Buna göre önümüzdeki yüz gün içinde “Bilkent Şehir Hastanesinde fizik tedavi rehabilitasyon birimi çalışmaya başlayacak” imiş.
Yani Bilkent 2018’de açılamıyor. Ancak Mart 2019 olması kuvvetle muhtemel. Zamanı ayarlı anlaşılan.
Bu devasa kütleye nasıl bir heybet yakıştırsak diye tutuşup yananların matbuattaki kesimi “Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise tek seferde inşa edilen en büyük hastanesi olan Bilkent Şehir Hastanesi” demiş, Sağlık Bakanı ise “dünyanın 3'üncü büyük hastaneler kompleksi” demeyi tercih etmiş.
Anlaşılan bütçe görüşülürken Bilkent Şehir Hastanesinin sahibi Murat Çeçen (CCN Holding’in sonradan kurulduğunu Bilkent ihalesini İCTAŞ, DİA, FZCO ortaklığının aldığını unutmayalım) de gazetecilerle bir araya gelmiş. Sabah ve Yeni Şafak aynı başlıklarla “Ankara Şehir Hastanesi açılıyor” diye müjdeyi vermişler. Yeni Şafak’ta “yüzde 70” meselesi yok , ama Sabah gazetesinden Hazal Ateş’in haberine “5 kalem hizmette yüzde 70 garanti var” beyanı girmiş Bu arada Bilkent şehir hastanesinin (ki bazı haberlerde Ankara Şehir Hastanesi diye geçiyor) yıllık kirasının 233 Milyon TL olduğunu söylemiş Murat Çeçen.
Bugün de Hürriyet gazetesinden Hacer Boyacıoğlu’nun haberinde Murat Çeçen “Sağlık Bakanlığı da Bilkent Şehir Hastanesi kampüsüne taşındı. Bakanlık 11 ayrı birimde görev yapıyordu. Şu anda piyasaya ödediği kiranın üçte birini bize ödüyor” demiş. Kamu özel ortaklığı finansman yöntemi sadece bizim kafamızı karıştırmıyor olsa gerek; Murat Çeçen kendisini “piyasa dışında” bir ara tür sanıyor, eskiden birilerine boş yere kira ödeniyormuş da şimdi hak yerini bulmuş gibi söylüyor.
Yine kamu özel ortaklığının yarattığı ilginçliklerden olsa gerek Sağlık Bakanı da Murat Çeçen de tıbbi hizmetlerin 5 yıllık sözleşmeye tabi olduğunu söylemişler, ama 15 gün önce çıkan Kanunla sözleşme sürelerini 10 yıla çıkardıklarını beraberce unutmuşlar anlaşılan.
Gelelim başlıktaki güzel niyete. Meğer Murat Çeçen de “garantiler” meselesinden şikayet edesiymiş! Demiş ki: “Belli hizmetlerde garanti var. Ama Mersin’de mesela o garantileri hiç kullanmadık ve garanti rakamı geçilince, o işlem için ödenen rakam düşüyor. Devletin lehine olan bir düzenlemeyi, aleyhteymiş gibi kullanıyorlar. Belli bir kesim bu projelere karşı. Ağızlarında da garanti... Keşke garantiler kaldırılsa.”
Devlete hastane kiralayan, sağlık hizmeti satan, bunlardan elde ettiği gelirlerden tam KDV muafiyeti alan hatta Sağlık Bakanı’nın bile ev sahibi olan adamı mahcup eden, “bazı kesimlerin” diline düşüren şu garantileri kaldırıverin artık. (ÖE/HK)
* Fotoğraf: Şehir Hastanaleri Koordinasyon Daire Başkanlığı (Güncelleme 12 Aralık 2018)