Hakikaten paşa "kamelyanın altı"na neden gelmemiş olabilir? Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kamelya "çaygillerden, büyük, beyaz, pembe veya kırmızı renkte çiçekler açan, dayanıklı yapraklı bir bitki. Japon gülü. Çin gülü." Kimimiz onu çiçek olarak gözünün önüne kolayca getiremese bile Alexandre Dumas-Fils'nin ünlü romanından bilir: Kamelyalı Kadın ("La Dame aux Camélias").
Lakin devlet ricali neden "kamelyanın altı"na girer, paşamız kamelyanın altına neden girmez? Kamelyanın devlet işleriyle ne alakası olabilir bir 30 Ağustos resepsiyonunda? Acaba bir dizgi hatası olabilir mi? Haydi başlıkta oldu diyelim, bütün haberde "kamelya" aşağı "kamelya" yukarı.
Neyse sonunda anlıyoruz ki sözü edilen şey "kameriye". Yani "bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak." Ama Nur hanım "kameriye"ye "kamelya" denir sanıyor. Hürriyet editörleri manşete çektikleri "kamelya"nın ne olduğunu merak bile etmiyor. Ama okuyoruz ki 30 Ağustos resepsiyonunda herkes "kamelya altında paşa" aramış ve bulamamış...
Sonuna kadar okuma sabrı gösterenlerimiz, haberin, Yaşar Büyükanıt'ın kendine sakladığı "gizli planlar"ı ve "gizli bir gündem"i olduğunu -eğer şimdiye kadar hala anlamamışsak- anlamamız için yazıldığını idrak ediyor... Ancak çoğu kişinin yaptığı gibi manşete bakıp geçenler herhalde tuhaflığın General Büyükanıt'ta değil ötekilerde olduğunu düşünmüşlerdir: Bütün devlet ricali "kamelya altında" -ister istemez dizleri üstünde- dolaşırken aralarından biri olsun "makul" bir iş yapmış sayılmaz mı bu habere göre.
Nur Batur'un haberi Yaşar Büyükanıt'ın "gizli planları"nın ne olduğunu söylemiyor, ama devletin tepesinde bir "çatlak" oluştuğunu ve bunun giderek derinleştiğini lafı dolandırarak da olsa hissettirmek istiyor. Ama anlaşılıyor ki ne kendisinin ne Hürriyet gazetesi editörlerinin söz dağarcığı bu "sert" haberi yenilir yutulur hale sokmaya elveriyor, ne de gazetecilik anlayışları bu çatlağın nedenleri ve sonuçlarına ışık tutmaya... (AH/EK)
_______________________
Not: Hürriyetim websitesi sonunda hatayı anlayıp bütün metni tashihten geçirmiş olsa da 1 Eylül baskısının bütün nüshalarında "kameriye" yerine "kamelya" sözcüğü geçiyordu.