Fotoğraf: AA - Arşiv
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı'nda “Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbulumuzu İslami finans ve ekonominin merkezi yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Aynı konferansta Hazine ve Maliye Bakanı da, hedeflerinin Türkiye’yi dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirmek olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanının bu konuya önem verdiği belli.
Türkiye 2008 yılından bu yana İstanbul Finans Merkezi'ni kurmaya çalışıyor. Bunun için 3 milyon metrekareye yakın arazi tahsis edildi. Aynı yıl inşaatlar başladı, 2022’ye kadar da süreceği hesaplanıyor.
O kadar çok inşaat yapıldı ki, finans merkezi değil kentsel gelişme projesi gibi algılanmaya başladı. Kamu bankalarının merkezleri İstanbul’a taşındı, sırada Merkez Bankası var.
Ayrıca, “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı” hazırlandı ve 10. Plan'a ek olarak yürürlüğe kondu. Programda yeni bir idari yapı oluşturulması, teknolojik altyapının güçlendirilmesi, fiziki altyapının geliştirilmesi, nitelikli insangücü kaynağının artırılması, finansal hizmet ve ürün çeşitliliğinin çoğaltılması gibi hedefler belirlendi.
Programdaki en önemli ve en somut hedef de, İstanbul’un Küresel Finans Merkezleri Endeksi'nde ilk 25 şehir içinde yer alması olarak saptanmıştı.
Küresel Finans Merkezleri Endeksi (GFCI), 2007 yılından beri Londra merkezli Z/Yen danışmanlık şirketi tarafından her altı ayda bir hazırlanıyor. Endeksin hazırlanmasında Dünya Bankası, OECD gibi kurumlarla işbirliği halinde, 100’den fazla gösterge dikkate alınıyor.
Söz konusu göstergeler; iş ortamı, beşeri sermaye, altyapı, finansal hizmetlerin gelişmişliği ve şehrin itibarı olmak üzere beş grup halinde değerlendiriliyor.
Küresel Finans Merkezleri Endeksi son olarak Mart 2020 tarihinde yayımlandı. 108 şehrin ele alındığı endekste New York 769 puanla Londra’yı geçerek ilk sıraya yükseldi. İlk on kent New York, Londra, Tokyo, Şanghay, Singapur, Hong Kong, Pekin, San Francisco, Cenevre ve Los Angeles olarak sıralandı. Asya’dan beş, Amerika’dan üç ve Avrupa’dan iki kent.
İstanbul 2019 Mart endeksinde 57., Eylül endeksinde 53. sıradaydı. 2020 Mart endeksinde 636 puanla 26 sıra gerileyerek 79. geldi. İstanbul 2014 yılında ulaştığı 42. sıradan sonra endekste sürekli geriliyor.
Belki de bu nedenle Cumhurbaşkanı ve Maliye Bakanı, hedef küçülterek İstanbul’u İslami finansın veya faizsiz finansın merkezi yapmayı amaçladıklarını açıkladılar.
Fakat bu hedefe ulaşmak da kolay görünmüyor zira çok sayıda İslam ülkesinin kentleri de İstanbul’dan önde gidiyor. Örneğin Dubai 12., Abu Dabi 39., Doha 48., Almatı 55., Bahreyn 56., Bakü 57., Nur Sultan 72. sırada bulunuyor. İstanbul toplamda 79., İslam kentleri arasında 8. sırada.
Müslüman kentler arasında özellikle Dubai dikkati çekiyor. Dubai International Finance Center 2004 yılında, İstanbul Finans Merkezi’nin beşte biri kadar alana kurulmuş. Endeksin bütün gruplarında yüksek puan alarak ilk on sıraya girmeyi başarmış, halen 15. sırada. Dubai küresel merkez olarak kabul edilen ilk 25 kentin de içinde.
Küresel Finans Merkezleri Endeksi iş ortamı, vergilendirme, beşeri sermaye, altyapı, iletişim, tanınırlık, itibar, pazara ulaşım gibi kriterler üzerinden hazırlanıyor.
Şehirlerin küresel bir merkez olmaları önündeki en önemli engeller arasında yolsuzluk, şeffaf olamama, öngörülemezlik, mevzuat sorunları, çalışanların niteliğini artırmaya yönelik yatırımların yetersizliği, iletişim hızının ve güvenliğinin düşüklüğü, pazara fiziki uzaklık gibi sorunlar sıralanıyor.
Şehrin itibarı gibi bir kriter varken, Dubai’nin İstanbul’un önüne geçmesi gerçekten şaşırtıcı. Bunun arkasında Dubai’nin güven vermesinin olduğu söyleniyor.
Dubai’de finansal merkez için, yabancı ülkelerden yargıçların da görev yaptığı, bağımsız bir tahkim kurulunun oluşturulmasının önemli olduğu belirtiliyor. Hukukun üstünlüğü finans kurumları için bile çok önemli.
Cumhurbaşkanı aynı konuşmasında “Aşırı finanslaşma toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır” dedi.
Doğru bir saptama. Ekonomik yaşamda ihtiyaçlardan hareket etmeyen yatırımların yarattığı balonlar sıklıkla sorunlara yol açar hatta bazen krizlere neden olurlar. Bu yatırımlar talep yaratma yöntemleriyle bir süre devam eder ama bunun da bir sınırı vardır. Bunu Türkiye’de en iyi konut yatırımlarından biliyoruz.
Türkiye’nin konut sektörünün ne kadar obez olduğunu yaşayarak gördük. Fakat obez olan sadece konut sektörü değil. Anormal fiyatları nedeniyle üstünden taşıt geçmeyen padişah isimli köprülerden, cemaati olmayan devasa camilere kadar Türkiye obez yatırımlarla dolu.
Dünyanın en büyük hava limanlarından birini yapıp uçakların uğraması için uğraşmak da öyle. Eğer yapılsaydı kimsenin kullanmayacağı kanalı da bu kapsamda değerlendirmek gerekecekti.
Olağanüstü inşaat yatırımı İstanbul Finans Merkezi'nin uluslararası kabul görmesine yetmedi, sadece obez bir yatırım olduğunu ortaya koydu. Şimdi Katar Finans Merkezi ile işbirliği kurarak etkin olmaya çalışılıyor. İstanbul için utanç verici ama belki de Dubai’yi örnek almak daha doğru olurdu. (BD/APA)