General Abdullah Alpdoğan, 1938 Dersim Askeri Harekâtının komutanlığını yapar. Tunceli Vali-Komutanı ve Dördüncü Müfettiş Abdullah Alpdoğan’ın Dersim ve Kırmanclar hakkındaki düşünceleri çok önemlidir. Zira Alpdoğan’ın düşünceleri, devletin Dersim’e bakış açısını da ortaya koyar.
Dersim’e dönük 1938 katliamının ilk ipuçlarını Koçgiri harekâtı sırasında görmek mümkündür. Harekâtı yöneten Nurettin Paşa ve akrabası Abdullah Alpdoğan, tenkilin Dersim’e doğru genişletilmesi gerektiğini savunur. Ancak o dönemde Dersim’e askeri harekât koşulları henüz yoktur. (Bahadır, 81)
Halkta kanı: Bizi Ermeniler gibi kırıp imha edecekler
7-22 Aralık 1936 tarihinde “Umumi Müfettişler Toplantısı” yapılır. Toplantıya katılan Dördüncü Umumi Müfettiş ve Dersim Komutanı Abdullah Alpdoğan da bir konuşma yapar. Toplantıda diğer şeylerin yanı sıra, dil, ırklar, iskân siyaseti de değerlendirilir.
Abdullah Alpdoğan konuşmasında, 2 Şubat 1936 günü Elaziz’e vararak görevine başladığını, işe başladığı zaman can ve mal emniyeti olmadığını, silahlı çapul kollarının halkı ve köyleri vurduğunu, yol kesip insan öldürdüğünü, karakol bastığını, dışarıdan gelen bazı insanların halkı devlet aleyhine silah kullanmaya ve ayaklanmaya teşvik ettiklerini, göreve başladıkları dönemde halk içindeki duygulardan bazılarının “bizleri Ermeniler gibi kırıp imha edecekler”, “öldürücü havalı yerlere göndermek suretiyle öldürecekler” şeklinde olduğunu söyler.
Toplantıdaki konuşmasında Alpdoğan, Türk kültürünü geliştirmek için “muhacir iskân işini” de değerlendirir. Bölgedeki ovalarda Türk kitleleri meydana getirmek gerektiğini belirten Alpdoğan, mektepler açılmasının önemine de değinir.
Alpdoğan "zorunlu iskan" istedi
Tunceli’deki insanların kasaba ve nahiyelere ve civarına iskânının düşünüldüğünü söyleyen Alpdoğan, “Tunceli’de kalması caiz görülmeyecek insanların Umumi Müfettişlik mıntıkası dışına çıkarılması gerektiğini” belirtir. Böylece Alpdoğan “zorunlu iskân” uygulamasının gerekliliğine dikkati çeker. Konuşmada verilen çok önemli bilgilerden birisi de, henüz Aralık 1936’da Tunceli’de 1.326 talebeli, 37 öğretmenli, 21 mektebin varlığıdır. (Koçak, 256-257)
Dördüncü Genel Müfettiş, Tunceli Vali-Komutanı Abdullah Alpdoğan, 13 Aralık 1937 tarihinde doğrudan Başbakanlığa yazdığı bir raporda, Tunceli’de sürmekte olan inşaatların durumuna ilişkin bilgiler verir.
Rapora göre, “Pülümür’deki kışlaya askeri tabur yerleşmiştir. Danzik’teki karakolun duvar ve betonarme inşaatı tamamlanmıştır. Kızılkilise (Nazımiye) kışlasının inşaatı hâlâ sürmektedir. Mameki’de yapılan kışlalardan birisinin birinci katı tamamlanmış, diğerinin temeli atılmıştır”.
Rapor devamla, pek çok alanda yapımı süren yolların, beton köprülerin, tünellerin yapımı ile ilgili ayrıntılı bilgi verir. Rapor, 11 köy okulunun yapıldığını bildirir. “Elazığ hastanesinin temeli atılmış, müfettişlik binasının projesi hazırlanmıştır”.
Karayolun birleştirilmesi, harekatın habercisi...
Alpdoğan, 1 Haziran 1938’de Tunceli’den Başbakanlığa yazdığı başka bir raporda ise Elazığ-Erzincan karayolunun birleştirilmesi için gereken para ihtiyacına dikkat çekerek “Üçüncü Ordunun önümüzdeki sonbaharda yapılacak harekâtından evvel konuyu halletmek gerektiğini” bildirir. Alpdoğan, gereken tahsisatın bir an evvel gönderilmesi gerektiğini belirtir. (Cemil Koçak, 2003, 249, 250, 251)
Abdullah Alpdoğan’ın raporları askeri hazırlıklara, inşa edilen yol, karakol, kışla, okul, müfettişlik binaları, hastane vb. hakkında bilgiler içerir. Harekâtların başarısı için gereken tahsisatları sıralar.
Dersim Komutanı ve Dördüncü Umumi Müfettiş Abdullah Alpdoğan, 1938 askeri harekâtından sonra, Bingöl’ün Kiğı ilçesinde yaptığı bir konuşmasında “daha önce Tunceli’ye yerleşen gizli Hıristiyan Ermeniler vardı, bunlar adlarını değiştirmiş ve sanki Türkmüş gibi yaşamışlardı, Dersim İsyanı’nda bunların parmağı vardı, bunlar her türlü anarşinin, kargaşanın, pisliğin içindeydi” sözlerini sarf eder. (Bahadır, age, 81)
Dördüncü Genel Müfettiş ve Dersim Komutanı-Valisi Abdullah Alpdoğan, henüz çok erken bir dönemde meydana gelen Koçgiri olaylarında dahi Ordunun sert uygulamalarına imza atar. Yukarıda belirtildiği gibi henüz Koçgiri askeri harekâtı devam ederken, “Dersim’e askeri operasyon gerekliliği” tezini savunur.
Aygün'ün "Dersim 1938 ve Zorunlu İskân" Kitabı çıktı
Bingöl’deki konuşmasında “1938’de Ermenilerin kışkırtmasından” söz eden Alpdoğan, Dersimlilerin “bizi Ermeniler gibi öldürecekler” kaygılarının yersiz olmadığını ortaya koyar. Alpdoğan, öte taraftan Dersimlilerin “Umumi Müfettişlik mıntıkası dışındaki nahiyelere ve kasabalara sürgün ve zorunlu iskânını” da gerekli görür.
Hukukçu-yazar Hüseyin Aygün'ün Dipnot Yayınları'ndan henüz çıkan "Dersim 1938 ve Zorunlu İskân" Kitabı, 1938'de Tunceli ve bölgesindeki halkının karşı karşıya kaldıkları "kirli hazırlıkları" ilk kez yayımlanan onlarca fotoğraf ve belgeyle gün ışığına çıkarıyor. (EÖ)