Bu yıl Altın Kelebek Ödülleri kapsamında yeni bir kategori açılmış: En iyi youtuber kategorisi. Bu kategoride de Enes Batur ödüle layık görülmüş. Enes Batur, çocuklar için oyun anlatan ve çocukların çok sevdiği bir youtuber.
Anlaşılan o ki, ödül jürisini de bu durum yani takipçi sayısı etkilemiş. Hiç içeriğe bakılmamış. Başarının like ile veya takiple ölçülüyor olması, bu alemde çocuklara yönelik içerik üretimi üzerinde düşünmenin ne kadar önemli bir konu olduğunu ortaya koyuyor.
Enes Batur, çocuklara oyun anlatıyor ve bunu yaparken de gayet cinsiyetçi küfürlerin yanında açıkça çocuk istismarı sayılacak eylemleri de küfür niyetine kullanıyor.
Ne dediğimin anlaşılması için şu videosunun izlenmesi gerekir.
Hal böyle olunca, Pantene ve Hürriyet Gazetesine ve tabii jüri üyelerine; bir kefeye bu içeriği, diğer kefeye takipçi sayısını koyduğunuzda, takipçi sayısı daha ağır basıyorsa bunun sebebiyet verebileceği sonuçlar hakkında düşündünüz mü, diye sormak gerekir.
Pantene gibi kadınlara ürün satan bir firma nasıl oluyor da bu kadar cinsiyetçi küfürleri kullanan bir kişiyi ödüle layık bulabiliyor?
Hürriyet Gazetesi ve yazarları nasıl oluyor da çocuk istismarının en ağır biçimlerini sıradanlaştıran bakış açısına sahip bir kişiye, bu alanın ilk ödülünü vermekte beis görmüyor?
Erol Evgin ve Hülya Koçyiğit gibi sanatçılar, nasıl oluyor da münhasıran çocuklara ve münhasıran şiddet, argo ve küfürlü içerik üreten bir kişiye ödül verilmesini sakıncalı bulmuyor?
Bu kadar çocuğun ebeveyni acaba aynı içerikte yayın yapan TV kanalının ödüllendirilmesine bu kadar kayıtsız kalırlar mı?
Şu koca toplum bu içerikteki bir çizgi filmin veya kitabın ödüllendirilmesine sessiz kalır mı?
Bu örnekleri verince, bu tür durumlarda uygulanan yasaklama, kapatma, toplatma gibi yöntemleri savunduğum zannedilmemeli.
Sosyal medyanın getirdiği olanaklar ve risklerin birlikte ele alınması ve olanaklarından yararlanan çocukların risklerden zarar görmesini engelleyecek bir düzenleme yapılması gerekiyor. Sosyal medyanın özgürlük ortamını, yasaklayıcı müdahalelerden korunmak için belki de alıştığımızın dışında kuralların olmasına ihtiyaç var.
Birinci kuralımız, en azından ödüllendirmemek olabilir. (SA/EKN)