Yacimientos Petroliferos Fiscales (YPF) 1922 de Arjantin petrollerini arama tekelini elinde bulundurmak amacıyla organize edilmiş bir devlet şirketiydi. 1993'te Carlos Menem'in uyguladığı saldırgan politikalar gereği özelleştirilmişti. Şimdi ise İspanyol şirketi Repsol'e ait hisselerin önemli bir kısmına el konulacak. Bu karar geçtiğimiz hafta alındı. Arjantin Hükümeti'nin ülkedeki petrol alanın en büyük şirketi YPF, Repsol'un ağırlık hisselerini kamulaştırmak için hazırladığı yasa tasarısı, Avrupa Birliği ile uzun vadeli problemlere yol açması bekleniyor.
Arjantin hükümeti Arjantin mahkemeleri tarafından tayin edilecek miktarda tazminat ödemeyi de önüne koymuş durumda. Bu kamulaştırma işlemi sonrası yüzde 51 devlete (yüzde 26.03'u Arjantin devletine, yüzde 24.99'u eyalet hükümetlerine ait olacak.) Petersen Grubu yüzde 25.46, çeşitli ABD firmalarının kontrolünde yüzde 17.09 ve son olarak Repsol'un elinde ise yüzde 6.43 miktar petrol alanı kalacak.
Bu kararın son bir iki yıldır petrol ithalatçısı pozisyonuna düşmüş Arjantin toplumunu ve Güney solunu sevindirdiği kesin.
Cristina Fernandez de Kirchner bu girişimini Repsol'un uzun bir zamandır kârını İspanya'ya transfer etmekten başka bir şey yapmadığı, iç piyasanın ihtiyacını karşılayamadığı gibi yeni yatırımlar yapmaktan da kaçtığı düşüncelere dayandırıyor. Hükümete destek veren bazı köşe yazarları bu konuda geç bile kalındığını, Arjantin'in şimdiye kadar enerji sektöründe kamu etkinliğinden yoksun nadir Güney Amerika ülkelerinden biri olduğunu vurguluyorlar. Ayrıca kendi kendine yetebilmek, ulusal stratejik çıkarları savunabilmek için bunu zorunlu olduğu dile getiriliyor.
Repsol kendine donuk eleştirilere itiraz ederken, İspanya hükümet ve krallık nezdinde tepki göstererek çeşitli biçimlerde misilleme yapmakla tehdit etti.
Özellikle İspanya Kralı Juan Carlos'un kullandığı dil Arjantin gibi ülkelere geçmişteki sömürge pozisyonlarını anımsatır nitelikte. Avrupa Birliği ise ilk elden yaptığı açıklamalarda Malvinas Adaları meselesinde İngiltere'ye vermediği desteği İspanya'dan esirgemediğini gösteriyor. Bu bize AB diplomasisinde İspanya'nın işgal ettiği yeri işaret etme acısından önemli. Misilleme tehdidinin şimdilik en önemli boyutunu ticari ilişkilerin sınırlanması oluşturuyor.
Bunun şimdilik büyük çapta olmasa da Arjantin ekonomisini olumsuz bir biçimde etkileyeceği görülüyor.
Gelelim horoz yumurtasına
İspanya'nın feryadı eski sömürgelerinden de yankı bulmakta gecikmedi. Başta Meksika ve Şili hükümetleri olmak üzere Buenos Aires valisi M. Macri ve Petrol İsçileri Sendikası genel sekreteri Gillermo Pereyra cephesindense "yatırımcılara güvence" diyen bir çıkış işitilir oldu. Ayrıca sermayedar kesimler uzun vadede bu durumun başka sektörlerde de yaşanabileceği endişesiyle telaşa kapılmış durumdalar.
Gelinen durumu genel anlamda değerlendirecek olursak, benim "horoz yumurtasi" benzetmeme kaynaklık eden çelişkili politik bir tercihle karşı karşıya kalıyoruz. Söyle ki ilki bu hamlenin zamanlamasıyla ilgili, Kirchnerler 2001 krizi sonrasından beri iktidarda, bu gün petrol kaynaklarının tükeniyor olduğu yollu haberlerin ortalığı kapladığı bir dönemde fazlasıyla geç kalınmış bir tercih. İkincisi neden sadece Repsol'un hisseleriyle yani yüzde 51'lik kısımla bu işin sınırlandırıldığı. Diğer şirketler daha mı az çalıyor acaba? Haksızlık yaptığına inandığın şirketlere tazminat ödemek de neyin nesi?
O petrol şirketlerinde çalışan isçiler direniş yaptılar diye cezaevini boylarken, o şirketlerin polisi olmanın bu tercihle ne ilgisi var? Ülkeye talancı maden şirketlerini davet edip, onların işlerini kolaylaştırmak için terörle mücadele yasası gibi zorbalıklara yaslanmak mı "kamuculuk" gibi soruları çoğaltmak mümkün.
Bana kalırsa bu "kamulaştırma" hamlesinin temelinde bir suredir derinleşen Arjantin'in ekonomik krizi yatıyor. Hükümet toplumu maniple etme konusunda yetenekli olsa da gerçek hayattaki çıkışsızlık, biraz hesapsız kitapsız bir taktiğe Kirchner hükümetini zorlamışa benziyor. Ayrıca fazlasıyla yozlaşmış toplumsal yapılar göz önünde bulundurulduğunda Güney de devletleştirmelerin yeni çürümüşlükler örgütlemesi kaçınılmaz. Son bir yılın Brezilyası bunun en iyi örneği Brezilyalılar ülkedeki en popüler spor dalının yolsuzluk yapmak olduğunu iddia ediyorlar uzun zamandır.
Şimdilik olmayacak bir dua, kıtanın bastan ayağa yenilenmesi ve sosyalist temelde entegrasyon. Fakat Arjantin solunun savunduğu kamulaştırılan şirketlerde "isçi denetimi"ni hayata geçirmek bu is için pekâlâ bir başlangıç olabilir. (AS/HK)
* Horozlarda bazen yumurtlar. Bu yumurta normal yumurtaya göre epey küçük olur. Bir işe yaramaz. Bu konu herhangi bir bilimsel araştırmaya konu oldu mu bilmiyorum. Halk arasında nedeni niyesi maalesef rivayetten öteye gitmez.