Yaz bitti; anılar başladı.
Yıllar önce Maria isimli yaşlı bir kadınla tanıştım. Asla tam yaşını söylemeyen ve günlerdir aklımın en manzaralı köşesinde oturan Maria, 30’lu yılların sonu, 40’lı yılların başında ailesiyle birlikte bir süre Meksika’nın başkenti Mexico City’nin Coyoacan kasabasında yaşamış. İlk gençliğinin en güzel anılarını da burada toplamış. Maria’yı İspanya’dan Meksika’ya yerleşen ve ilk gençlik yıllarını birilerinin evinde yardımcı olarak geçiren birinden ayıran önemli bir özelliği var. Kendinden böyle bahsediyor Maria...
O, La Casa Azul’da (Mavi Ev) nefes almış Frida ve Diego’yla…
Frida Roots’u çizerken, Maria ona yiyecek getirmiş.
Frida ve Diego tutkunun ve nefretin ortasında debelenirken, Maria onları dinlemiş.
Leon Trotsky’ye kapıyı Maria açmış ve Frida’yla olan arkadaşlıklarına şahit olmuş.
Maria kendinden bahsetmedi hiç, az az konuştu ve sadece La Casa Azul’u, en sevdiği yer olan avluyu ve Frida’yı anlattı, bedeninde duyduğu acıları nasıl onunla paylaştığını ve elbette Diego’yu.
30 dakikada anlatabileceği kadar anlattı, istediği kadar anlattı, 30 dakikamı aydınlattı, kıvılcım gibi çıtırdattı, tepeden tırnağa alev kesti… İyi ki…
Bu vesileyle, neden tarih boyunca yapılmış "Frida" filmlerinden birkaçını (beni heyecanlandıranları) sıralamayayım ki size...
- Julie Taymor imzalı, Salma Hayek'li, Alfred Molina'lı, Geoffrey Rush'lı 2002 yapımı şahane "Frida" 6 dalda Oscar'a aday olup, özgün müzik ve makyaj dalında da ödülleri almıştı 2003 yılında.
- "Frida Kahlo'nun Korsesi" (Frida Kahlo's Corset) 2000 senesinde yapılmış deneysel bir kısa film. Yönetmen Liz Crow, Kahlo'nun bedensel rahatsızlığı yüzünden giydiği ortopedik korselerle geçirdiği değişikliğin hikayesini, Kahlo'nun kendi sözleri ve resimleriyle anlatmakta. Çok lezzetli bir iş.
- 1983 yapımı, Paul Leduc imzalı "Frida, Naturaleza Viva"da Frida'yı Ofelina Medina canlandırmış. Medina'nın Kahlo'yla olan benzerliği sadece görünüşle kısıtlı değil. Tüm tavrı ve hareketleri adeta Frida Kahlo. Çok efsane.
- "Karen ve David Crommie'ye anlatıldığı üzere; Frida Kahlo'nun hayatı ve ölümü" (The Life and Death of Frida Kahlo as Told to Karen and David Crommie", 1966 yılında San Francisco Uluslararası Film Festivali'nde gösterildiğinde çok ilgi çekmiş. Frida'nın en yakınları ve birlikte çalıştığı insanlarla yapılan bir dizi röportajdan oluşan film, 1965 senesinde Karen ve David Crommie tarafından çekilmiş. Bulması biraz olabilir ancak muhakkak izleyin. Bence.
Yazıyı böyle bitirmek var;
Frida’dan Diego’ya
“Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden ‘sen’ olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim.
“Bunlardan sadece bir tanesi senden vaz geçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.”
Ve
Kış geldi,
Anılar başladı.
İyi izlemeler... (GP/HK)