Şehir hastanelerinden geleneksel, alternatif, tamamlayıcı sağlık uygulamalarına güncel pek çok tartışmayı “değişen hekimlik” zeminini ve seyrini göz önüne alarak okumak yapabileceklerimiz hakkında daha donanımlı bir bakış olanağı sunabilir, diye bitirmiştim "Değişen Hekimlik: Stetoskopun Ne Kadar Ömrü Kaldı?" başlıkylı bir önceki yazımı.
Gelişmeler ve yönelim, çok da uzun olmayan bir zaman içerisinde, tedavi edici sağlık hizmetlerinde danışma, tanı, tedavi ve izlemenin daha fazla “uzaktan” gerçekleşeceğini “hissettiriyor”.
Yapılan bir çalışma verisi olarak sunulan bilgileri paylaşalım
“Aşağıdaki etkileşim yollarından hangilerini kullanmakta kendinizi rahat hissediyorsunuz ya da kendinizi rahat hissederdiniz?”
diye sorularak 4 durum tariflenmiş ve “çok rahat, biraz rahat, rahat değil, emin değil” seçenekleri sunulmuş.
(1) Bir doktora/sağlık uzmanına video bağlantısı üzerinden danışmak (ör. facetime, skype gibi)
(2) Kişisel bir sağlık sorunuyla ilgili doktora bir görüntü göndermek veya almak için bilgisayar ya da mobil cihaz kullanmak
(3) Tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi edinmek veya seçenekler arasında tercih yapmak için bir video, bilgisayar programı ya da mobil aplikasyon kullanmak
(4) Sağlık sorunları için bir doktora/ sağlık uzmanlarına e-mail veya mesaj yoluyla danışmak.
“çok rahat” 1’den 4’e sırasıyla yüzde 20, 22, 27 ve 27,
“biraz rahat” yine 1’den 4’e sırasıyla yüzde 32, 33, 35 ve 35 değer almış.
Çok rahat ve biraz rahat seçeneklerinin toplamını alırsak her 4 durumda yüzde 50’nin üzerinde. 3 ve 4. yani tedavi seçenekleri araştırmak/karar vermek ve sağlık sorunu danışmaksa yüzde 60’ları geçmiş (27+35).
İlk çıkarım olarak, çok yakın bir gelecekte sağlık sorunu olan kişilerle “ilk temas” çok büyük oranda sosyal medya üzerinden kurulacak, diyebiliriz.
Bu çıkarıma, giyilebilir cihazlardan elde edilen elektronik sağlık kayıtlarının doktorlarca kullanımının giderek daha fazla artacağı tahminini de eklersek, sağlık sorunu olan kişilerle sosyal medya üzerinden kurulacak ilk temasın çok daha veriye dayalı ve doygun bir “sorun çözücü danışmanlığa” dönüşebileceğini düşünebiliriz.
Soruları başka biçimde tekrarlayarak ve başkalarını değil kendimizi özne yerine koyarak düşünelim. Tanıdığımız hekim ya da sağlıkçılara telefonla danışma, gerektiğinde (misal deri üzerindeki bir değişikliği) görüntü yollama, öykümüz ve görüntü üzerinden (tanısı netse) varsa önerdiği tedaviyi uygulama birçok nedenle giderek daha fazla tercih ettiğimiz bir “tarz” oluyor mu? Başta zamandan tasarruf (randevu alma, sağlık kuruluşuna gitmek için evden/işten çıkma, yolda tükenme, sıra bekleme vb) cazibesi olmak üzere bu “tarzı”, sosyal medya üzerinden sağlık sorunlarımızı (tıbbi gerekçelerle zorunlu olmadığı sürece) çözme kolaycılığını tercih eder miyiz?
Mevcut gelişmeler bir süre sonra tedavi edici hizmetlerin çok büyük oranda sosyal medya üzerinden ve evde yapılabileceğine işaret ediyor. Seyir böyle olursa hastanelere giderek ulaşılan hizmetler (poliklinik başta olmak üzere) daha sınırlı bir kapsamda olacak ve hastanelere olan talep azalacak.
E o zaman ülkemizde çok büyük ölçekteki şehir hastaneleri neden yapılıyor? (konumuz bu değil ama siz şehir hastanelerini hâlâ sağlık hizmetleriyle ilgili diye düşünenlerden misiniz?!)
Bir soru daha: “uzaktan/sosyal medya” temaslı sağlık sorunları çözümü tercihine yönelimle geleneksel, alternatif, tamamlayıcı sağlık uygulamalarına ilgi artışı çelişmiyor mu? neden?
Tüketicilerin kendi sağlıklarından büyük ölçüde sorumlu oldukları, bilinçli ve talepkâr hastaların kendi sağlıklarından artık daha fazla söz sahibi olmalarının vaaz edildiği günümüz sağlık politikalarının “bazı çelişik” görünen durumlara yol açması mümkün elbette. Üzerinde konuşmaya değer. (EB/HK)