Trabzonspor maçında yaşananlar futbol sahalarında anti-semitizm meselesini iyiden iyiye tartışmamıza neden olacak gibi görünüyor.
Trabzonspor'un Mısırlı oyuncusu Ayman'ın Sivasspor'un İsrailli forveti Balili'ye yaptığı sert faulün ardından Trabzonsporlu taraftarların sahaya girip saldırıda bulunması futbol gündemine de oturdu.
Türkcell Süper Lig'in futbolcusu Pini Balili bizzat Yahudi olduğu için kendisine Arap futbolcular tarafından sertlik yapıldığını, Pazar günkü maçta da kendisine atılan kasti tekmenin bundan kaynaklandığını söyledi.
Futbolcular arasında çıkan kavgaya bir süre sonra Trabzonspor seyircisi de sahaya girerek dahil oldu. Eğer Trabzonsporlu holiganlar -sahaya ne olursa olsun müdahalede bulunma hakkına sahip olmayan taraftarlar İngilizce'de "maganda" anlamına gelen bu sıfatı gerçekten hak ediyorlar- bu gerçeği fark ederek sahaya "Yahudi dövmek" için girdiyse durum gerçekten vahim.
Bence bu kişilerin geçmişleri, Pelitli'deki malum şahıslarla, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayeti ile bağlantıları mutlaka araştırılmalı. Yok eğer "safiyane şiddet gösterisi" amacıyla sahaya girdilerse bir daha tribünlere bile girmemeleri için gerekli yaptırımlar mutlaka uygulanmalı.
Türkiye'de giderek yükseldiğini gördüğümüz milliyetçi-ırkçı şiddetin stadyumlarda popülarize edilmesine izin verilemez, tribündeki "sıradan şiddet" de hafife alınamaz.
Faşizan ve lümpen şiddetin, ırkçılık ve ayrımcılığın, anti-semitizmin futbol sahalarından uzak tutulması için şimdi Trabzonlu mülki idare amirlerine önemli görev düşüyor. Onların alacağı sert önlemler yarın Anadolu'daki diğer stadyumlarda meydana gelebilecek olaylara set çekecektir.
Artık tribünlerde bile "ırkçı şiddet" korkusu yaşanıyorsa, Türkiye'de milliyetçiliğin sebebiyet verdiği tehlikenin farkında olmak, aymazlığa düşmemek ve çözüm getirmek lazım.(BD/EÜ)