Katılma oranının düşük olduğu seçimlerde (yüzde 57 - şimdiye kadar görülen en düşük oran) Sosyalist Parti'nin aldığı oy oranı yüzde 35, Sol Cephe'nin yüzde 6,8, Yeşiller-Avrupa Ekoloji'nin 5,7 oldu. Solun solu ise ancak yüzde 1 oy toplayabildi. Sağda ise Sarkozy'nin Partisi UMP (Halk Hareketi Birliği) yüzde 35 oy alırken, Marine Le Pen'in başkanı olduğu Ulusal Cephe yüzde 13,7 oy toplayarak önemli bir sıçrama yaptı.
Milletvekillerinin partiler arasındaki olası dağılımı ise şöyle:
Sol Cephe: 13-18
Yeşiller-Avrupa Ekoloji: 15-20
Sosyalist Parti: 290-325
Merkez: 0-2
UMP-Halk Hareketi Birliği: 218-248
Ulusal Cephe: 0-2
Beş yılın politik çizgisi belirleniyor
Birinci turdaki seçmen eğilimi ikinci turda da devam ederse, solun toplamının parlamentoda çoğunluğu sağlayabilmesi için gerekli 289 milletvekilini (toplam 577) kolayca çıkartabileceği görülüyor.
En yüksek rakamları gözönüne alırsak, Sosyalist Parti parlamentoda tek başına çoğunluğu sağlıyor. Bu, kurulacak hükümetin, Yeşillerin, Komünist Parti'nin ve Sol Parti'nin baskısını daha az hissedeceği anlamına geliyor. Hükümetin parlamentoda yeşillerin desteğine ihtiyaç duymaları halinde, Fransa'nın nükleer enerji politikaları sürekli tartışma konusu olacak. Hem Yeşillerin, hem de Sol Cephe'nin desteğine gereksinim duyulursa sosyalistlerin rahatının iyice kaçacağını ön görebiliriz.
Gelecek pazar günü yapılacak ikinci tur seçimleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Hollande'nın önümüzdeki 5 yıllık iktidarında uygulayacağı politikaların ana hatları belirlenecek.
Seçim sonuçları seçime katılan bakanların yüzünü güldürdü. Başbakan daha birinci turda yüzde 50'nin üzerinde oy alarak seçilirken, diğer bakanların tümü ikinci turda seçilebilecek durumdalar. Böylece seçimlerden sonra hükümette zorunlu bir değişikliğe gidilmeyecek. Seçimlerden önce seçilemeyen bakanın bakanlıktan ayrılacağı açıklanmıştı.
Jean-Luc Melénchon'un düşkırıklığı
Sol Cephe'nin Cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Melénchon, bu seçimleri kendisiyle Marine Le Pen arasında bir yarışa dönüştürmüş ve Kuzey Fransa'da, Pas de Clais kentinin 11. seçim bölgesinde Marine Le Pen'in karşısına çıkmıştı. Marine Le Pen'in yüzde 41 oyla birinci geldiği oylamada, Melénchon, sosyalist adayın ardından üçüncü gelerek elendi.
Aşırı sağın yükselişi sürüyor
Ulusal Cephe'nin oyları cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre düştü ama geçtiğimiz milletvekili seçimleriyle karşılaştırırsak, aşırı sağın oylarında bir sıçrama gözleniyor (2007'de 4,29'a karşılık bugün yüzde 13,7). Buna rağmen milletvekili çıkartma olasılıkları çok az. Seçim sisteminin özellikleri nedeniyle Ulusal Cephe adayları 61 seçim bölgesinde ikinci tura kalabildi. Bu seçim bölgelerinin 32 ikisinde üç aday yarışıyor. Bunların ikisinde seçilme şansları var. Geçen milletvekilliği seçimlerinde aşırı sağcı hiç bir aday ikinci tura kalamamıştı.
Yasaya göre ikinci tura kalabilmek için kayıtlı seçmen sayısının yüzde 12,5'ğu oranında oy almak gerekiyor. Bu durum ikinci tura kalabilme barajını, seçime katılma oranına bağlı olarak, oyların yüzde 20'sine kadar yükseltiyor.
1988'den bu yana parlamentoda temsil edilmeyen Ulusal Cephe, Marine Le Pen'in babasının yerini almasından bu yana önemli bir imaj değişikliğine gitti. 289'u kadın 572 adayla seçimlere katılan Ulusal Cephe'nin adaylarının büyük çoğunluğu genç, iyi eğitim görmüş ve yerel bağları güçlü olan insanlar.
Kimlik kontrolü (yeniden)
Bir konuyu mizah diliyle ele almak hoş oluyor da, bu hoşluk bazen insanı tuzağa düşürebiliyor. Özellikle "mavraya sarılan" konu ile ilgili değişik kaynaklardan bilgi alma olanağı sunulmamışsa. Avukat bir arkadaşın uyarısı üzerine aşağıda tekrar yayınladığım paragrafı bir kez daha okudum. Bir önceki yazımda kimlik kontrollerinin yarattığı olumsuzlukları azaltabilecek bir uygulamayı, öneriyi getiren kişiyle birlikte bir anda harcayıverdiğimi gördüm.
Getirilen öneri İngiltere'de uygulanıyor ve gençleri polisin keyfi tutumundan kurtarıyor. En azından tacize kadar varan uygulamalar karşısında gençlerin elinde bir delil oluyor. İstatistiklere göre bu uygulamanın başlamasıyla birlikte kimlik denetimlerinde yüzde 30 azalma görülmüş. Geçen yazımda yer alan bu bölümü aşağıda tekrar yayınlıyorum.
Bundan böyle polislerin kimlik sorduğu kişiler "daha önce soruldu" belgesini gösterince, "öğleyse bu belgenin size ait olduğunu anlayabilmemiz için kimliğinizi gösterir misiniz" diyecekler.
Sık sık yapılan kimlik kontrollerinin yarattığı rahatsızlığı gidermek için içişleri bakanının "kimlik kontrolü yapılan kişiye 'görüldü' belgesi verilmesini" önermesi bir yandan böyle mizah konusu olurken, öte yandan polis sendikaları tarafından tepkiyle karşılandı.
Kimlik kontrolü oldukça yaygın ve özellikle banliyö gençleriyle polis arasında sürtüşme konusu olan bir uygulama. Yapılan bir araştırmaya göre insanlar kimlik kontrolü uygulaması karşısında da eşit değil. Bir beyaza göre bir Arap altı, bir siyah yedi-sekiz kez fazla kimlik kontrolüne uğruyor.
Önerinin hayata geçme olasılığı fazla görünmüyor ama konu mizah sayfalarında yerini aldı. Sosyalistleri "güvenlik-asayiş" meselesi şimdiden yormaya başladı. (MSŞ/HK)