Seksen yıl önce, 1942’de Memleket şairi hemşehrim Cahit Sıtkı Tarancı üstadın yolu yedek subay asker olarak Burhaniye’den geçmemiş olsaydı! Muhtemelen “Abbas” şiiri hiç yazılmayacaktı. Benim de yolum 2022’lerin Burhaniye’sine muhtemelen bu şekliyle düşmüş olmayacaktı.
Ama öyle olmadı. Cahit oraya gitti. Bir buçuk yıl şimdi adı Memiş(ler) mahallesi olan o eski Burhaniye’de kaldı ve yaşadı.
Çok güzel şiirler yazdı. Ziya’ya (Osman Saba) tam 15 mektubu Burhaniye’den yazdı. O mektupları okumak gerek, yazmayayım. Ve en mühimi de yıllar sonra bestelenip şarkı olan “Abbas” şiirini yazdı. Tabii ki şiirin kahramanı Abbas’ı tanımamızı sağladı.
Geçtiğimiz yıl (2021) Burhaniye 2. kitap fuarına konuk olup hikâyeyi konuşmam için davet etmişlerdi. Eşimin Covid’e yakalanması nedeniyle iptal etmek durumunda kalmıştım. Bu yıl da davet edilince zevkle gittim. Birkaç gün de kaldım.
Havaalanından spor eğitmeni Serdar ve şoför arkadaşı aldı. Hemen telefonlarını verdiler ve fuar süresince ihtiyaç oldukça her zaman arayabileceğimi söylediler.
Otele yerleştikten sonra Ören meydanındaki etkinlik alanı ve kitap stantları ve imza bölümlerini gezip gördüm. Sonra programı inceledim.
Bunu Belediye başkanına, Fuar koordinatörü Sinan’a ve kültür müdürü Rukiye’ye de söyledim. Öylesine güçlü bir program yapmıştılar ki; değme Büyükşehirlerin kültür programları ile boy ölçüşebilecek hatta kimilerini aşabilecek zenginlikte bir programdı. Açılıştan başlamak üzere kapanıştan bir önceki günün akşamına varıncaya kadar Ören Meydanı, İskele ve Öğretmenler mahallesindeki programların birçoğunu izledim.
Elbette bu tür programlar etkinlikler her yerde yapılabilir. Aslolan halkın ilgisidir. Akşamları saat 19.00’da başlayıp gece 24.00’den sonraya sarkan programlara onca yoğun ilgi alkışı hak eden bir halk desteğini beraberinde getiriyordu. Üç gece imzam olmasına karşın ikinci gece kitaplar tükendi. Bütün söyleşilerde etkinlik alanları doluydu.
Açılış gecesi Fuarın onur yazarı-konuğu dostum arkadaşım PEN Ankara Temsilcisi Yaşar Seyman çok güzel doğaçlama bir konuşma yaptı. Kültürün anahtar rolüne ısrarla parmak basıp “yeniden, yeni bir yola çıkmaktır yaşamak…” ilkesiyle…
Fuarın koordinatörü Sinan Karahan çok nefis bir açılış konuşmasıyla adeta fuarın sonraki gidişatının kaderini çizmiş oldu. “Sanat geliştirir, Sanat iyileştirir, Sanat birleştirir” dedi. “Bin yıldır bu topraklarda en umutsuz anlarda bizler hep sanata ve sanatçılara sığındık.” vurgusu ile referansları hayli güçlü bir açılış konuşmasıydı.
Ve fuarın ev sahibi Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler hem konukları selamlama konuşmasında “Bin yıllık tarihten, bin yıllık kitaba” fuar sloganını bir kez vurgularken, hem de fuar süresince her etkinlikte her yerde gece yarılarına kadar bulunması ile muhteşem bir performans gösterdi.
Benim için en anlamlı olan da Cahit Sıtkı’nın seksen yıl evvel konuk olarak kaldığı evin kamulaştırılıp müzeye dönüştürülme müjdesinin söyleşimin sonrasında Başkan tarafından sahneden halka deklere edilmesiydi.
Burhaniye’de kaldığım dört gün boyunca programlar sonrası ya da aralarda çokça sohbetler yaptık. Radikal Türk Milliyetçi kimliğini ısrarla vurgulayanla da sol-sosyalist çizgisini işaret edenlerle ve ev sahipleri CHP’li sosyal demokratlarla da uzun sohbetler ettik.
Yaşar Seyman biat edenlerle, itikat edenlerin derin ayrımının altını ısrarla çizdi.
Ve bir söz buradan; bu tuhaf ülkede başat sorunları çözme fırsatını bir gün yakalarsak, kültürün sanatın insana değen dokunan hâli ahvali üzerinden becerirsek başaracağız buna yürekten bir kez kani oldum.
Bizlere sahiden yaşanabilecek o güzelim şehri Burhaniye’yi sevdiren insanlara kültürün, sanatın, kitapların dünyası üzerinden bir kez daha çokça selam olsun… (ŞD/AS)