bianet'te 12,13,14 Aralık 2012 tarihinde yayımlanan "Bilinen Sır: Erkeklik Ve Sosyalist Erkekler-1, 2, 3" başlıklı yazılarımda, Akademi Yayınlarının kitaba yazdığım "Önsöz"e sansür uyguladığını belirtmiş, kitap tanıtımını da, sansürlenen bu "Önsöz"ü yayımlayarak yapmıştım.
İnsan hapishanede oluca dışarıya dair bir kısım gelişmeleri, yazılıp-söylenenleri de gecikmeli öğreniyor.
4 Ocak 2013 tarihli Atılım Gazetesi'nde Ceylan Yayınları'nın bu meseleyle ilgili bir açıklaması yayımlanmış.
Aslında bu hafta başka bir konuda yazmayı düşünüyordum.
Ayrıca yazdığım "Önsöz"ü sansür uygulandığını bir şeklide itiraf etmekle kalmayıp, yaptığı sansürü savunan bu açıklamaya dair bir şey söyleyip, söylemememin bir anlamı olup olmayacağı konusunda da düşündüm.
Çünkü ben söylemem gerekeni ilgili yazımda söyledim ve durumu eğip-bükmeden, anlattım.
Dolayısıyla gerçeklerin ve doğruların altını bir kez daha çizmem gerekmiyor.
Bu nedenle açıklamaya dair her hangi bir yorum yapmadan Ceylan Yayınları'nın yaptığı açıklamayı olduğu gibi paylaşmaya karar verdim.
Gelin açıklamayı birlikte okuyalım:
"Ceylan Yayıncılık'tan Zorunlu Açıklama.
"Ceylan Yayıncılık, Bilinen Sır adlı kitaba yazdığı önsöz yayımlanmadığı için yayınevini 'sansürcülükle' suçlayan Füsun Erdoğan'a yanıt verdi: 'Bir yayınevinin kendisine gelen bütün dosyaları basmak, yayımlamak gibi yükümlülüğü yoktur.'
"Erdoğan'ın Bianet.org'da yayınlanan "Bilinen Sır: Erkeklik ve Sosyalist Erkekler" başlıklı seri yazıları nedeniyle zorunlu açıklama yapan Ceylan Yayıncılık, 'F. Erdoğan söz konusu yazısında yayınevimizi kurumsal olarak hedef alan ve doğrudan töhmet altında bırakan suçlayıcı, ağır ve haksız ifadeler kullanmıştır,' dedi.
"Füsun Erdoğan'ın suçlamalarının 'Bilinen Sır' adlı kitabı hazırlayan Mesut Çeki'nin talebiyle kaleme aldığı 'önsöz'ün basılan kitapta yer almamasına dayandığı kaydedilen açıklamada, 'Yayınevimiz doğal bir tasarrufta bulunmuş ve önsözü uygun görmeyerek, kullanmamıştır. Bu tasarrufun, yayınevimiz bakımından ne genel anlamda 'sansürcü' bir zihniyete sahip olmasıyla alakası vardı; ne de Füsun Erdoğan şahsında özel bir 'sansürcü' pratik uygulama kararıyla.
''Ayrıca, bir yayınevinin kendisine gelen bütün dosyaları basmak, yayımlamak gibi bir yükümlülüğü yoktur, olamaz da. Bunun karşılığı hiçbir zaman sansür olarak değerlendirilemez.
''Kitabı hazırlayan ile yayınevi arasındaki ilişki bakımından ayrıca üçüncü bir şahsın müdahil olabilme gibi bir hakkı da yoktur. Bu önsözü yazmış bir kişi bile olsa. Tasarruf hakkı yayınevinin yazarla kurduğu ilişkinin kendisindedir.'dedi.
"Ceylan Yayıncılık, tarihi boyunca, sansürcü devlet zihniyetine ve kendisini de hedef alan yasak ve baskılara karşı mücadele ettiğini belirterek, Füsun Erdoğan tarafından dile getirilenlerin ise temelsiz ve gereksiz hassasiyet taşkınlığının ürünü olduğu da bir başka gerçektir.'dedi" (Atılım Gazetesi 4 Ocak 2013, sf.5)
Açıklama böyle... (FE/BA)
* Füsun Erdoğan, 12 Ocak 2013, Gebze Kadın Kapalı Hapishane