Fotoğraflar: bianet
Mesleğe başlayacağım zaman, günümüz gazeteciliğinde yapılan etik ihlallerin, yasakların, ısmarlama haberlerin beni hayal kırıklığına uğratacağından çok korkuyordum.
Çevremden de aldığım "Bu devirde Türkiye'de gazetecilik mi? Zor!" tepkilerinden dolayı "Mezun olduktan sonra başka bir alana yönelirim herhalde" düşüncesi kafamda yavaş yavaş yer etmeye başlamışken, bir gün "Sevgili Ecem merhaba" ile başlayan staja kabul maili almamla bugün arasında geçen bir aylık süreçte, içimde kurumaya yüz tutan gazetecilik hevesini bir anda yeşerttiğiniz için bianet'e teşekkür ederim.
İlk staj deneyimimdi, aslında meslekle tanışmamdı diyebiliriz. İlk gün bianet yolunda, "Acaba nasıl geçecek bir ay? Özel haber olabilecek önerilerimi hazırlamamı istemişlerdi ama yok canım özel haber nasıl yaparım ki?" düşüncesiyle ofise geldiğimde, Evrim'in "Yarım saat sonra haber toplantımız var, gündeme dair özel haberini hazırlayabilirsin" demesiyle yaşadığım paniği unutamıyorum.
İlk gün "ne önereceğim" heyecanı, ilk haberimde "her aşamayı ben yapacağım, nasıl yapacağım?" paniği, "istediğim haberi yapabilirim galiba" idraki ve ikinci günümde sokağa çıkıp insanlardan demeç alırken, "Merhaba ben Ecem Köseoğlu. bianet'te gazeteciyim" demenin gururu...
Burada kendimi, fotokopi çekip insanları sadece gözlemleyerek mesleği öğrenmeye çalışan bir stajyer gibi değil de gerçek bir gazeteci gibi hissettim. Her gün yeni bir haber öneremesem de haber toplantılarında herkesin haber fikrini heyecanla dinledim. Herkes, yapmak istediğim haberler hakkında verdikleri önerilerle, konunun alanını daha da genişletti.
Yaptığım haberlerle duygusal bağ kurmamaya çalışsam da bazen bazı haberleri yazarken ya da alanda yapılan konuşmaları dinlerken, yapılan haksızlık karşısında üzüldüm, sinirlendim. bianet'te yapılan gazetecilik, tam da bu haksızlığı duyan, gören bir yerde duruyor. Bunu duyururken de yeni bir hak ihlaline sebebiyet vermemeye özen gösteren bir dili var. Bu da bana "İyi bir şeyler yapıyorum" hissiyatı yaşattı.
Neredeyse gökyüzünde çıkan gökkuşağının bile yasaklanacağı böylesi bir yasaklar çağında, bana istediğim her haberi yapma özgürlüğü tanıyan ve bu konuda beni destekleyen tüm bianet ailesine, bana kattıkları için sonsuz kez teşekkür ederim.
Bir anda ofisin yeni elemanı olan Çiço'yu, Leyla Abla ve ofisi cennete çeviren bitkilerini, her sabah "toplanalım mııı" sesini, çarşamba günleri olan tatlı curcunayı unutmayacağım. Hiç bitmeyen klavye sesleri ve "gündeeem" diye seslenişleriniz bir süre daha kulağımda çınlayacak. Kendinize çok iyi bakın.
(EK/AÖ)