Bir ofis düşünün; sabah 5.45'te kalkmanızı gerektirmesine rağmen hevesle geldiğiniz, bir kişinin ötekinden üstün olmadığına şahit olduğunuz, her gün işinize dair yeni şeyler öğrenip kendinizi geliştirme fırsatı elde ettiğiniz ve gündelik sohbetlere bile kahkahalarla gülebildiğiniz... "Başka bir iletişimin mümkün" olduğu gibi başka bir staj deneyiminin de mümkün olduğu bir yer bianet.
Yağmurlu ve soğuk bir İstanbul günü... Taksiciyle kavga edip yarı yolda araçtan inip, kedi gibi ıslanmış şekilde ofise ilk adımımı attım. Kapıda sekreter Leyla Abla karşıladı beni: "Sen yeni stajyersin değil mi?" İşte böyle başladı staj hikâyem. İlk defa staja başlamanın ve biraz da erken gelmenin verdiği gerginlikle masada beklerken dizlerim titriyordu. Ofis henüz çok sessizdi ve benim ne yapmam gerektiğiyle ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Editörüm Evrim Kepenek ile tanışmam ise dün gibi aklımda. Evrim'e, süreç boyunca bolca mailleştiğim için ismi dilime pelesenk olan Atölye BİA'nın tatlı üyesi Sakine Hanım'ın ismiyle hitap etmemle ilk günkü utanç kotamı doldurdum. Öte yandan daha sonra anlayacaktım "hanım" ve "bey" diye hitap etmemin gerekli olmadığını...
İlk haber yayında
"Staj bitmeden yazı yazar mıyım acaba?" diye düşünürken önce Kadın Adayları Destekleme Derneği'nin (KA.DER) basın toplantısında, sonra masa başında yazı yazarken buldum kendimi. Evrim'e gönderdikten sonra ilk yazımı yayında görünce gözlerim dolu dolu, "Evrim, bu böyle bir his mi?" diye sorduğumu hatırlıyorum. Eve dönmeyi bile bekleyemeden anneme mesaj attım: "Anneeee bak, bu haberi ben yazdım!" 7 yaşında sahnede 23 Nisan şiiri okumamdan beri yaşattığım en gurur dolu an bu olmuştur muhtemelen.
Tanıdık bir his
Ertesi gün ofise gittiğimde kendimi iki günlük stajyer gibi değil de sanki aylardır orada çalışıyormuş gibi hissediyordum. Sanki ben bu mesleğe yeni başlamamışım da yıllar sonra mesleğe geri dönmüşüm gibi tanıdık bir his, bir aidiyet duygusu vardı üzerimde. Bu aidiyet duygusunu perçinleyen etkenlerden biri de sımsıcak çalışma ortamımızdı elbette. Leyla Abla'nın neşeli sesi ve pozitif enerjisi ile başlayan gün, kısa bir gündem toplantısının ardından tempolu bir şekilde devam eder. Siz gündem için belirlediğiniz başlıkları en iyi şekilde nasıl aktarırım diye bilgisayarın başında saatlerinizi geçirirken bir bakmışsınız akşam olmuş. Hatta bazen kendinizi öyle kaptırırsınız ki, editörleriniz sizi sürükleyerek dışarı çıkarmak zorunda kalabilir.
Kısacık staj süremde hem gazeteciliğe hem de hayata dair o kadar çok şey öğrendim ki! Söyleşi yaparken insanlara nasıl yaklaşmam gerektiğini, akademik dilden sıyrılmayı, hak odaklı haberciliği, bazı kelimelerin sadece bir kelimeden ibaret olmadığını burada öğrendim. Mesai saatlerinde yazdıklarınızla, mesai saatleri dışında yazmayı planladıklarınızı, kısacası iyi bir gazeteci olmayı öğrendiğimiz bu ofiste biz stajyerlere düşen görev ise yalnızca iş disiplinine sadık kalmak ve editörleri can kulağıyla dinlemekten ibaret. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geliyor.
Heyecan ve burukluk
Stajımın sonuna yaklaşırken bir yanım böyle bir mesleğe adım atmış olmanın heyecanı ile dolup taşarken bir yanım buruk. Tüm tecrübesizliğime rağmen bana sabırla yol gösteren ve sonu gelmeyen, hatta insanı hayattan bezdiren sorularımı asla cevapsız bırakmayan canım editörlerim Evrim ve Ayşegül'e, takıldığım konularda yardımını asla esirgemeyen masa arkadaşım Hikmet'e, staj yoldaşım, yemek arkadaşım tatlı dostum Ece'ye, aniden yükselen 90'lar Türkçe pop nağmeleri ile ortamı neşelendiren Tuğçe'ye, çarşamba günleri ofisimize renk katan Aren'e ve Ferid'e, nezaketi ile kalbimi ısıtan Pınar Hanım'a, Türkçe'deki ilginç kelimelere olan merakı hiç bitmeyen Wouter'e, Selay'a, Yağmur'a, Ayça'ya, Ruken'e, Korcan'a, Hakile Abla'ya ve Leyla Abla'ya; ahşap döşemeler nedeniyle ilk günler her sallantıda deprem oluyor zannedip yüreğimi ağzıma getiren 37 numaralı binamıza ve komşu köpeği Çiço'muza nasıl veda edeceğim hiç bilmiyorum.
Tek bildiğim, yazmaya tutkusu olan ve yolu bianet'e düşen herkesin hayatının en güzel deneyimlerinden birini yaşayacağından emin olduğum. Bana bu fırsatı tanıyan ve fikirlerime duyduğu heyecanla hevesime ortak olan Nadire Mater başta olmak üzere, stajım boyunca emeği geçen herkese yürekten teşekkürlerimle...
(EŞ/AÖ)