bianet’e girip staj başvurusu yaparkenki kararlılığımı ve çabukluğumu hayatımın başka alanlarında göstermiş olmayı hep istedim. Bu yüzden siteye girip “staj başvuruları başlamıştır” ikonunu görüp formu doldurmam ve göndermem arasında geçen o 10 dakika benim için önemli bir 10 dakikaydı.
Ofise geldiğimde kapıyı açan Leyla Abla ile tanışmak, Ekin’in “hoş geldin ben Ekin, şurası boş oturabilirsin” diyerek Beyza’nın yerini göstermesi, Nilay’a “Nilay Hanım” dediğim an saçma bulmam ve Nilay’ın gülüp “Hanım deme” dediği saniyeler ilk günümün en hareketli anlarıydı, çünkü durgun olduğunda sevindiğimiz Türkiye gündemi beni stajda yakalamış, boş geçen 7 saatimi ofis gözlemine ayırmamı sağlamıştı. 7. saatin sonunda Çiçek, “böyle geçmeyecek staj, merak etme” dediğinde içimi kaplayan rahatlama ile Pazartesi günü tekrar işe geldiğim andan itibaren bir daha ofiste pek boş durmadım. Diğer “gazete stajları”nda olduğunu duyduğum gibi çay getirmek, fotokopi çekmek ya da staja gelmemek bianet’te stajyerlerin görevlerinin uzağındaydı, bu durumu önceki bianet stajyerlerinin yazılarında okumuştum fakat aklımda hala şu sorular vardı, “bianet’ te stajyer ne yapar, stajı nasıl geçer?” Bu yazıda bunlara cevap vermeye çalışacağım.
Öncelikle sabah 9’da stajyer ofiste olur (belki biraz geç kalır) ve twitter’ı açar. Üstüne hırkasını giyer çünkü ofis (uzun masanın oturduğunuz köşesine bağlı olarak) esmektedir. Editörler haberleri girerken gündemi takip etmeye başlar. İlgilendiği haber sitelerine, yazarların yazılarına bakar, sivil toplum kuruluşlarının sitelerine girer... Bir yerde basın açıklaması var mı bakar, sevgili stajyer arkadaşlarıyla toplum-birey, birey-birey temalı her konuda tartışmalar yapar, sigara odasında gazeteleri karıştırır, “gazete” manşetlerine bakarak gündeme duyduğu tepkiyi o anda orada bulunanlarla paylaşır. “Habere gitmek ister misin?” sorusunu duymak için kulaklarını açık tutar ama bu sırada stajyer arkadaşları ile kapışmaz, kimin işi yoksa (veya kim o gün ayrılıyorsa) habere o gider. Zaten ülkemizde gündem genelde “hareketli” olduğundan haber bulmak çok zor olmaz.
Bu arada “napıyorsun” sorusunu sık sık duyar stajyer. Aşırı durgunluğu halinde ofisçe kendisine yapılacak haber bulunur. İlgi alanına göre yapmak istediği haber konusunda yardım edilir, tartışılır, fikir üretilir fakat haberde zorlama olmaz (buradan Çiçek’e selamlar.) Zaman zaman konular değişir; kimi zaman oturup vejetaryenliğin mantığı, kimi zaman toplumda bir solak olmanın zorlukları kimi zaman sanat haberi yazmanın incelikleri, değişik dillerde argo ya da kendinize koyabileceğiniz alternatif isimler üzerine konuşursunuz. Kendiniz ve farklı bakış açıları arasında köprüler kurar, yeni anlamlar çıkarırsınız, “farklı bir iletişim mümkün”dür.
Kimin hangi unvanda olduğunu anlamadığınız ofis ortamında günler geçtikçe çekingenliğiniz kaybolurken Haluk’la “şunun haberini yapsam”, “bunu şöyle yazsam da yanına şunu eklesem”, “öyle yazdım ama neden, açıklıyorum” cümleleriniz sıklaşır. Ekin’le, Haluk’la, Elif’le, Ayça’yla, Çiçek’le, Nilay’la, Yüce’yle veya Beyza’yla yazınızı düzenlersiniz, çeviri yapıyorsanız Beyza ile sözcüklerin anlamları üzerine tartışırsınız. Bu arada “ofisin yarısı gibi” iletişim mezunu değilseniz haberinize başlık atmaya, spot yazmaya da yavaş yavaş başlarsınız. 6’dan sonra çıkmaz, oturmak istersiniz. Bu kez bianet çalışanı olarak gittiğiniz Cumartesi Anneleri/İnsanları’nı, eylemleri, basın açıklamalarını, sergileri yazarken, derleme ya da çeviri yaparken stajyer olduğunuzu unutursunuz. Gazetecilik yaptığınızı, birilerinin sesi olabilmeye başladığınızı fark edersiniz, bu sizi mutlu eder.
Sonra bir gün stajınızın son günü gelir.
Sizi stajınızın bitmeyeceğine inandıran ağırdan aldığınız haberinizi bitirmeniz, aynı nedenle ertelemekte olduğunuz “bianet’te stajyer olmak” yazınızı göndermeniz gerekiyordur. “15 Temmuz’dan 15 Ağustos’a sadece 20 iş günü mü varmış” diye Baran’la hesap yaparken “staj nasıl gidiyor?” sorusuna verdiğiniz “bitti” cevabı sizi üzer.
Doğru habercilik için çalışan, sesi olmayanın yanında, stajyerini seven haber sitesi bianet ekibiyle ofisinde iyi ki çalışabildim, iyi ki burada başlayabildim. (İK/HK)