İtalya eski başbakanı Silvio Berlusconi yaklaşık bir buçuk sene önce görevinden istifa etti ve yerine Mario Monti geldi o günden beri eskiye nazaran ekranlarda görünmez oldu.
Zamanında rüştünü ispat etmemiş Ruby (Karima El Mahroug) ile beraber olduğu ve bu sırada başbakan olmasının ona verdiği yetkileri kötüye kullandığı iddiası ile açılan dava ile uğraşan Berlusconi'nin adı arada bir de onursal başkanı olduğu Milan Futbol Kulübü üzerine çıkan haberlerde anılıyordu.
Siyaset ve ülkenin iktisadi gidişi hakkında konuştuğu anlarda ise mevcut hükümetin hareketlerini izlediğini ve parti olarak destek verdiklerini yineliyor ve hükümet eski ortağı Lega Nord (Kuzey Ligi) ile bir daha asla seçimlere beraber girmeyeceğini belirtiyordu.
Silvio Berlusconi 10 Mayıs 2012 tarihinde siyaset dalında Guido Carli ödülünü aldığı törende ülkenin iyiliği için görevi bıraktığını ve Monti hükümetine desteğini verdiğini belirtti.
Nitekim Monti hükümeti iktisadi nedenlerle işten çıkartma yolunu açan, işsizlik sigortasının ne kadar süre olacağını her çalışan için yargıç kararına bağlayan, kısa süreli ve düşük sigorta ödemesi yapan sözleşmeleri kaldırmayan yasayı onayladı ve 393 vekil arasında Berlusconi'nin başkanı olduğu PDL (Özgürlükler Partisi) vekilleri de onay oyu vermişti.
Tabii şu anki mevcut iktisadi kriz dikkate alınırsa çalışanlar açısından pek de parlak bir değişiklik değil bu. Gelir farkı göz etmeksizin katma değer vergisini yüzde 20'den yüzde 21'e çıkartan, engellilerin muaf olduğu sosyal sigorta vergisini zorunlu kılan, sadece geliri yıllık 15 bin Euro'dan yüksek olanlar için sosyal sigorta payında indirime giden paketi onaylayan 372 vekil arasında da PDL üyeleri vardı.
Sağlık harcamlarında eyaletleri ücret artışına zorlayan, benzine zam getiren, birincisi başta olmak üzere sahip olunan tüm emlaklara gelir göz etmeksizin vergi koyan, 15 milyar Euro'ya mal olan 90 adet F-35 savaş uçağı alımını ve özel televizyon kanalları frekanslarının düşük fiyatlara kiralanmasını yeniden onaylayan, yurt dışına çıkış vergilerini arttıran ve emeklilik yaşını yıldan yıla yukarı çeken yasaları onaylayanlar içinde PDL vekilleri büyük bir bölümü oluşturdu.
Angelino Alfano
Tabii ki PDL ve arkasındaki siyasi ve iktisadi tasarım sadece Silvio Berlusconi'den oluşmuyor, konunun bir çok figüranı var, ki bunların hepsini bu yazıda ele almamız mümkün değil. Ancak biri var ki son zamanlarda bir hayli sesi çıktı ve adı geçti. Bahsi edilen kişi Angelino Alfano.
1970 doğumlu bu genç siyasetçi şu anda PDL'nin ulusal genel sekreteri. Hukuk mezunu olan Alfano ilk siyasi kariyerine 24 yaşında Hristiyan Demokratlar (DC) ile başlıyor ve kısa zamanda Berlusconi'nin kurduğu Haydi İtalya (Forza Italia) partisine katılıyor. 1996 yılında Sicilya'dan ulusal meclise vekil olarak seçilen Alfano o günden buyana yerini koruyor.
2008'de Adalet Bakanı olarak görevlendiriliyor ve tarihte bu görevi üstlenen en genç kişi ola;tu. 2011'da sadece başkanlık görevini ön gören parti iç tüzüğü değiştirilince Alfano, genel sekreter olarak atandı.
Alfano'nun adı en çok 2008'de göreve gelmesi sonrası sunduğu ve meclisten onay alan yasa ile anılıyor. Bu yasa ile İtalya'da artık Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve Senato Başkanı'na karşı dava açılamıyordu. Ancak 2009'da Anayasa Mahkemesi yasayı anayasaya karşı ilan edip iptal etti.
Bu çalışması ile onlarca davada yargılanan Berlusconi'nin kalbinde büyük yer alan Alfano, Monti hükümeti sırasında bizzat Berlusconi tarafından partisinin başbakan adayı olarak gösterildi. Kısa bir süre sonra 2012 son baharında Monti'nin 2013 ilk baharında erken seçim olabileceğini açıklaması ardından PDL başbakan adayının kim olması gerektiğini halka soracağını açıkladı.
Böylelikle başta Alfano olmak üzere merkez sağ ve sağ tabanlı mecliste vekili bulunan ve bulunmayan parti ve hareketler bu seçmelere katılmak için çalışmalar başlattı.
Alfano hem Silvio'ya göre hem de bir çok kişiye göre en iddialı adaydı. Ancak 2012 Aralık ayına gelindiğinde başta Berlusconi ve Alfano olmak üzere bir çok PDL vekili Monti hükümetinden gensoruda desteğini çekmeye karar verdi ve böylelikle hükümet düştü.
Seçimler neden erkene alındı?
Konu üzerinde bir çok sav söz konusu edildi ancak en mantıklısı yerel ve ulusal seçimlerin zaman farkı. Yani görevi kötüye kullanmak, mafya ile bağlantılı olmak ve bunun gibi bir çok sebepten dolayı son iki sene içinde bir çok meclis üyesini kaybeden Lazio, Lombardia ve Molise eyaletleri erken seçime gitmek zorunda kalmıştı.
Monti hükümeti bu üç eyalette yeni yönetimlerin hemen göreve gelmesi için seçimleri Şubat ortasına alıdı ve genel seçimi ise Nisan ayına.
Hem Lazio hem de Lombardia eyaleti Milano ve Roma'nın bulundukları eyaletler olmasından başka PDL ve ortaklarının kalesi olarak biliniyor. Berlusconi'nin siyasi ve iktisadi yükselişini sağlayan kadroların bu eyalet meclislerinde görev alması ancak zamanla mesleklerini kaybetmeleri ve bazılarının yargı yolunda (40 kişi) ve hatta hapiste (örneğin Ambrogio Crespi ve Domenico Zambetti) olması PDL ve ortaklarına ciddi bir popülerite kaybı yarattı.
Şubat ayında yapılacak olası bir yerel seçimden yenik çıkan Berlusconi ve arkadaşları muhtemelen ulusal seçimleri de kazanamayacak ve PDL ve ortakları için bir dönem bir daha açılmamak üzere kapanmış olabilecekti.
Böylelikle Aralık ayında düşen Monti hükümeti masrafları azaltmak (100 milyon Avro tasarruf) için iki seçimi Şubat sonuna alarak birleştirmeyi karaklaştırabilirdi, nitekim böyle oldu.
Yeni ortaklar
Hemen ardından Silvio Berlusconi başbakan adayı olmayacağını ve kendisine İktisat Bakanlığı'nı uygun gördüğünü ve partisinin başbakan adayının Alfano olduğunu açıkladı. Sırada seçimlere kim ile gireceğini kararlaştırma vardı.
Lega Nord zamanında kapıyı kapamış ve bir önceki seçimlerde beraberinde getirdiği merkez sağ ve sağ partiler zamanla ortaklıktan ayrılmıştı. Eski neo-faşist parti Ulusal Birlik (AN) ve yeni Gelecek ve Ozgürlük (FLI) başkanı Gian Frando Fini ve Merkez Birliği (UDC) genel sekreteri eski Hristiyan demokrat Pier Ferdinando Casini hem ortaklıktan ayrılmış hem de Berlusconi ile bir daha masaya oturmayacaklarını dile getirmişti.
Peki PDL kim ile beraber seçimlere girecek ve kazanma şansı olacak mıydı?
Soruya cevap kısa zamanda geldi. Eski 'dost' Lega Nord seçimlere şartlı ortaklık ile katılmayı kabul etti. Ayrılıkçı, ırkçı ve ayrımcı parti Lega Nord başbakan adayı üzerinde anlaşıp anlaşmadıklarını pek de açıklamadan 'stratejik ortaklık' yapmayı kabul ettiklerini belirtti ve mevcut genel sekreteri Roberto Maroni, 2013 seçimlerine PDL ile beraber gireceklerini ancak kendi sembol ve aday listelerini sunacaklarını açıkladı.
Ayrılıkçı Kuzey
Peki bu PDL ve Lega Nord seçim sürecinde ne sunuyor ve ne vaat ediyor?
Listelerinin yarısı bilindik nakarat yani kurulduğu günden beri İtalya'nın Kuzeyi'ni güneyinden ayırmak isteyen ve güneyi kuzeye bağlı asalak olarak tanımlayan Lega Nord, bugün de kuzey eyaletlerine daha çok özerklik, daha az vergi ve her konuda daha çok öncelik istiyor.
Her zamanki gibi göçmenlere karşı siyaset uygulanmasını afişlerinde bulundurmaya devam ediyor ve PDL ile beraber bir sene boyunca onayladıkları Monti Hükümeti uygulamalarına karşı serbest atış gerçekleştiriyor.
Nitekim 19 Ocak'ta yapılan bir konferansta ulusal sekreterler kordinatörü ırkçı Roberto Calderoli, Monti Hükümeti'nin Kuzey'in ödediği vergileri arttırarak kuzeye savaş açtığını şu sözlerle ifade etti: "İlk defa benden daha ırkçı birini tanıyorum. İsmi Mario Monti. Kuzey halklarını o kadar çok vergiye tabi tuttu ki onlarara karşı ırkçı olduğunu kanıtladı".
Aradığı seçim ortağını bulan PDL şimdi kampanyaya başlayabilirdi. Silvio Berlusconi öncülüğünde harekete geçen merkez sağ koalisyonu başta Berlusconi'ye ait olan televizyon kanalları (Gruppo Mediaset) olmak üzere bir çok alanda gözükmeye başladı.
İlk olarak Berlusconi'ye karşı son zamanlarda kaybedilen güveni kazanmak lazımdı. Nitekim bizzat kendisinin katıldığı programlarda artık bir sevgilisi olduğunu, ciddi bir ilişki yaşadığını, aile ve katoliklik söylemleri ile dolu açıklamalar yaparak belirtti ve eline aldığı eleştiri oklarını Monti Hükümeti'ne yollamaya başladı.
En başta da başbakanlığı bıraktığı sırada kendi hükümetince tasarlanan ve Monti hükümeti zamanında kendi partisinin de onayladığı ilk eve ek vergi uygulamasını (IMU) eleştirdi ve seçildiği şartta bunu kaldıracağını açıklayarak İtalya'yı can evinden vurdu. Ardından hükümetten çekilme kararını ulusa karşı sorumlu olduğundan dolayı aldığını ve Monti'nin gelişinin ardında Fransa ve Almanya merkezli AB stratejileri olduğunu söyledi.
Hazır konu ordaya gelmişken Euro ortak para uygulamasına iki çift eleştiri de yaptı ve Almanya Merkez Bankasının (Deutsche Bundesbank) İtalya hazine fonlarını düşük fiyata sattığını iddia etti. Siyaset harcamalarını hükümet olduklarında düşüreceklerini ve siyasi partilerin seçimlerde yaptıkları harcamaların devlet tarafından seçimler sonrasında karşılanmasını ön gören yasayı kaldıracağını ilan etti.
Bizzat katıldığı Servizio Pubblico adlı televizyon programında Almanya Merkez Bankası üzerine olan iddiasını belgelerle yalan çıkaran gazeteciye "bir anlık dalgınlığımla böyle dedim" diyen, ilk ev üzerine olan verginin kendi partisince onaylandığını "böyle bir zamanda hükümeti düşürme bencilliğimiz olamazdı" şeklinde savunan, 14 senelik yönetiminde neden daha önce siyasetin yarattığı masrafı azaltmak adına bir adım atmadığı sorusunu cevapsız bırakan Berlusconi o kanaldan bu kanala atlamaya devam ediyor.
Kadın adaylar
Adaylara gelirsek hem PDL hem de Lega Nord birbirinden ilginç yüzlerle bu seçimlere katılıyor.
PDL sunulan aday listelerinde seçilebilecek durumda 12 kadın aday gösteriyor. Bunların arasında Emilia Romagna Eyaleti'ni temsilen Senato'ya aday gösterilen ve 2011 yılında kısa bir süreliğine Avrupa İlişkileri Bakanı Anna Maria Bernini var. Bernini bir önceki Berlusconi hükümetine 2008 yılında Alleanza Nazionale listesinden girmişti.
Kadın adaylar arasında renkli simalar da var, örneğin Mara Carfagna. 1975 doğumlu eski foto model 2006 yılından bu yana mecliste. Siyasi hayatından önce dergi ve televizyonlarda çıplak fotoğraflarıyla ün kazanan Carfagna 2008 ile 2011 yıllarında Fırsat Eşitliği Bakanı görevini üstlendi. Seks işçiliğini yasa dışı kılan tasarısı ile görevi sırasında adından söz ettiren Carfagna yeni seçimlerde Campania Eyaleti'nden aday.
Listedeki bir diğer kadın aday ise eski model ve ilk özel televizyon kanallarının doksanlı yıllarda tanınan ismi Michela Vittoria Brambilla. 2003 yılında bir milyondan fazla işvereni birleştiren Confcommercio derneğinin genç işverenlerden sorumlu başkanı olan Brambilla 2006 yılından bu yana Berlusconi için siyasi aktivistlik yapıyor.
2009 ile 2011 yıllarında Turizm Bakanı olan Brambilla aynı zamanda hayvan hakları savunucusu yanı ile tanınıyor. 2002 yılında Lecco kenti köpek ve kedi sığınağının işletimini kendi şirketi Leida ile ihalesiz üstlenen Brambilla görevi 200bin Euro'luk ön görülen öcret yerine belediyeye 542 bin mal etti ve bunun üzerine açılan dava ve yapılan şikayetler sonucu şirketin yeterli özelliklere sahip olmadığı belirlendi ve 2012 yılında kapatıldı.
Diğer kadın adaylar arasında uzun süre tartışılan ve protesto edilen eğitim yasasının mimarı Mariastella Gelmini, Lazio Eyaleti eski başkanı, seçilmesini Mussolini selamı ile kutlayan sağcı sendika UGL eski genel sekreteri ve hakkında kamu harcamalarında düzensizlik yaptığı iddiası ile soruşturma açılan Reanata Polverini ve 2005 yılından beri mecliste görevli olan önce Ulusal Birlik sonra Üç renk-sağ koalisyonu üyesi, İslam dini peygamberi Muhammed'i pedofil olarak tanımlayan ve eğitim yasalarını protesto eden öğrencilere orta parmağını göstermesi ile dikkat çeken Daniela Santanche var.
Erkek adaylar
Erkek adaylar arasında PDL, Lombardia Eyaleti eski başkanı ve hakkında kamu harcamalarını bireysel ihtiyaçları için kullanma suçu ile soruşturma açılan Roberto Formigoni, 2008 yılında Tarihi Eserlerden Sorumlu Bakan olarak görev yaparken 1 milyar Euro'luk kesinti ile gündeme gelen Sandro Bondi, Berlusconi'nin kişisel avukatı Niccolo Ghedini ve 1987 yılında Icomec kamu ihalesine hile karıştırmaktan yargılanan ve iki sene hapis yatan Pietro Longo bulunuyor.
Lega Nord listelerinde ise kadınlar toplamın yüzde 30'unu oluşturuyor ve genellikle seçilmesi zor sıralamada yer buluyorlar. Adaylar arasında İtalyanlar'a ait otobüs hizmetinin verilmesini öneren ve Napoli'de oturanların pis kokulu olduğunu dile getiren şarkı söylemesi ile ünlü olan Matteo Salvini ve Piemonte Eyaleti mevcut başkanı, sağlık hizmetlerini özelleştirmesi ve göçmenlik karşıtı siyaseti ile öne çıkan Roberto Cota bulunuyor.
Seçim vaatleri
PDL ve Lega Nord seçim programlarında o kadar çok şey vaat ediyor ki insanın 'o kadar süre hükümetteydiniz neden zamanında bunları yapmadınız?' diye sorası geliyor.
Bu maddelerin arasında daha önceden yargılanmış ve mahkum edilmiş kişilerin aday olamaması da var, ne yazık ki Scilipoti, Razzi, Fitto, Giulio Camber, Capezzone, Bergamini, Brambilla ve Lucio Malan bu tarz bir geçmişe sahip kişiler olmalarına rağmen listelerde adaylıklarını kesinleştirdi.
Seçimlere bir aydan az kala farklı seçim anketlerinde benzer sonuçlar söz konusu; PDL ve Lega Nord yüzde 20'yi kolaylıkla geçemeyecek gibi gözüküyor. Ancak gerek Lega Nord'un hayatını devam ettirebilmesi gerekse de PDL ve ortaklarının mahkeme koridorlarından çıkıp tekrar eyalet meclisine dönmeleri için bilhassa Lombardia başta olmak üzere bu seçimler ciddi bir önem taşıyor. (MÇ/HK)
Yarın: Merkez sol ve Seçimler
Yazı Dizisi: İtalya'yı Seçime Götüren Süreç