Önceki gün Sincan Kadın Hapishanesi'nde hükümlü mahpuslardan Zeynep Avcı'dan bir mektup aldım.
Yanılmıyorsam ya da bir hesap hatası yapmıyorsam Zeynep 15 yıldır tutsak...
Onu gözaltında taciz ve tecavüzlerin sık yaşandığı ve bu konuda kadın örgütlerinin yürüttüğü kampanyada gıyaben tanımıştım.
Zeynep de gözaltına alındığında tecavüze uğramıştı. Bu saldırıyı kamuoyuna açıklayan yürekli kadınlardan biriydi.
Tutuklanarak Gebze Hapishanesi'ne getirildiğimde karşılaştık Zeynep'le...
Bir iç görüşte, yaşadığı süreci yazma planından bahsetmişti. Çalışmasına dair bazı planlar yapmıştık ki, daha başlayamadan Zeynep ve beş arkadaşının sürgün sevke gönderileceği haberiyle güne başladık.
Altı kadın tutsak iki grup halinde Burdur ve Ankara Sincan'a gönderilecekti. Zeynep Ankara'ya gidecekler arasındaydı.
Mazgaldan vedalaştık arkadaşlarımızla... Sloganlar eşliğinde uğurladık onları... Daha sonraki yıllarda Zeynep'le haberleştik sürekli.
2010 yazında aldığım bir mektupta, Zeynep ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle tek kişilik hücreye alındığını yazmıştı...
Alındığı bölümde Zeynep tekti!..
Aynı maddeden başka hükümlü kadın tutsak olmadığı için; Zeynep bir yıldır hapishanede tecrit içinde tecrit yaşıyor...
Yasaya göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların cezalarının infazında ölünceye dek hapiste kalacak hükmünün yanı sıra, başka ek yaptırımlar da uygulanıyor.
Ayda üç kapalı bir açık görüş hakkı yerine; bir kapalı bir de açık görüş yapabiliyorlar. Haftalık 10 dakika telefonla görüş hakkını 15 günde bir kullanabiliyorlar.
Birinci ve ikinci derecede kan ve hısım yakınları dışında her tutsağın yararlandığı üç arkadaş görüşçüsü hakkını da kullanamıyorlar.
Havalandırma saatlerindeki sınırlandırma, ağırlaştırılmış müebbetliklerde çok daha fazla sınırlandırılıyor. Ayrıca uzun zamandan beri tek kişilik hücrelerdeki tutsakların havalandırma kapılarının günde bir saat açıldığını biliyoruz.
Aynı ceza maddesinden hükümlü tutsakların birlikte spora, hobi odasındaki etkinliklere katılma, sohbet etme hakkı var. Yalnız takip edebildiğim kadarıyla 2007'de yürürlüğe konulan 45 no.'lu genelgenin tanıdığı haftalık 10 saatlik sohbet hakkı hiçbir cezaevinde uygulanmıyor.
Ağırlaştırılmış müebbetlikler, üçerli hücreler halinde inşa edilmiş. Ve her üç hücre aynı havalandırmayı kullanıyor. Aynı havalandırmaya bakan hücredeki tutsaklar havalandırma kapıları açıldığında birbirleri ile görüşebiliyorlar.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsaklara verilen bu cezanın yanı sıra, bunca yaptırımın insan haklarına aykırılığından mücadeleyi başlatmak gerektiği kesin!..
Eskiden idam cezası onaylananlar tekli hücrelerde bekletilirdi infaza kadar. Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yasaları çerçevesinde idam kaldırıldı ve yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirildi. Cezanın infazına ilişkin belirlenen hükümler ise 12 Eylül cuntacılarının başı Kenan Evren'in "Asmayalım da besleyelim mi?" itirafının değişik bir versiyonu gibi.
Evet! Şimdi asmıyorlar. Ama delirtmek üzere belirlenmiş tüm koşullar!
Demokratikleşmenin Türkiye versiyonu böyle oluyor işte! Bu yasanın infazına yönelik kuralların değiştirilmesi mücadelesinin yanı sıra; bugün bir yılı aşkın süredir uygulamaya koydukları tecrit içinde tecrite karşı mücadelenin güçlendirilmesi gerektiği de çok açık!
Devlet yasayı uygulamada gayet mahir! Ancak ağır tutsaklık koşullarında Zeynep ve benzer durumda olan kadın tutsakların yaşadıklarından biliyoruz ki; yasanın tanıdığı bazı haklarda koşulları yok denilerek kullandırılmıyor.
Yani üç kadın tutsağı aynı bölümde tutma koşulu yoksa, havalandırma, ortak etkinliklere çıkmak için, Sincan'da zaten üç kişilik olan hücrelere koymuyorlar Zeynep'i. Yasayı uygulayacak ya! İlla ki Zeynep'i tekli hücreye alacak.
Uzun bir süredir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış tutsakların havalandırma kapılarının bir saat açık tutulması ve ağır tecrite tabi tutulmaları, tutsaklarca ve aileleri, insan hakları örgütlerince gündemleştirilmeye çalışılıyor!..
Ancak bildiğim kadarıyla Zeynep ve çok az sayıda kadın tutsağın çok daha ağır bir tecridi yaşadıkları nedense hiç gündeme gelmedi!
Zeynep bir yıldır Sincan Kadın Hapishanesi'nde tek kişilik hücrede tutuluyor. Mektubunda; "Ben de iyi olmaya çalışıyorum. Çok farklı bir gelişme yok, kütüphaneye falan çıkıyorum arada o kadar. Buraya kimsenin geleceği, gideceği de yok gibi görünüyor. Zaten başka da şansım yok değil mi?" diye yazmış.
Paylaşmak istedim...
Belki bu sesi duyan birileri olur diye!.. (FE/ŞA)
(16 Temmuz 2011, Kandıra 2 Nolu T Tipi Hapishanesi)