* Fotoğraf: :https://www.nesinvakfi.org/
Aziz Nesin'le tanışmam Cem Yayınevi'nin sahibi Oğuz Akkan sayesinde oldu. Çocuklara olan ilgimi bilen Oğuz Bey, Aziz Nesin'in, kimsesiz ve okumaya hevesli çocukların özgürce yaşayıp aynı zamanda eğitim görecekleri bir yaşam alanı yaratmayı düşlediğini anlattı.
Sofrada yan yana otururken, Aziz Bey bana yoksul çocukların şımartılmaya olan ihtiyacından, onlardan hiçbir şeyin esirgenmemesi gerektiğinden, her şeyin en iyisine layık olduklarından söz etti. Kızlı oğlanlı her yaşta çocuk birlikte yaşamayı, paylaşmayı, dayanışmayı, üretmeyi öğrenecekti. Kitaplarından gelen geliri başlı başına bu işe hasredecekti.
Başlangıç olarak Çatalca'da 17 dönümlük bir tarım arazisi satın almıştı. Duyduklarım beni heyecanlandırmıştı. O tarihte bir mensucat fabrikasının kreş ve gündüz bakımevinde yöneticilik yapıyordum. Aziz Bey'in hayalini içselleştirmiş, çeşitli yönleriyle kafamda tartışır olmuştum.
Evet, başardı
Aziz Bey'le ikinci buluşmamız yaklaşık bir yıl sonra, onun daveti üzerine, Çatalca'da, vakfın kurulacağı yerde oldu. Aziz Bey'in, neredeyse sağ kolu olan arkadaşım Nurten Tuç ve 10 yaşındaki oğlum Murat'la birlikte gittik. Göz alabildiğine yeşil, içinden bir dere akan, kuş cıvıltılarından başka ses duyulmayan engin bir tarla... Çok ileride iki beyaz konik çadır...
Aziz Bey bizi son derece sıcak karşıladı, hemen anlatmaya başladı. İlk yapı, temeli henüz atılmış olan yönetim binasıydı. İkincisi, çocukların yaşamlarını sürdüreceği, müzik, tiyatro, seramik yapımı, vb. çeşitli faaliyetlerde bulunabileceği, kocaman kütüphanesiyle, neredeyse her çocuğa bir oda düşecek olan ana bina olacaktı. Aziz Bey dört çocukla başlayıp her yaştan 40 çocuğun barınabileceği kocaman bir ev tasarlamıştı.
O gün bize ikramdan da geri kalmadı. Enfes bir çılbır yaptı elleriyle... Çatalca'dan yüreğimi kabartan duygularla ayrıldım. Bu çılgın adam, çok önemli, ağır ve sorumluluk isteyen bir işe soyunmuştu, başarabilecek miydi? Bugün, kuruluşunun üzerinden 50 yıl geçtikten ve onca saldırıyı alnının akıyla bertaraf ettikten sonra, başardığını düşünüyorum.
Kuruluş Belgeseli'nde Nesin Vakfı
Yapının mimarlarından Tan Oral'ın çekmiş olduğu, 8 mm'lik Aziz Nesin Vakfı, Kuruluş Belgeseli, 1972, Aziz Bey'in, aralarında Atıf Yılmaz, Hasan İzzettin Dinamo, Ruhi Su, Vedat Türkali, Güngör Dilmen gibi yazar çizer bir otobüs dolusu dostunu Çatalca'ya getirişiyle başlar.
Herkesin giyimi kuşamı yerindedir. Beyaz gömlek, lacivert kravat ve ceketiyle, Aziz Bey'in de bu önemli günde kıyafetine özen gösterdiği görülür. Konuklarına önce araziyi gezdirir, sonra su kenarında oturup yemeklerini yer ve tartışırlar. Acaba arazi çok uzak bir yerde midir? "Nereye göre?" olur Aziz Bey'in cevabı. Nitekim çok geçmeden etrafı binalarla kuşatılacaktır. Filmde Aziz Bey büyük bir dikkatle ayran dağıtır herkese.
Film ilerledikçe, inşaatın meydana çıktığını görürüz. Aziz Bey'in maharetli inşaat ustası Hüseyin Özkan, 4-5 kişilik bir ekiple koşulların olumsuzluğuna rağmen temelden çatıya binayı 2 yıl içinde bitirir.
Aziz Bey inşaatın her safhasını izler, kimi zaman bazı değişiklikler önerir. Arada sırada çatıya çıktığı, tehlikeye aldırmadan saçaklarda gezindiği görülür. Günümüzle kıyaslandığında inşaatın ilkel ve çetin koşullara rağmen kısa bir süre içinde tamamlanmış olması şaşırtıcıdır.
Tan Oral, 1971 darbesini kast ederek, "Askeri yönetim ortalığı kasıp kavururken, bizim bu işi iki yılda başarmış olmamıza inanmak kolay değil," der haklı olarak.
Nesin Vakfı'nın "Kuruluş Senedi", 2 Nisan 1972'de onaylanır. Bu senetle, vakfın amacı, malları ve gelir kaynakları, yönetimi, yönetim kurulunun görevleri resmiyet kazanır. Nesin Vakfı'na din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin, kimsesiz ya da bakım ve öğrenim olanağına sahip olmayan yoksul çocuklar alınacaktır. Kız-oğlan ayrımı yapılmadan başlangıçta 4-7 yaşındaki çocukların alınması tercih edilir.
Birçok önemli ilkenin içinde benim özellikle önemsediğim, eğitimlerinde tüketici ve asalak olarak yetişmemelerine özellikle dikkat edilecek olmasıdır.
Aziz Nesin'in eğitim konusunda vasiyeti
Aziz Nesin, Korkudan Korkmak [1] adlı kitabının 86-126'ıncı sayfalarında, "Eğitim Konusunda Vasiyetimdir" başlığı altında, vakıf çocuklarının nasıl yetiştirileceğine dair düşüncelerinin yanı sıra beklentilerini de dile getirir. Nesin Vakfı'nda ceza yoktur, yasak da yoktur!
"Beni bu vakıfta mutlu eden öyle güzel şeyler var ki, bu yeryüzünde daha büyük mutluluğun olabileceğini tasarlayamıyorum bile" der.
"Gelecekte, benden sonra da benim olmadığım zamanlarda da Nesin Vakfı'nın şimdiki eksiklerini, olanaksızlıklarını, yetersizliklerini gidererek, çok daha iyi bir eğitim kurumu olacağına, eğitim vasiyetimin eksiksiz uygulanacağına ve çok daha güzel, iyi işler yapılacağına bütün yüreğimle inanıyorum" sözleriyle son verir vasiyetnamesine.
Elimden bırakamadan okuduğum, Gerçekleşen Ütopya/ Nesin Vakfı Çocuk Cenneti [2] adlı kitap, Nesin Vakfı'nın Türkiye'de bir benzeri olmadığı gibi dünyada da eşine pek rastlanmayan bir eğitim kurumu olduğunun altını çizer.
Bugüne kadar vakıfla ilgili yerli, yabancı çeşitli doktora tezleri ve araştırmalar yapılmış olsa da ülkemizde ilgili makamlarca takdir edilmesi ve ödüllendirilmesi gerekirken, kurulduğu günden bugüne sayısız iftira, saldırı, taciz ve çeşitli zamanlarda jandarma baskınına uğramıştır.
Gemi azıya alan iftiracılar 2008'de vakıfta tecavüz olduğu haberini yayar. Ancak, tecavüz iddiası asılsız çıkar. [3] Şikayetçi ilk duruşmada davadan vaz geçer. Ne var ki 12 ve 14 yaşlarındaki iki çocuğun cezaevinde gördüğü şiddetin ve maruz kaldıkları hakaretlerin telafisi mümkün değildir.
"Kendini vermek en büyük mutluluktur..."
Son günlerde Nesin Vakfı'yla ilgili haberler, ister istemez vakfın başına gene çorap örülmeye kalkışıldığını düşündürüyor insana. Aziz Nesin hayattayken vakfı genişletmek amacıyla almayı hayal ettiği komşu arazi, üzerindeki binayla birlikte satışa çıkarılmıştır. Bir Facebook duyurusu yapan Ali Nesin, kısa zamanda toplanan bağışlarla araziyi 2017'de satın alır.
Bundan beş yıl sonra Valilik - sosyal medya duyurusunu bağış kampanyası sayan bir kanun olmamasına rağmen - duyuruyu izinsiz kampanya sayarak, Nesin Vakfı'nın banka hesaplarını bloke eder. Vakfa müfettişler gelir, herhangi bir suiistimal olmadığına dair rapor verirler.
Bloke kaldırılsa da vakfa çok ağır bir ceza kesilir, yaklaşık 2 milyon lirasına el konularak Hazine'ye aktarılır.
"Hiçbişeyi olmayanın bile isteyince vereceği çok şeyi vardır. Aldıkça değil, verdikçe mutluyuz. Kendinden vermek mutluluktur, ama kendini vermek en büyük mutluluktur." - Aziz Nesin, 24 Temmuz, 1987
Nesin Vakfı bu yıl 50. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Onu yaşatmak ve geliştirmek boynumuzun borcu. (BE/SD)
[1] Korkudan Korkmak, Yazar, Aziz Nesin, 12. Basım, Haziran 2021, Nesin Yayıncılık A.Ş.
[2[ Gerçekleşen Ütopya NESİN VAKFI ÇOCUK CENNETİ, İlk basım, 2006, Nesin Yayıncılık Ltd. Şti,
Hazırlayan: Klaus Liebe-Harkort ve Münevver Oğan.
[3] Vatan Gazetesi, 08.08.2008, "Nesin Vakfı'nda tecavüzle suçlanan iki çocuğun dramı"