Kaynak ve fotoğraflar: https://nesin.org/
"Seçmek elimde olmadığı için, çok uygunsuz bir zamanda doğmuşum; Birinci Dünya Savaşının en kanlı, en ateşli günleri, 1915'te..." diye anlatıyor Aziz Nesin yaşam öyküsünde.
Aziz Nesin, 20 Aralık 1915'te Heybeliada'da doğdu. Babası Abdülaziz Bey Giresun'un Şebinkarahisar ilçesine bağlı Gölve köyünden gelerek İstanbul'a yerleşti ve bahçıvanlık yapmaya başladı.
Yazar babası için yazdığı şiirde, "Dünyaların en iyi babası benim babamdır, Düşmandır düşüncelerimiz, Dosttur ellerimiz, Dünyada tek elini öptüğüm Babamdır..." der.
"Zübük", "Fil Hamdi", "Şimdiki Çocuklar Harika", "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz", "Tatlı Betüş", "Azizname" gibi pek çok eseri kaleme alan yazarın asıl adı "Mehmet Nusret Nesin."
1945'te gazeteciliğe başlayan yazar, öncesinde Askeri Fen Okulu'nu bitirip üsteğmen oldu. Fakat "görev ve yetkiyi kötüye kullanmak" suçlamasıyla görevinden alındı.
"Markopaşa" isimli mizah gazetesini Sabahattin Ali ile birlikte 1946 yılında çıkarmaya başladı. Kimsesiz çocukları okutmak amacıyla 1972'de Nesin Vakfı'nı kurdu. Çatalca'daki vakıf çalışmalarına hâlâ devam ediyor. Nesin, Mizah yazarlığının yanı sıra şiir, oyun, deneme, inceleme, anı gibi eserler de verdi.
1995'te bugün hayatını kaybeden yazar, şair Aziz Nesin, UNESCO'nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nâzım Hikmet'in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumunda.
1990'lar ve Sivas KatliamıNesin, 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere Sivas'a gitti. 33 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak Oteli katliamından yaralı olarak sağ kurtuldu.Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu, 30 Mart 1994 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan RP'li Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı gazetelerde yer alan "Aziz Nesin'in ismini İstanbul'dan sileceğiz" ifadesini kınayan bir bildiri yayınladı. | |
"Seçmek elimde olmadığı için..."
ANNEMİN ANISINA Bütün anneler, annelerin en güzeli, Sen, en güzellerin güzeli. On üçünde evlendin, On beşinde beni doğurdun, Yirmi altı yaşındaydın, Yaşamadan öldün. Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum. Bir resmin bile yok bende, Fotoğraf çektirmek günahtı. Ne sinema seyrettin, ne tiyatro. Elektrik, havagazı, su, soba, Ve karyola bile yoktu evinde. Denize giremedin, Okuma yazma bilmedin. Güzel gözlerin, Kara peçenin arkasından baktı dünyaya. Yirmi altı yaşındayken Yaşamadan öldün... Anneler artık yaşamadan ölmeyecek... Böyle gelmiş, Ama böyle gitmeyecek | |
Aziz Nesin kendi kaleminden dünyaya gelişini şöyle anlatıyor:
"Yıl 1915, Çanakkale Savaşının en kızgın, en civcivli zamanı. Nusret, 'yardım, Tanrı yardımı, başarı, üstünlük' anlamına geliyor. Tanrı yardım etsin de Çanakkale Savaşını kazanalım diye, böyle bir dilekle adımı Nusret koyuyorlar. Mehmet de dedemin adı. Ben Mehmet Nusret...
"Anadolulu bir köy çocuğu olan babam, on üç yasında gurbetçi olarak geldiği İstanbul'a yerleşmiş. Annem de Anadolu'nun bir başka köyünden, o da çok küçük yasında İstanbul'a gelmiş. Çünkü benim dünyaya gelebilmem için, onların bu uzun yolculuğa katlanarak, İstanbul'da buluşup evlenmeleri gerekiyormuş.
"Seçmek elimde olmadığı için, çok uygunsuz bir zamanda doğmuşum; Birinci Dünya Savaşının en kanlı, en ateşli günleri, 1915'te... Yine seçmek elimde olmadığı için, yalnız uygunsuz zamanda değil, uygunsuz bir yerde doğmuşum: Türkiye'nin en büyük zenginlerinin oturduğu İstanbul adalarından Heybeliada'da... Heybeliada, zenginlerin yazlığıdır. Ama zenginler, yoksullar olmayınca yasayamadıklarından, yoksulluklara çok gereksindiklerinden, biz de Heybeliada'da otururduk.
"Bu sözlerimle şanssız olduğumu söylemek istemiyorum. Tersine, zengin, soylu ve ünlü bir aileden gelmediğim için, kendimi çok şanslı sayıyorum."
İlk oyun denemesi 7 yaşında
Cerrahpaşa'da ilk izlediği ortaoyunundan sonra, ilk oyununu 7 yaşında, 1922-23 yılları arasında yazıyor Aziz Nesin.
"Bu benim ilk tiyatro seyredişimdi. Sabaha dek rüyamda tiyatro görmüştüm. O zaman dahaca okula bile gitmiyordum. (Okula on yasımda, üçüncü sınıftan başlayarak gitmiştim.) Ortaoyunu seyrettiğim gecenin sabahında da yedi ya da sekiz yaşımda, yaşamımın ilk oyununu yazmaya başlamıştım. Elbette bu oyun, seyrettiğim oyunun öykünmesi, çok benzeriydi. Üç beş sayfa yazdığımı anımsıyorum."
"Ölen kız kardeşim Nurhayat ile birlikte. Saçları kurdeleli olan benim." (Aziz Nesin)
Nesin soyadı nereden geliyor?
"1934 yılında Soyadı Kanunu çıktı, her Türk kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendisine soyadını kendisi seçtiği için, insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı.
Dünyanın en cimrileri "Eli açık", dünyanın en korkakları "Yürekli", dünyanın en tembelleri "Çalışkan" gibi soyadları aldılar.
Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılık anlatan soyadlarını kapışıyorlardı. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime "Nesin" soyadını aldım. Herkes "Nesin?" diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim, istedim."
DETAYLARIYLA AZİZ NESİN'İN HAYATI
(AÖ)