Fotoğraf: tazelenme.com
Öğrenme nedir? Öğrenme; açılma, edinme, gelişme ve gerekirse bilgi değişiminde idrak, duygusal ifade biçimleri, değerler, tutumlar, davranışlar, beceriler ve problem çözme becerileri için tüm zihinsel süreçleri ifade eder.
Deneyim ve değişim, öğrenmenin anahtar sözcükleridir. Öğrenme, bir bireyin belirli bir durumda, o durumda tekrarlanan deneyimlerinden kaynaklanan davranışını ya da davranış potansiyelindeki bir değişikliği anlatır.
Öğrenme denildiğinde, çoğu insanın aklına okul, öğretmen, not, sınav gibi kavramlar gelir. Ancak bu kavramla yakından ilgilenildiğinde çok daha fazla şeyleri kapsadığı anlaşılmaktadır: Meraklı olmak, bilinmeyen şeyleri denemek, yeniliklere açık olmak, önerileri dikkate almak, kendine yeni sorular sormak ve daha pek çok şeyin öğrenme kavramının ardında gizlendiği görülmektedir. Bunlar insanın yaşından bağımsızdır.
Öğrenme hedefi nedir? İlk yaklaşımda, derslerden amaçlanan sonuçları ifade eden dilsel bir formülasyondur. Öğretim hedefi nedir? Bundan "gerekli nihai performans" anlaşılır. Her ikisi de (öğrenme hedefi ve öğretim hedefi) ilk bakışta şaşırtıcı derecede modern terimler olarak görünür.
Literatürde genellikle "öğrenme hedefi" kullanılır. Ancak buna yönelik eleştiriler 1960'lı yıllardan beri vardır. Eleştiriler üç noktada toparlanabilir: Birincisi, bu kavramın kaynağını teşkil eden Amerikan menşeli kavramın ("educational objective") tam karşılığının olmamasıdır. İkinci eleştiri, gerçekte bir öğretmende öğrencilerinin öğrenme süreçlerine müdahale gücü mevcut olmadığı halde, sanki bu güç varmış gibi göstermesi ile ilişkilidir. Üçüncü eleştiri ise öğretenlerin hedeflerinin öğrenenlerin hedefleri ile denk olduğunu kabul etmesidir.
Fakat "öğrenme hedefi" kavramından vazgeçmek anlamsızdır. Nihayetinde her eğitim kurumu sunduğu ve öğrenilmesini umduğu ders programı ile öğrencilerinde "davranış değişimi" yaratmayı hedefler.
60+Tazelenme Üniversitesi'nin yaşlı yetişkin eğitimi modelinde yaşlıların derslerde geliştirdikleri ve edindikleri bilgiler, beceriler ve tutumlar, öğrenmenin çıktıları olarak klasik okulda yapıldığı şekliyle kontrol edilir. Bunun yaşlıların üzerinde baskı yaratacağı varsayımından hareket edilir. Her ne kadar sınıf, mezuniyet ve öğretim yılı gibi kavramlar 60+Tazelenme Üniversitesi'nde de kullanılsalar da bunların ardında, örneğin sınav notuyla değerlendirilen performans ölçümü yoktur.
60+Tazelenme Üniversitesi öğrenmeyi, "öğrenme sürecinin doğasındaki bir hedef" olarak tanımlamıştır. Öğrenme, yaşlılar için hazırlanan ders programının veya bunun kapsamında ders veren hocaların öğretim amaçlı davranışlarının bir sonucu değil, daha ziyade 60+Tazlelenme Üniversitesi'ne katılan yaşlıların öğrenme sürecinin bir sonucu olarak değerlendirilir.
Öğrenme kuramcılarının "hedef" tanımında "davranış boyutlarına güçlü vurgu yapılması", bazı eğitimcileri, öğrenme hedeflerini davranış boyutlarıyla eşitleme hatasına sürüklemiştir. Böylece öğrenme hedeflerinin ayrıntılı olarak belirlenebileceğini, ama buna rağmen içerik hakkındaki kararın açık bırakılabileceği varsayımına ulaşmışlardır. Oysa her eğitimin amacı (yaşlı yetişkin eğitiminde de), öğrenciye sadece yeni bir davranışı bir kerelik öğretmek değildir, aksine bunu kalıcı kılacak yetenekleri ona kazandırmak, yeni durumlarda belirli bir davranışı uygulaması için içsel bir eğilim kazanmasını sağlamaktır.
Her yaşta yaratılabilecek olan bu eğilimin pratikte uygulanabilmesi ise uyum kavramıyla ilişkilendirilebilir. İnsan, sürekli değişen çevre koşullarına hızla uyum sağlayabilir. Kendini çevresine hızla alıştırabilir, çevre hakkında düşünür ve davranışlarını çevrenin koşullarına göre ayarlayabilir. Bu nedenle öğrenme aynı zamanda çevreye uyum süreci olarak da tanımlanabilir.
Öğrenme, davranışlarda kalıcı değişiklikler anlamına gelir. Bunlar organizmanın biyolojik öncüllerinden değil, çevresel etkilerden kaynaklanır. Öğrenme, belirli uyaranlara, sinyallere, nesnelere veya durumlara karşı bireysel davranıştaki değişiklikler için öngörülen genel kapsamlı bir terimdir.
Bu tanımlardan ortaya şu sonuç çıkmaktadır: Öğrenme yaştan, cinsiyetten, yaşam koşullarından bağımsızdır. Çevreye uyum becerileri ve yetenekleri ile bağlantılarından, temel bir ihtiyaç olduğu da anlaşılmaktadır.
(İT/AÖ)