Şimdi, TBMM, ikinci görüşmeye başlayabilmek için, 48 saatlik bir "düşünme" dönemine girdi.
Milletvekilleri Çalışmalara ve Oylamalara Katıldı
Anayasa değişikliği çalışmalarına milletvekilleri ilgi gösterdi. Maddelerle ilgili oylamalara en fazla 482, en az 390 milletvekili katıldı. Anayasa değişikliği ile ilgili 38 madde, 1 geçici madde ve 3 değişiklik teklifi için olmak üzere yapılan 42 oylamada oy kullanan milletvekili sayısı, ortalama olarak 429 oldu. Bu sayı, ilginin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. İkinci oylamada da bu ilginin sürmesi beklenmeli.
Maddelerin görüşülmesinde, siyasi parti gruplarının temsilcileri görüşlerini belirttiler. Hiçbir siyasi parti temsilcisinin görüş belirtmediği, bu nedenle de en hızlı kabul edilen madde, milletvekillerinin emekliliği ile ilgili Anayasa'nın 86. maddesini değiştiren Teklifin 29. maddesi oldu.
Maddelerin görüşülmesi sırasında, çok sayıda değişiklik önergesi verildi. Ancak, TBMM Genel Kurulu'nda verilen değişiklik önerileri çok fazla kabul görmedi. Bu önerilerden yalnızca üç tanesi kabul edildi. Bunlar, Teklif'in 2., 4. ve 15. maddeleri görüşülürken verilen önergeler.
2. ve 15. maddelerde yapılan değişiklikler, metnin ifadesinin daha düzgün olmasına yönelik. Esasa ilişkin değil.
4. maddede yapılan değişiklik, gözaltı süresinin 7 günden 4 güne indirilmesi ile ilgili olumlu bir değişiklik.
Milletvekilleri, Değişiklik Teklifine Sahip Çıktı
Anayasa değişikliği teklifi, bilindiği gibi, TBMM Başkanlığına 389 milletvekilinin imzasıyla verilmişti. Milletvekilleri, tekliflerine, büyük ölçüde sahip çıktı.
Değişiklik teklifinde, geçici madde ve yürürlük maddesiyle birlikte yer alan 39 maddenin 38'i kabul edildi. Bu 38 maddeden 37'si üçte ikinin üzerinde bir çoğunluk elde etti. Bir madde, üçte iki ile beşte üç arasında kalan 355 oyda kaldı.
Teklifin bir maddesi de 221 kabul oyu almakla, değiştirilmesi için yeterli oyu birinci tur oylamada alamamış oldu. Bu maddenin değiştirilebilmesi için, ikinci turda 330'un üzerinde oy alması gerekecek.
Değişikliklerin kabul edilmesinde, TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin tümünün milletvekillerinin katkısı oldu. Uzlaşmanın bu boyutta olması, elbette önem taşır.
Değişiklikler Ne Getirecek?
Görünen o ki, birinci tur oylamada reddedilen 90. madde değişikliği dışında, Anayasa değişikliği teklifi, halkoylamasına da gerek kalmadan, kabul edilecek.
Bu değişikliklerin yürürlüğe girmesi, "Türkiye'nin anayasa sorunu"nu tümüyle çözmüş olmayacak. Her şeyden önce değişiklik paketi değiştirilmesi gereken tüm maddeleri içermiyor. Pakette yer alan maddelerin tümünün ise değiştirilerek evrensel standartları yakaladığını söyleme olanağı yok. Örneğin, ölüm cezası tam olarak kaldırılamadı. Ancak, temel hak ve özgürlükler alanında bir adım ilerleme ve anayasal organların işleyişinde bazı teknik iyileştirmeler sağlanmış olacak.
Bu değişikliklerin yürürlüğe girmesinden sonra, bireylerin özgürlük alanı bir miktar genişleyecek. Kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme hürriyeti, seyahat hürriyeti, düşüncenin ifadesi hürriyeti, basın hürriyeti, haber alma hürriyeti, dernek kurma, toplantı ve gösteri yürüyüşü, sendika kurma hakkı daha güvenceli hale getiriliyor. Hak arama konusunda da ek bazı olanaklar sağlanıyor. Ölüm cezası, istisnalar dışında yasaklanıyor.
Ailede kadın erkek eşitliği: Önemli gelişme
Sosyal haklar alanında sınırlı bazı iyileştirmeler söz konusu. Asgari ücretin tespitinde geçim şartlarının dikkate alınması gibi. Ailede kadın-erkek eşitliğinin sağlanması önemli bir gelişme.
Siyasal alanda da bazı iyileştirmeler söz konusu. Siyaset biraz daha rahat koşullarda yapılabilecek, parti kapatmalarda bir duraklama olacak.
Milletvekillerinin dokunulmazlığı ve meclis soruşturması konusunda yapılan değişiklikler, kamuoyunun beklentilerini karşılayacak nitelikte değil. Buna karşı, milletvekillerinin emeklilik sorununun çözülmesi eleştirilecek.
Meclis'in af yetkisini kullanmasına getirilmiş olan bazı suçlara ilişkin sınırlamanın kaldırılması ama, af yetkisinin ancak nitelikli çoğunlukla kullanılabilmesinin öngörülmesi de olumlu bir düzenleme.
12 Eylül'ü yargılamak mümkün olacak
Milli Güvenlik Kurulu'nun bileşiminin değiştirilmesi, Kurul'da sivil siyasetçi sayısının artması önemli. Ama daha da önemlisi, kararlarının Bakanlar Kurulu'nca öncelikle dikkate alınmak yerine "değerlendirilecek" olması.
Şimdiye kadar çoktan yürürlükten kalkmış olması gereken ünlü Geçici 15. Madde, sonunda kısmen yok olacak. Maddenin son fıkrası yürürlükten kaldırılınca, 12 Eylül hukukunun yargılanması olanaklı hale gelecek.Tek başına bu değişiklik bile çok önemli.
90. Madde Değişmezse Ne Olur?
Uluslararası antlaşmalarla kanunlar çatışırsa ne olacak? Şu anda, bu konuda hukukun genel ilkeleri uygulanıyor. Örneğin, kanun da antlaşma da özel ise ve antlaşma kanundan sonra yapılmışsa, çatışma halinde uluslar arası antlaşma uygulanıyor, kanun değil. Böyle olunca da egemenliğin kullanılması elden gitmiş olmuyor.
Ancak, egemenliğin ulusalüstü kurumlarla paylaşılması bir gün gerekecekse, buna olanak sağlayacak değişikliğin, Anayasa'nın egemenliğin kullanımıyla ilgili maddesinde yapılması doğru olur. Çünkü, 90. maddede yapılması düşünülen değişiklik, amaca ulaşmada yeterli olmayacaktır.
Bu nedenle, değişiklik teklifinin 32. maddesinin geri çekilmesi belki daha doğru olur. Ancak, bu durumda da, uluslararası antlaşmaların hukuk kuralları hiyerarşisi içindeki yerinin daha açık ve doğru olarak belirlenmesi ihtiyacı ortadan kalkmış olmayacaktır.
Ulusal Program ve Anayasa Değişikliği
Yeni bir anayasa yapılması, bu olamıyorsa mevcut Anayasa'da iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi toplumuzun beklentisidir. Bununla birlikte, Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde, Anayasa değişikliklerinin Ulusal Program'ın uygulanması yolunda atılmış bir adım olduğunu da kabul etmek gerekir.
Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması alanının genişletilmesi, ölüm cezasının uygulanmasının sınırlanması, Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısının değiştirilmesi ve kararlarının "danışma" niteliğinin vurgulanması vb. değişiklikler, Avrupa Birliği'nin beklediği değişikliklerdir. Avrupa, artık, "Türkiye hiçbir şey yapmıyor" diyemeyecektir.
Sonuç olarak, yapılan iş hiç yoktan iyidir. Daha iyisinin yapılabilmesi için bir başlangıçtır.
Umalım ki, TBMM, ileride, Anayasa'yı değiştirmekle kazanacağı güven duygusuyla toplumun özlediği Anayasa'yı yapabilmek için girişimlerde bulunsun. (NU)