Internette online gazete okuyamıyorum. Daha doğrusu Türk gazetelerini online okuyamıyorum. Hürriyet'e, Milliyet'e, Sabah'a giriyorum. Faremi manşetlerin üzerinde gezdirmeye başlıyorum ki resimler değişsin, ne haberler var göreyim.
Anayasa değişikliği kavgaları, Deniz Baykal'ın çok sert bir açıklaması, Devlet Bahçeli'nin bağırarak söylediği bir şeyler derken, pat Hürriyet'te bir manşet: "Anadan doğma klip çekti, ülke ayağa kalktı."
İçinde hem toplumsal tepki var, hem cinsellik, bir tür "best-seller." Ben de insanım, merak edip tıklıyorum, günün geriye kalanı Alice Erotik Harikalar Diyarı'nda tadında gelişiyor. Boyları, posları, vücut ölçüleri bir büyüyüp bir küçülen kadınları geçip habere bir türlü ulaşamıyorum.
Internet, basında en yeni mecra. Kuralları hâlâ yayınlanan içeriklerin doğurduğu sonuçlarla şekilleniyor. Televizyon gibi daha net belirlenmiş yayın kuralları ve kodları yok.
Bunları belirlemek de çok zor çünkü televizyonun aksine çocukların, ailelerin ve yetişkinlerin izlediği farklı yayın kuşakları yok. Yöneticisi tarafından silinmediği sürece, sayfaya konulan bir çıplak kadın resmine günün her saati herkes rahatça ulaşabiliyor.
İngiliz hükümeti, Mart ayının başında ilk defa kondom reklamlarının, "ahlaklı olması ve sosyal sorumluluk taşıması" kaydıyla televizyonda "prime-time" saatlerinde yayınlanmasına izin verdi.
Uzun tartışmalardan sonra alınan bu kararın arkasında, cinsel sağlık hakkında İngiliz hükümetine danışmanlık yapan bir kurulun erken yaşta hamilelik ve cinsel yollarla bulaşan hastalıkları önleme konularında yaptığı tavsiyeler var.
İngilizler kılı kırk yararak televizyon yayınları hakkında titizlenedursun, Türkiye'de tam da "prime-time ailesi" diyebileceğimiz ailelerin okuduğu Akşam gazetesinin online versiyonu okuyucularına ilk sayfasında haber olarak; solda kırmızı tüylü kelepçesini ısıran çıplak bir kadın resmi (tıklayınca çıkan galeride kelepçesiz ve nerdeyse hiçbir şeysiz fotoğrafları da var), sağda eşofmanla bile seksi olduğunu iddia eden bir kadının yatakta eşofmansız fotoğrafı ve ikisinin ortasında geciktirici sprey reklamı sunuyor. Akşam'ın online gazetesini sonuna kadar okumak isteyen erkeklerin ihtiyacı olabilir.
İngiliz medyasında Akşam'ın izdüşümü, tabloid, yani bulvar gazeteciliğin kitabını yazmış olan gazete, "The Sun News of the World". Her iki gazetenin de online versiyonlarının ilk sayfası sadece Akşam'ı değil, Milliyet ve Hürriyet'i de andırıyor.Ya da tam tersi.
Türk gazeteleri aslında bu bulvar gazetelerinin amatör birer kopyası gibi. Ancak doğruya doğru, İngiliz bulvarlarının online versiyonları bizimkilerden bir nebze olsun daha derli toplu tasarlanmış.
Karadeniz'de okula gitmek için ilkel bir teleferiğe tutunarak dere geçen çocukların haberinden hemen sonra "Bikinisi küçük geldi" galerisini yayınlayıp okuyucuda travmaya neden olmuyorlar.
The Sun ve News of the World'den farklı olarak, ciddi Türk gazeteleri konu çıplak kadın galerisi olduğunda keyfiyette sınır tanımıyor. Fotoğraftan esinlenerek haber uydurmak, aynı fotoğrafı birkaç ay arayla farklı başlık altında yayınlamak, "kadın", "sağlık", "teknoloji" gibi üst başlıkları çıplak kadın fotoğrafı basmak için kullanmak Türk gazetelerine özgü bir durum.
Eğer benim gibi "Eskinden neydiler, bak şimdi ne haldeler" haberlerine meraklıysanız Akşam, Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin çıplak kadın galerilerindeki farkları da kolaylıkla yakalayabilirsiniz. İsim sıralaması galerilerin erotik zenginliğine göre yapılmıştır.
Akşam gazetesi, yukarıdaki örnekten de anlaşılabileceği gibi erotik habercilik alanında açık arayla önde gidiyor. Siyasi manşetle çıplak manşet aynı büyüklükte verilmiş. Birçok galerideki çıplak kadının değil adı, fotoğrafının ne gibi bir haber vesilesiyle basıldığı bile yazılmamış.
Milliyet'in ilk sayfasında ise üstte siyasi haberler var, ancak altlara doğru indikçe çıplak kadın haberlerinin sayısı artıyor. Milliyet'in galerisi de Türkiye'nin en zengin erotik arşivlerinden.
Hürriyet'in siyasi manşetini mutlaka bir erotik haber takip ediyor. 1 Nisan'daki "Erkekleri delirten kadın" gibi... Habermiş gibi verilse de bu bir haber değil, bir yerlerde çekilmiş erotik bir kamera şakası.
Televizyonda olsa ancak şifreli kanallarda gösterilebilir. Sabah gazetesi el değiştirdiğinden beri ilk sayfasında daha az çıplak kadın fotoğrafı kullanıyor. Ancak serbest piyasanın rekabet koşulları ister istemez kendisini dayatıyor.
Sayfanın altlarında "özel haber" ifadesiyle yayınlanan "Selülit kabusuna son" başlığının altındaki yakın çekim kendi poposunu avuçlayan kadın fotoğrafı rekabetin yaratıcılığı ne kadar kırbaçladığını gösteriyor.
Niyetim İngiliz bulvar gazetelerini övmek değil. Sadece, Türkiye'de siyasi haber almak için okunan gazetelerin İngiltere'nin "tabloid" yani bulvar gazetesi ya da skandal gazetesi olarak adlandırılan "The Sun ve News of the World"le aynı ligde olmalarının tuhaflığından bahsediyorum.
Niyetim "medyada kadın sömürüsünün" altını çizmek de değil. O zaten var ve korkarım olacak da. Ancak sömürünün sınırlarının editörlerin şahsi cinsel fantezileri olması çok rahatsız edici olduğu gibi tehlikeli de.
Gazetelerin kadın vücudunu bu derece keyfi sergilemesi, zaten ataerkil olan toplumun bu karakterini daha da pekiştirmiş oluyor.
Milliyet gazetesinin internet versiyonunda "Komşusu tecavüz ettiği için namus cinayetine kurban giden genç kadın"la, "son filmindeki tecavüz sahneleri çok konuşulacak olan Deniz Akkaya'nın fotoğraflarının yan yana basılması unutamadığım sayfa mizanpajlarından sadece birisi.
Sayfayı hazırlayanların bilinçli mi yoksa bilinçsiz bir seçimi mi bilmiyorum. Ancak her iki durumun birbirinden beter olduğu kesin. (ZE/BB)