Arif Ali Cangı

Türkiye’de ekolojik politikaların turnusolü işlevini gören madencilik politikaları bu yılın "çevre günü"nünde de gündemde. Hükümetin hazırladığı Maden Yasası tasarısı Meclis’te. “Ekolojik ve toplumsal yıkım” getirecek tasarının bir an önce geri çekilmesi gerekiyor.

Aslında değişen bir şey yok, yine tüzük gücünde bir yönetmelik; yine madencilik faaliyetlerinin yaratacağı çevresel riskler çok hafife alınıyor. Değişen tek şey, izin sürelerinin daha da kısalması: Bir ay on beş güne, onbeş gün bir haftaya düşürülüyor.

Hem barajı istiyorum hem de Allianoiun kurtarılmasını demek Allianoiun sularda boğulmasını istemekle aynı. Koruma kararlarına uyulmalı, baraj inşaatı durmalı. Yoksa, insanlığın ortak kültür mirasını yok etmenin tarihsel sorumluluğunu taşıyacağız.

Allianoi Grubu iktidara ve kamu görevlilerine sesleniyor: Allianoi ile ilgili koruma kararlarına uyun. Baraj inşaatını durdurun, projesini değiştirin. Yoksa, cezai sorumlulukla karşı karşıya kalacak, insanlığın ortak kültür mirasını yok edeceksiniz.

Avukat Cangı, insanlık su krizine doğru yol alırken, hukuksal düzenlemelerin su havzalarını nasıl yapılaşmaya açıp, işletmelere olanak sağlayacak şekilde yapıldığına dikkat çekiyor.

Gelin Bu ülke hukuk devleti mi, değil mi? ve memleket kimlerin çıkarına, kimler tarafından idare ediliyor? sorularını soralım çokça. Bir de bir şeyler yapalım. Çünkü geleceğimiz elden gidiyor...