Sıradışı Bir Kadının Otobiyografisi, bir kadının his ve akıl süzgecinden geçerek yazılsaydı bambaşka bir roman olurdu. Kitapta hayat hikâyesini anlatan kadını sıradışı yapan ne yazık ki kadının yaşadıkları değil, romanın yazarının erkek oluşu...

Diyarbakır 2.Edebiyat Günleri dün sona erdi. 250 dolayında konuk. Onlarca panel, söyleşi ve dinleti. 15 gün süren ve hala devam eden 20 bin kitabın sergilendiği kitap fuarı. 2 günlük ve 200 Kürt aydınının katıldığı Kürt Dil konferansı..

2. Edebiyat Günlerine katılan yaklaşık 200 Kürt aydın ve yazarı, 2-3 Aralık tarihlerinde Kürt Dil Konferansı düzenledi. Konferansın sonuç bildirgesini, İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Şefik Beyaz açıkladı.

Opera, Bale ve Orkestralara kadro alımı için açılan sınavlar, performansa dayalı yeni personel rejimine geçmeyi hedefleyen Kültür Bakanlığınca iptal edildi. Boş kadrolar yüzünden etkinlikleri aksayan sanatçılar sınavların açılmasını istiyor.

Memet Fuat Eleştiri, Deneme, Yayıncılık Ödüllerinde, eleştiri dalında Füsun Akatlı; deneme dalında Nilüfer Kuyaş; yayıncılık alanında ise, Norgunk Yayıncılık ödüle layık görüldü.

Çok cüretkar ve belki de haksız bir genelleme sayılabilir ama bu çok satan kitapların büyük bir kısmının kapaklarında yazarlarının fotoğrafları bulunur. Belirli bir poza hapsedilmiş duruşlar. Ama en çok yüzler.

İki gazeteci, bölgeden Faruk Balıkçı ile Namık Durukan. İkisi de bu yirmi yıllık şiddetle, şiddet iklimi ile iç içe geçmiş ve yaşanmış hayatların adeta canlı tanığı. Birileri tetiğe basarken bir başkalarının da deklanşöre basmasının ironik hikayeleri.

Şaşırmak, tanışmadıysanız tanışmak, buluştuğunuzda heyecanlanmak, epeydir göremediyseniz uğramak için Buruşuk Arzulara takılın. Okura elinden alınan aktifliğini verme telaşındaki Süreyyya Evrenin güzel çabasının hatırına...

Mübarek, bilge, bayan, Üm el Müminin... Arkeolog, yazar, gezgin, dağcı, coğrafyacı, ajan ve Çöl Kraliçesi. Amerikalı yazar Janet Wallach, Türkçesi bu yıl Can Yayınlarından çıkan Çöl Kraliçesi adlı çalışmasında Gertrude Bell'in yaşamının izini sürüyor...

12 Aralıka dek sürecek festivalde, Ahmet Uluçay, Çağan Irmak, Ömer Kavur, Yağmur-Durul Taylan, Reis Çelik, Ömer Vargı, Zeki Demirkubuz, Ezel Akay ve Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenlerin filmleri gösterilecek; Avrupada Türk sineması paneli düzenlenecek

Tılsım adlı sergisi için zihnini kuşatan imgeler arasında, sihirli ama rotasının kendi elinde olduğu bir yolculuğa çıkan ve nesnelerle tılsımlı bir koza oluşturduğunu anlatan Yücel, renkler, çizgiler, biçimler ve ışıklarla bir mekan kurmuş.

Edebiyat Günlerinde bugün Çocuk edebiyatının sorunları; Cezaevlerini yaratıcı mekanlara dönüştürenler; 70 kuşağından 90 kuşağına iki toplum, iki edebiyat; Süleymaniyenin soluğu başlıklı paneller ve şiir dinletileri gerçekleştirilecek.

Edebiyat Günleri, dünEdebiyatta Eleştiri ve Eleştirinin Gücü paneliyle başladı. Gazeteci-yazar Temelkuranın Dilin Şiddeti-Şiddetin Dili; şair Odabaşının Şehrin Anılarında, Anıların Şehrinde Şair söyleşileriyle devam etti. Etkinlikler sürüyor.

Bugün İranda Kürt edebiyatı ve Fars edebiyatı tartışılacak. Söyleşilerin başlıkları, Edebiyatta eleştiri ve eleştirinin gücü; Yaralı kent Beyruttan bir seda; Dilin şiddeti-şiddetin dili ve Ortaçağ Ermeni Edebiyatında Kürtler.

2. Ortadoğu Edebiyat Günlerinin bu yılki sloganı, Edebiyat Yaşamdır. 250ye yakın Kürt, Türk, Arap, Fars, Ermeni, Süryani konuğun söyleşi ve sunumlarıyla Diyarbakır ve bölge halkıyla buluşacak. Edebiyat Günleri kapsamındaki Kitap Fuarı da dün açıldı.

İnsanların kendileri için kötü olanı unutmaya gelecekleri, yeni bir ruhla hayata doğacakları bir düşünce bahçesi düşlemekle kalmayıp gerçekleştirmiş olmak isteyenler toplanıyor Unutma Bahçesinde. Ben de o bahçeden içeri giriyorum tebessümle.

Kıymetli bilim adamı ve yazar Serol Teberi, 10 Kasım 2004te kaybettik. Ali Bilge ve Ömer Madra, Türkiye tarihinin bir bölümüne, insanı merkeze alarak yaklaştığı kitabı, Mehmet, Nuri ve Reşat Beyler den yola çıkarak, Teberi bir kez daha anıyorlar.

Yolcular, bu istimli vapurlardan çok memnun kaldılar. Memnun kalınmayacak gibi değildi ki... Kapalı bir salonu, oturacak sıra sıra kanepeleri vardı. Soğuk havalarda yanan soba içerisini iyi kötü ısıtıyordu. Hava kararınca da, içerdeki gaz lambaları...

Binlerce kişi şarkılarını söyledi. Şarkılarının olduğu kasetler yüz binlerce sattı. Elektrikleri kesik evinde, mumdan çıkan yangında öldü. Yirmi yıl önce tanıdığımda da devrimciydi. Öldüğünde de. Gözlerinden gözlerinden öperim.

Eğitim-Senin 18 Kasım 2005 tarihinde başlattığı Eğitimde Cinsiyet Ayrımcılığına Hayır kampanyası, Milli Eğitim Bakanlığında sendika temsilcilerinin de katılacağı bir Eşitlik Komisyonunun oluşturulmasını talep ediyor. Kampanya 10 Şubatta bitecek.