Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunun şiddet olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 78. Ama bu oran geçen sene yüzde 87’ymiş.
İkinci sırada, yüzde 41,5 ile toplumsal cinsiyet eşitsizliği geliyor. Ama eşitsizliğin kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlardan biri olduğunu düşünenlerin oranı da geçen seneden bu yana yüzde 9 azalmış.
Geçen seneye göre, kadınların hayatında işyerinde baskı ve tacizin önemli bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 23; aile baskısının önemli bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 21,4; çevre baskısının önemli bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 13,2; işsizliğin önemli bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 8 azalmış.
Şiddet azalmadığını biliyoruz, ya da bu konuda resmi bir veri olmadığı için medyaya yansıyan vakalara bakarak ve her gün sokakta deneyimleyerek tahmin ediyoruz, diyelim. Toplumsal cinsiyet eşitliği de sağlanmış gibi görünmüyor. Ama toplumun bu konudaki algısı değişmeye başlamış, onu anladık.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi, Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
Araştırma ekibinin de rektör Mustafa Aydın’ın da altını çizdiği nokta, toplumsal algıdaki değişimlerin nedenleri konusunda yorum yapabilmek için araştırmanın birkaç sene daha üstüste yapılması gerektiği.
Toplantıdan en çok aklıma kazınan kısım ise Yard. Doç. Aslı Çarkoğlu’nun ifadesiyle “18-25 yaş arası genç kadınlar toplumdaki en mutsuz ve eşitlik algısı en yüksek grubu oluşturuyor”. Türkiye’de farkındalığın yüksek olması, insanı (u)mutsuzluğa sürükleyen bir durum maalesef…
Kadınlar kocalarından memnunsa, hayatlarından da memnun
Araştırma için Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Erzurum, Antep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Samsun, Urfa, Tekirdağ, Trabzon, Van ve Zonguldak’ta 600 kadın ve 600 erkekle görüşmeler gerçekleştirilmiş.
Katılımcılara eşleri ile nasıl tanıştıklarından evlilik kararını nasıl aldıklarına, hayatlarından memnuniyet oranlarından eşlerin ev işlerine katkısına, kürtaj hakkındaki görüşlerinden feminizm konusundaki görüşlerine, siyasi partilerin kadın politikalarının verdikleri oya etkisinden AB üyeliği konusundaki görüşlerine kadar birçok farklı soru sorulmuş.
Katılımcıların yüzde 67,5’i hayatlarından memnun olduğunu ifade etmiş. Araştırma ekibi, kadınların hayat memnuniyetlerindeki en önemli belirleyicinin kocalarıyla ilişkileri olduğunu belirtiyor. Çarkoğlu “Ben bu durumun kadınları daha kırılgan hale getirdiğini düşünüyorum çünkü eşleriyle sorun yaşadıklarında tüm hayatlarını etkiliyor. Memnuniyet konusunda ilk belirleyicileri kayınpederleri, ardından da arkadaşları olan erkekler ise, bir taraf batarsa diğer tarafa tutunma şansına sahipler” diyor.
Kadınların en büyük sorunu nedir?
“Türkiye’de kadının en büyük sorunu şiddettir” diyen erkeklerin oranı yüzde 79,8. Kadınların oranı ise yüzde 75,7.
Kadınların erkeklerden daha yüksek oranla “kadının en büyük sorunudur” dediği başlıklar kadın erkek eşitsizliği (yüzde 41,8), eğitimsizlik (yüzde 34,8), çevre baskısı (yüzde 30,7) ve aile baskısı (yüzde 26,5).
Şiddet boşanmak için yeterli bir sebep
Erkeklerin yüzde 59’u, kadınların ise yüzde 67’si aile içi şiddetin boşanmak için yeterli bir sebep olduğunu düşünüyor.
Evli bir çiftin hiçbir şart altında boşanmaması gerektiğini düşünen erkeklerin oranı yüzde 20; kadınların oranı yüzde 14,5. “Ailenin devamı için gerekirse aile içi şiddet görmezden gelinmelidir” görüşüne katılmayanların oranı ise yüzde 70.
“Boşanmış bir kadının iffeti eski kocasını ilgilendirmez” diyenler ise erkeklerin yüzde 46’sını, kadınların ise 57,7.
Kadınların % 65’i çalışmıyor, % 72’si çalışmak istemiyor
Kadın katılımcıların yüzde 64,8’i şu an çalışmadığını ifade ederken, şimdiye kadar hiç çalışmayanların oranı yüzde 70,2. “Çalışmak ister miydiniz” sorusuna ise katılımcıların yüzde 72,2’sinin “Hayır” karşılığını vermesi dikkat çekiyor.
Araştırmacılar “Evet, çalışmak isterdim” diyen yüzde 27,8’lik gruba “Hangi imkanlar sağlansaydı çalışmak isterdiniz” diye sormuş. Cevaplar sırasıyla “baba/eş/aile izni”, “eğitim”, “güvenli iş ortamı”, “iş bulursam” ve “çocuk bakım desteği”.
Kadınların yüzde 79’u, erkeklerin ise yüzde 71’i kadınların iş hayatında fırsat eşitliğine sahip olduğunu düşünüyor.
%50 “feminizm” ifadesini duymamış
Katılımcıların yüzde 50’si “Feminizm” ifadesini daha önce duydunuz mu?” sorusuna hayır, demiş.
Bu ifadeden haberdar olanların, feminizmle ilgili görüşleri ise şöyle:
Tabii şu verileri de paylaşmak lazım:
* “Feminizmin erkeklerden nefret etmektir” ifadesine katılmayan kadınların oranı yüzde 53,2.
* “Feminist kadınlar çirkindir” ifadesine katılmayan kadınların oranı yüzde 80,6.
* “Feminist kadınlar çoğunlukla lezbiyendir” ifadesine katılmayan kadınların oranı yüzde 79,5.
* Feministlerin “çoğunlukla çirkin” ya da “çoğunlukla lezbiyen” olmadığını düşünen erkeklerin oranı da yüzde 56.
%43 “Kürtaj temel haktır” diyor
Kürtaj yaptırmanın kimin kararı olduğuna katılımcıların yüzde 78,9’u “birlikte karar verilmeli”, yüzde 15.4’ü “kadın karar vermeli”, yüzde 5,7’si ise “erkek karar vermeli” diyor.
Katılımcıların yüzde 57’si sağlık sisteminin kürtajı zorlaştırdığını düşünüyor.
“Kürtaj kadının en temel haklarındandır, yasaklanamaz” diyenlerin oranı yüzde 43,6. “Kürtaj yasaklanmalı” diyenler ise yüzde 41,6.
Dikkat çekici bir başka nokta, kürtajla ilgili sorulara kadınlar ve erkeklerin verdiği cevapların çok yakın olması.
“Politika erkek işi” diyenler artmış!
“Siyasal partilerin kadınlara yönelik politikalarının oy vermeniz üzerinde etkisi var mıdır?” sorusuna kadınların yüzde 54,7’si, erkeklerin ise yüzde 44,9’u “evet” demiş.
“Etkilemez” cevabı ise kadınlarda yüzde 12, erkeklerde yüzde 25 oranında.
“Politika erkeklerin işidir” diyenlerin oranı ise geçen seneden bu yanan bana göre inanılmaz bir artış göstermiş. 2015’te politikanın erkek işi olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 18 iken, 2016’da bu oran yüzde 28’e çıkmış!!
Araştırmada daha birçok konu başlığı bulunuyor. Araştırmanın tamamı için tıklayın. (ÇT)