Hem kadınlar hem de erkekler, Türkiye’de kadınların yaşadığı en büyük sorunun şiddet olduğunu düşünüyor.
Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesini kadınların yüzde 64’ü onaylamıyor; erkeklerde ise bu oran yarı yarıya.
Kürtaj, ev işleri ve çocuk bakımında eşit sorumluluk paylaşımı, evlilik dışı çocuk sahibi olmak veya birlikte yaşamak gibi konularda toplumun tutumu olumsuzlaşırken, şiddetin bir boşanma sebebi olarak kabul görmesi, çalışma hayatına kadınların katılımı ve ekonomik özgürlükleri konusunda eşitlikçi tutumlar artış gösteriyor.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2018 sonuçları bugün açıklandı.
Toplumun genel hayat memnuniyeti geçtiğimiz seneye göre düşüş gösteriyor.
Kadir Has Üniverisitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil ve Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu’nun sunumlarıyla kamuoyuyla paylaşılan araştırma, 23 ilde, kadın ve erkek bin 216 kişi ile gerçekleştirildi.
Araştırma hem geleneksel aile değerlerinde hem de eşitlik algısında bir artış olduğunu, genel hayat memnuniyetinde ise düşüş olduğunu ortaya koydu.
Çarkoğlu, araştırma sonuçlarını “Eşit olsunlar ama hem kadın hem de erkek geleneksel rollerini yerine getirsin, istiyorlar. Bu da muhafazakar feminizm olarak açıklanabilir" diye değerlendirdi.
En büyük sorun "şiddet"
Katılımcıların yüzde 55’i Türkiye genelinde kadınların en büyük sorununun “şiddet” olduğunu düşünüyor. Bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 78, önceki yıl ise yüzde 86 idi.
Katılımcılar kadınların en büyük sorunlarına ikinci sırada yüzde 12 ile işsizlik, yüzde 11 ile eğitimsizlik olduğunu söyledi.
Çarkoğlu, “Eğitimsizlik ve işsizlikle ilgili oranlar düşük çıkıyor çünkü toplum kadınların işsizliği ve eğitimsizliğini büyük bir sorun olarak görmüyor.
Şiddetin, boşanma sebebi görülmesinde artış
Katılımcıların yüzde 74’ü aile içi şiddetin boşanmak için yeterli bir sebep olduğunda birleşirken, bu oran geçtiğimiz yıla göre yüzde 11 artış göstererek kadınlarda yüzde 78 oldu. Erkeklerde ise yüzde 70 olarak gerçekleşti.
Aynı grupta sunulan “Erkek ailenin dirlik düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir” seçeneğine olumlu yaklaşan katılımcıların oranı geçtiğimiz yıl yüzde 14,4 iken bu yıl yüzde 11’e düştü.
Çocuk işçiliğine hayır, kız çocuklarının evde çalıştırılmasına evet
Katılımcılar, 14 yaş ve altı çocukların “ev dışında bir işte çalışması” seçeneğine yüzde 88 oranında “çocuk için uygun değil” dedi.
Katılımcıların verdiği cevaplardan kız çocuklarının ev işlerine daha uygun görüldüğü sonuçlar arasında yer alırken, oğlan çocukların ev işlerine dahil edilmediği saptandı.
Araştırma erkeklerin çocuk bakımına destek olmadıklarını, hatta çocuklarıyla oyun oynama oranlarının bile çok az olduğunu ortaya koyarken, kadınların eşlerinin çocuk bakımına dahil olmaları gerektiğini düşündüğünü gösterdi.
Katılımcıların yüzde 69'u çocukların hiçbir şart altında 18 yaşından önce evlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Kadınların yüzde 43'ü feminizmi duymamış
Kadınların yüzde 43'ü, erkeklerin ise yüzde 45'i feminizm ifadesini daha önce duymadıklarını söyledi.
Feminizmin eşitliği savuncuğunu söyleyenler arasında kadınlar, kadın üstünlüğünü savunduğunu düşünenler arasında erkekler daha yüksek oranda yer aldı.
%43 "kürtaj haktır" diyor, %47 ise yasaklanmasını istiyor
“Kürtajı zorlaştıran bir sağlık sistemimiz var” ifadesine olumlu cevap verenlerin oranı bir yıl önceki yüzde 57’lik orandan yüzde 51’e düşerken; “Kürtaj kadının en temel hakkıdır, yasaklanamaz” diyenlerin oranının ise yüzde 43’te kaldığı görüldü. Kürtajın "geleneklere aykırı olduğu için yasaklanması gerektiğini" düşünenlerin oranı ise yüzde 43.
“Kürtaj sadece belirli durumlarda (tıbbi zorunluluk, ensest, tecavüz) uygulanabilir” görüşü ise kürtaj konusunda yüzde 64 ile en fazla kabul gören ifade oldu.