Yoksulluğun çocuklar açısından getirdiği sonuçların daha iyi anlaşılabilmesi ve Türkiye'de çocuk yoksulluğu konusunda kamuoyu duyarlılığı oluşturmayı amaçlayan "Çocuk Yoksulluğu'nun Önlenmesi" konferansındaki konuşmalar ve sunumların çoğunluğu bu noktada ortaklaştı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Avrupa Birliği işbirliğiyle düzenlenen konferans bugün Ankara Swiss Otel'de başladı.
McLougney: Her üç çocuktan biri yoksul
Konferansın açılışında konuşan UNICEF Temsilcisi Edmound McLougney, yoksulluğun çok yönlü bir sorun olduğunu belirtti; "Sağlık yoksulluğu, sağlık hizmetlerine erişimde kısıtlılıklar, eğitim, gıda, okuma yazma yoksulluğu. Bütün bunlar hem günlük yaşamı hem de insanının onurlu bir yaşam sürmesini olumsuz etkileyen faktörler" dedi.
McLougney, yoksul çocukların yoksul yetişkinler olacaklarını ve yoksulluk döngüsü böylece kendini yeniden üreteceğini vurguladı.
Ekonomik büyümeye karşın her üç çocuktan birinin yoksulluk içinde yaşadığını ifade eden McLougney, "İnsani kalkınma ve insana yapılan yatırım enflasyona neden olmuyor. Hatta uzun vadede önleyici. Çocuk hakları için yapılacak yatırım herşeyin iyileşmesini sağlayacaktır" diye konuştu.
Ailelere yapılan nakit yardımlarının ileriye götürülmesi gerektiğini ifade eden McLougney, şöyle devam etti:
"Burada hayır işlerinden bahsetmiyoruz. Herkes insan hakkını kullanması ve ekonomiden kendine düşen payı alması gerekiyor. Türkiye'de para var. Çocuklara ve insan haklarına yatırım yapmak iyi bir siyaset diye düşünüyorum. Çocukları dinlemeli ve onların da katılımını sağlamalıyız."
Kretschmer: Çocuk yoksulluğu AB'nin yedi önceliğinden biri
Avrupa Komisyonun Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer de yaptığı konuşmada çocukların toplumdaki dezavantajlı konumları gereği yoksulluğa daha fazla açık olduklarına dikkat çekti, çocuk yoksulluğuyla mücadelenin bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Çocuk yoksulluğunun son dönemde artış göstererek AB ülkeleri içinde sorun haline geldiğini belirten Kretschmer, yoksulluk döngüsünün önlemek için aileleri mali yönden desteklemeye ve sosyal dışlamayı önlemeye çalıştıklarını ifade etti.
Kretschmer, sosyal harcamalara daha çok pay ayıran ülkelerin daha az sorun yaşadığını söyledi ve İsveç örneğini verdi. " İsveç'te sosyal harcamalara Gayri Safi Milli Hasıla'dan (GSMH) ayrılan pay yüzde 16, çocuk yoksulluğu oranı yüzde beş. ABD'de sosyal harcamalara ayrılan pay yüzde üç, yoksulluk oranı yüzde 20."
Çocuk yoksulluğunun AB'nin için yedi önceliğinden biri olduğunu belirten Kretschmer, sosyal dışlamayı önleyici gerekli tedbirlerin alınması konusunda ciddi taahhütlerin olduğunu ifade etti.
Kretchmer, yüksek işsizliğin sonunda genel bir yoksullaşmaya neden olduğunu belirtti; Türkiye'de kırsal kesimlere gidildikçe çocuk yoksulluğunun yüzde 45'lere ulaştığını, bütün çocuklara sosyal ve bölgesel koşullardan bağımsız olarak eşit olanaklar tanınması gerektiğini vurguladı.
Başesgioğlu: Hane halkı reisinin kadın olduğu ailelerde çocukların yoksulluk riski daha fazla
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, 2002 yılından bu yana gelir dağılımındaki dengesizlik konusunda önemli düzelmeler olduğunu savundu.
Hane halkı reisinin kadın olduğu ailelerde çocukların yoksulluk riskine daha fazla maruz kaldığını ifade eden Başeskioğlu, sosyal dışlanmanın engelli çocuklar, çalışan çocuklar ve kurumlarda kalan çocuklarda daha çok görüldüğünü söyledi.
Çalıştırılan çocukların her türlü istismara açık olduğuna dikkat çenen Başeskioğlu, Türkiye'de çocuklar göç etkisiyle sokakta, kırsal alanda ise mevsimlere göre tarım sektöründe mevsimlik işçi ya da aile işçisi olarak çalıştırıldıklarını ifade etti.
İki gün sürecek konferansta, "Çocuk yoksulluğuna Türkiye'nin bakışı", "çocuk yoksulluğu ve sosyal hizmetler", "çocuk yoksulluğunu azaltmaya yönelik politikalar ve programlar", "çocuklara yönelik sosyal harcamalar", "çocuk yoksulluğuna Avrupa'nın bakışı" başlıkları ele alındı.
Konferansın ikinci gününde yapılan sunumlar , mevcut durum ve son istatistikler üzerinden başlıca sorunların belirleneceği ve somut politika uzantılarının ele alınacağı grup çalışmaları yapılacak.
Grup çalışmalarının başlıkları şöyle. "Çocuk işçiliği", "Erken çocukluk", "Eğitim temel hizmetlere erişim", "Çocukların korunması", "Çocukların ve ailelerin desteklenmesi ve topluma katılımının sağlanması" ve "Çocuk yoksulluğu konusunda STK ve akademi perspektifi". (KÖ/EÖ)