Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 34. ve 35. Ağır Ceza mahkemelerinde devam etti.
35. ACM'de birleştirme
35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (ACM) Arel Üniversitesi’nden Arş. Gör. Canan Özcan, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Dr. Ayşe Zeynep Akalın Özdemir ile okutman Nergis Perçinel, Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen araştırma görevlileri Burcu Yılmaz Gündüz, Can Yalçın Armutçuoğlu ve Doç. Dr. Leyla Şimşek, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden (YTÜ) emekli Yrd. Doç. Dr. D.G. ikinci duruşmalarına çıktı.
Yılmaz-Gündüz ve Akalın-Özdemir duruşmaya katılamadı.Armutçuoğlu, Şimşek ve D.G. savunmalarını yaptı. Mahkeme heyeti, yedi akademisyenin dosyasını da kendi mahkemesindeki diğer akademisyen davalarının dosyalarıyla birleştirdi.
Birleşen dosyaların görülmesine 18 Ekim'de devam edilecek.
34. ACM'de mütalaa açıklandı
34. ACM'de ise Galatasaray Üniversitesi'nden Arş. Gör. D.T. ve İstanbul Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Adalet Alada ile Doç. Dr. Murat Birdal ikinci duruşmaları görüldü.
Duruşmalarda hazır bulunan üç akademisyen de savunmalarını yaptı. Mahkeme heyeti derhal beraat ve birleştirme yönündeki talepleri reddetti. Esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı akademisyenleri Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesine göre cezalandırılmalarını istedi.
Duruşmaların tamamı 24 Ocak'a ertelendi.
Bugün görülen celselerden ayrıntılar şöyle:
34. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Abdullah Özer; Üyeler: Oktay Güney, Emrah Kayasan; Savcı: İlkay Özcan.
1. duruşma
Duruşma salonunda hazır bulunan Galatasaray Üniversitesi'nden Arş. Gör. D.T. savunmasını yazılı ve sözlü olarak sundu:
"Sözü geçen bildirinin eleştiri sınırlarını aştığını düşünmüyor ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Aynı zamanda, eleştiri ve eleştirel düşüncenin tıpkı toplumsal uzlaşı ve barış gibi toplumları daha iyiye götürecek temel unsurlardan biri olduğuna inanıyorum.
"Bütün düşünceler tartışmaya açıktır"
"Bilim insanı olmanın gereği olarak kendi düşünce ve edimlerimiz başta olmak üzere bütün düşüncelerin tartışmaya açık olduğunu varsaymamız gerekir.
"Tam da bu nedenle çalışmalarımızda savlarımızı üzerine inşa ettiğimiz verileri ve bilgileri sistematik biçimde referans gösteririz ki, yazdıklarımızı, söylediklerimizi okuyacak, dinleyecek olanlar bu bilgileri kontrol edebilsin ve gerektiğinde itiraz ve eleştirilerini sunabilsin."
Mahkeme heyeti avukat Osman İlkan Koyuncu'nun birleştirme ve derhal beraat yönündeki bütün taleplerini reddetti.
Esas hakkında mütalaa açıklandı
Görüşü sorulan savcı esas hakkında mütalaasının hazır olduğunu söyledi. Mütalaasında, "terör örgütü propagandası suçunun tüm unsurlarının oluştuğunu, metinde devletin güvenlik güçlerinin katliam yapmakla suçlandığını, metni imzalamak düşüncesinden terör örgütünün düşüncelerinin yayılmasının anlaşıldığını" söyleyerek TMK 7/2 maddesi yönünden suç unsurlarıın "tamamının" oluştuğunu, sanığın bu maddeye göre cezalandırılmasını istedi.
Terörle Mücadele Kanunu 7/2 Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
Mahkeme heyeti avukat ve sanığa mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için ek süre vererek duruşmanın 24 Ocak'ta devam etmesine karar verdi.
2. duruşma
İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Murat Birdal duruşma salonunda hazır bulundu Yazılı ve sözlü sunduğu savunmasında şunları söyledi:
“Sonuç olarak, bu metne imza atmaktaki amacım çatışmaların sürdüğü bir süreçte kolluk gücü, bürokrat ve siyasetçilerin yanlışlık ve ihmallerini ortaya koymak, uzun yıllardır ülkemizin en öncelikli sorunu haline gelen bir meselenin siyaset mekanizması yoluyla çözümüne çağrıda bulunmaktır.
“Bu çabaya kulak verilmesi birlikte yaşam olanaklarının güçlendirilmesi ve bölgede kalıcı bir barış ortamının tesis edilmesi açısından önemlidir.”
TIKLAYIN - Murat Birdal'ın Beyanı
Mahkeme heyeti bir önceki celsede olduğu gibi bütün talepleri reddetti. Savcı esas hakkında mütalaasını yineledi. Heyet savunma için sanığa ve avukatlara ek süre vererek duruşmayı 24 Ocak'a erteledi.
3. duruşma
İstanbul Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Adalet Alada duruşma salonunda hazır bulundu.
Alada savunmasında "Herhangi bir ayrıcalıktan değil vicdani çağrıdan hareket ettim. Başımızı öne eğdiren geçmişe yenilerinin eklenmemesi için tarihsel sorumluluk gereğiyle, yarın utanmamak, çocuklarımızın önünde başımızı eğmemek için bugüne kadar edinmiş olduğum kamusal etik ve vicdana uygun olarak hareket ettim" dedi.
TIKLAYIN - Adalet Alada'nın Beyanı
Avukat Yeniaras savunma yaptı
Avukat Arın Yeniaras söz alarak akademisyenlerin imza attığı 11 Ocak'tan bu yana yaşanan süreci anlattı. Yargılamadaki ihlallere dikkat çeken Yeniaras, iddianameyi "havuz iddianame" olarak değerlendirdi. İlk aşamada müvekkiline Suriyeli bir vekilin iddianamesinin geldiğini söyleyerek özensizliği vurguladı:
"FETÖ sanığı olan Emre Erciş'in yazısı bu dosyada delil olarak kullanılmıştır. Sayın duruşma savcısı belki onun hakkında suç duyurusunda bulunabilir. Bu dosya temelden çökmüş usulen devam etmektedir. Suça konu eylem belirsizdir. Hiçbir nedensellik bağı kurulmamıştır. Suçta ve cezada şahsilik ilkesine uygunluk yoktur.
"Savcının görevi duyurusu yapılan suçu araştırmaktır"
"Daha önce aldığımız gerekçeli kararlarda propaganda suçunun hangi unsurları tartışılıp netleştirilmemiş. Ancak Yargıtay'ın yetersiz tespit nedeniyle kararı bozduğu örnekler mevcuttur. İddianame hukuki değil tahminidir.
"Savcının görevi kendisine gelen suç duyurusundaki gerçekliği araştırmaktır. O suç işlenmesin diye imza atan insanlara propagandadan dava açmak değil. Eğer savcı bunu araştırsaydı ve yine akademisyenlere dava açılsaydı bu davalar Avrupa Konseyi tarafından izlenecek kadar popülarite kazanmazdı."
Alada: Bana bakabiliyor musunuz savcım?
Savcı TMK 7/2'den ceza istediği esas hakkındaki mütalaasını tekrarladı.
"Makineleşmiş suçlamalar, ekrana bakarak okuyorsunuz sayın savcı. Bana bakabiliyor musunuz efendim? Ben ekrandan ötürü yüzünüzü göremiyorum. 60 yıl boyunca sadece okuma yazma yapmış, sadece öğrenci yetiştirmiş bir insana örgüt propagandasını yaptığını nasıl söylersiniz?"
Mahkeme heyetinden veya savcıdan bir cevap gelmedi. Alada'ya ve Yeniaras'a mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak üzere ek süre verilerek duruşma 24 Ocak'a ertelendi.
35. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Adem Aygün; Üyeler; Ayhan Arduç, Teceli Aslan; Savcı: Selahattin Kanbur.
1. duruşma
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) Dr. Ayşe Zeynep Akalın Özdemir duruşmaya katılamadı. Savcı dosyaların birleştirilmesi yönünde mütalaa verdi. Avukat Mahmut Yıldırım mütalaaya katıldıklarını ifade etti.
Mahkeme heyeti, 35. ACM'deki akademisyen dosyalarının 2017/68 sayılı dosyada birleştirildiğini, aralarında bağlantı olduğu için bu dosyanın da diğerleriyle birleştirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 18 Ekim'de görülecek.
2. ve 3. duruşmalar
İTÜ'den okutman Nergis Perçinel duruşma salonunda hazır bulundu. Marmara Üniversitesi'nden Arş. Gör. Burcu Yılmaz Gündüz duruşmaya katılamadı.
Mahkeme heyeti iki dosyayı da kendi mahkemesinde görülen ilk akademisyen dosyası olan 2107/68 sayılı dosyayla birleştirdi. Bir sonraki duruşma 18 Ekim'de görülecek.
4. duruşma
Duruşma salonunda hazır bulunan Arel Üniversitesi'nden Arş Gör. Canan Özcan savunmasını sundu:
"Şahsıma ve bildiriye isnat edilen bütün suçlamaları reddediyor, beraatimi talep ederken barış talebimi bir kez daha dile getiriyorum."
TIKLAYIN - Canan Özcan'ın Savunması
Avukat Meriç Eyüboğlu söz alarak tevsi-i tahkikat (soruşturmanın genişletilmesi) talebi olduklarını, celse arasında kendi belgelerini sunacaklarını ancak birleştirmeden sonra dile ifade edeceğini söyledi.
13. ACM ile birleştirme talebi reddedildi
Eyüboğlu "Mahkemenizin birleştirme kararını doğru ancak eksik buluyoruz. Bizim öncelikli talebimiz 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasıyla birleştirilmesidir. Aksi halde mahkemenizde birleştirmenize itirazımız yok" dedi.
Mahkeme heyeti kendi mahkemesindeki dosyalarda birleştirme kararı alarak duruşmayı 18 Ekim'e erteledi.
13. ACM’deki dosya Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
5. duruşma
YTÜ'den emekli Yrd. Doç. Dr. D.G. duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasında "Söz konusu bildiriyi destekleyerek ülkenin Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşayanların insanlık onuruna uygun yaşayabilmesi için tek muhattabım olan Türkiye Cumhuriyeti devletine çözüm çağrısında bulundum" dedi.
Mahkeme heyeti birleştirme yönünde kararını yineleyerek duruşmanın 18 Ekim'de devam etmesine karar verdi.
6. duruşma
Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Arş. Gör. Can Yalçın Armutçuoğlu duruşma salonunda hazır bulundu. Yazılı savunma yapmayacağını ifade eden Armutçuoğlu sözlü olarak şunları söyledi:
"Üzerinde iddianame yazan metne yanıt vermek durumundayım. Bu metni okuduğum zaman acaba ben dokuz yıl Hukuk Fakültesi'nde çalışmadım mı diyorum. Çünkü atılı bir suç var ancak suçun maddi ve manevi unsurları yok. Kendi açımdan düzenlenmiş ve ceza muhakemesi kurallarına uygun bir iddianame olarak değerlendirmem mümkün değil.
"İddianamede doğru olan tek şey adım ve imzamdır"
"Bir şey ifade özgürlüğü kapsamında değilse suç oluşturur. Fakat bu metnin hangi teknikle okunup da bu suça konu edilebildiğini mümkün değil.
"Barış talep eden bir metnin şiddet övgüsüyle suçlanması benim anlayabileceğim bir şey değil. Bu iddianamede benimle ilgili doğru olan tek şey adım ve barış bildirisine imza attığım gerçeğidir."
Dosyaya birleştirme
Avukat Sevgi Epçeli Arslan iddianameyi değerlendirdikleri bir diekçeyi mahkemeye sundu. "Bildiride kullanılan hangi ifadeyle hangi şiddet eyleminin övüldüğü somut olarak ortaya konmadan hazırlanan bir iddianame hukuken bir suçlamaya neden olacak nitelikte değildir" diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından verdiği örneklerle atılı suçun oluşmadığını, söz konusu metnin ve imzanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. "Adil yargılanma hakkını, ifade özgürlüğünü ve akademik özgürlüğü ihlal eden bu dosyadan derhal beraat talebimiz vardır" dedi.
Mahkeme heyeti dosyayı kendi mahkemesindeki diğer akademisyen davalarının dosyalarıyla birleştirdi. Bir sonraki duruşma 18 Ekim'de görülecek.
7. duruşma
Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Doç. Dr. Leyla Şimşek duruşma salonundaydı. Savunmasında suçlamaları reddederek derhal beraatini talep etti.
TIKLAYIN - Leyla Şimşek'in Beyanı
Avukat Sevgi Epçeli Arslan bir önceki celsedeki beyanlarını tekrarladı. Mahkeme heyeti tekrar birleştirme kararı verdi. Bir sonraki duruşma 18 Ekim'de.
Akademisyen yargılamaları hakkında
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 28 Haziran itibariyle 256 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 16 kişinin davasında karar açıklandı. 16 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'ının cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Akademisyen yargılamalarında kararlara buradan ulaşabilirsiniz.
Ne olmuştu? 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 28 Haziran itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 256 oldu. 16 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor. Birleştirme kararları 33. ACM'de 27, 25. ACM'de yedi, 29 ACM'de dört olmak üzere 38 akademisyenin dosyaları birleştirildi. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)