Mahkeme kararında şöyle dedi:
"Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Devletin temel görevlerinden biri en temel kişilik hakkı olan yaşam hakkını korumaktır. 20 yılık zaman aşımı süresince failler yakalanamamıştır. Bu tarihten sonra yakalansalar dahi yargılanamayacaklar ve ceza verilemeyecektir. Burada İçişleri Bakanlığı'nın hizmet kusurunu açık olduğu görülmektedir. Bu sonuç vatandaşın ve toplumun, devlete ve hukuka duyduğu güveni sarsacak ve manevi zarara yol açacak niteliktedir."
Mahkeme, davayı açan Dr. Özgüner'in kızı Alev Özgüner'e 3 bin YTL tazminat ödenmesine hükmetti.
Fail çıkıp gelse de zaman aşımı nedeniyle yargılanamayacak
bianet'in görüştüğü Özgüner'in avukatı Ömer Kavili "Koruyucu önlem almama, etkili soruşturma yapmama nedeniyle faili belli olan bir cinayetin faili meçhule çevrilmesi nedeniyle, mahkeme ağır nitelikte hizmet kusuru işlendiğine karar verdi" dedi.
Avukat Kavili, Özgüner'in öldürülmesiyle ilgili davanın 20 yılın ardından zaman aşımına uğradığını, bu nedenle "Şimdi failler çıkıp gelse, 'bunu ben yaptım' dese bile yargılanamayacak. Mahkeme buna da dikkat çekiyor" dedi.
Danıştay'ın "devlete kusur atfedilemez" kararı
İstanbul 2. İdare Mahkemesi, bu konudaki ilk kararını 2002'de vermişti. İçişleri Bakanlığı'nın itirazı üzerine davanın gittiği Danıştay 10. Dairesi'nin, Danıştay savcısının "Devlete kusur atfedilemez" diyen raporu üzerine "davanın tümüyle reddedilmesi gerektiğine" hükmettiğini aktaran Kavili, İstanbul'daki mahkemenin kararında direnmesinin bu nedenle anlamlı olduğunu söylüyor.
Danıştay 10. Dairesi'nin 2005 tarihli bozma kararının ardından, İstanbul 2. İdare Mahkemesi, 28 Eylül 2006'da direnme kararı aldı.
Kavili, şimdi İçişleri Bakanlığı'nın itiraz etmesi halinde davanın Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nda görüleceğini, burada onanması halinde kararın örnek oluşturacağını söyledi. Olumsuz karar çıkası halinde de iç hukuk yolları tükeneceği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurabileceklerini ekledi.
"Özgüner korunmadı, cinayette etkili soruşturma yapılmadı"
Kavili, Özgüner cinayetiyle ilgili şu notları aktardı.
* 18 Mayıs 1980'de, geceyarısı Dr. Özgüner'in üçüncü kattaki evinin kapısı zorlandı ve kısmen kırıldı. Ama içeri girilemedi. Özgüner, bu olaydan önce tehditler alıyor, arabası çiziliyordu.
* 21 Mayıs 1980'de Özgüner'in üyesi olduğu Türk Tabipleri Birliği (TTB), o dönemdeki başkanı Erdal Atabek'in imzasıyla Valilik'e başvurdu; Özgüner'in hayatının tehlikede olduğunu belirtti, önlem alınmasını istedi.
* İki gün sonra, Özgüner'in evinin kapısı tamamen parçalandı. Özgüner öldürüldü; eşi yaralandı.
* Olayla ilgili iki kişi yargılandı. Ancak bu yargılamayla ilgili mağdur Alev Özgüner'e hiç haber verilmedi. İki sanık beraat etti.
* Bu arada Emniyet'te de "daimi arama" notundan başka hiçbir bilgi yoktu. Şüpheliler arandıkları dönemde yurtdışına çıktı, tekrar Türkiye'ye girdi. Ama bu süre boyunca hiç ifadeleri alınmadı.
* Dr. Özgüner'in öldürülmesiyle ilgili 20 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için, bir yargılama yapılması ve faillerin cezalandırılması olanağı yok. (TK)